Şanlı Timur’un ve Oğullarının Mezarlarının Yer Aldığı Gur-i Emir

Gur-i Emir

Gur-i Emir

59 dk'lık okuma
759 kişi okudu

Gur-i Emir, Özbekistan’ın Semerkant şehrinin güneybatı kesiminde yer almaktadır. Gur-i Emir Farsça’da "kralın mezarı" anlamına gelmektedir. Masmavi kubbeli mozolede; ünlü hükümdar Timur, oğulları Shah Rukh Mirza ve Miran Shah, torunları Uluğ Bey ve Muhammed Sultan’ın mezarları yer almaktadır. Ayrıca Timur’un hocası Seyyid Baraka da burada gömülüdür.

Gur-i Emir’in Tarihi

Gur-i Emir’in inşa emrini, 1399 yılında Timur’un torunu Muhammed Sultan vermiştir. Yapının inşası 1404 yılında tamamlanmıştır. Timur, torunun ölümünden sonra uzun bir süre yas ilan etmiştir. Muhammed Sultan’ın cenazesi geçici olarak bir yere gömülmüş ve daha sonra Gur-i Emir’e taşınmıştır. Timur, 2 yıl sonra Çin’i fethetmek için hazırlanırken son nefesini vermiştir.

Timur, en sevdiği şehir olan Şehrisabz’da kendisine bir türbe yaptırmış olmasına rağmen, sert hava koşullarından dolayı bölgeye giden yollar kullanılamaz hale geldiğinden Gur-i Emir’e gömülmüştür. Timur, mozolenin merkez odasına torunu Muhammed Sultan’ın yanına defnedilmiştir. Daha sonra Timur’un mezarının etrafına 3 mezar daha eklenmiştir. Bu mezarlar; Seyyid Baraka, Uluğ Bey ve Shah Rukh Mirza’ya aittir. Gur-i Emir, 1967 yılında büyük bir restorasyon geçirmiştir.

Gur-i Emir’in Mimarisi

Gur-i Emir, Delhi’deki Hümayun’un Mezarı ve Agra’daki Tac Mahal dahil olmak üzere daha sonraki Babür mimari tarzına sahip mezarların öncüsü ve modeli olarak Türk-Pers mimarisi tarihinde önemli bir yere sahiptir. Görkemli bir dış görünüşe sahip olan türbenin gök mavisi bir kubbesi vardır. Kubbe, süslemeli mozaik ve kitabe ile oldukça ayrıntılı sekizgen bir binanın tepesinde yer almaktadır. Kubbenin, Hz. Muhammed’in yaşadığı yıl sayısını simgeleyen 64 kaburgası bulunmaktadır. Gur-i Emir, kubbesiyle 32 metre yüksekliğe ulaşmaktadır.

Gur-i Emir’in oldukça büyük bir giriş kapısı ve minareleri vardır. Yapıldığı dönemde, 4 minare inşa edilmiştir ancak günümüze sadece iki tanesi ulaşabilmiştir. Yapının dış duvarları, mavi tonlarında ve beyaz çinilerle kaplıdır. Mozolenin avlusunda, süslemelerle donatılmış büyük bir mermer blok durmaktadır. Bunun Timur’un tahtı olduğuna inanılsa da tarihçiler bu inancı çürütmüşlerdir.

Gur-i Emir’in içerisinde de zengin süslemeler bulunmaktadır. Geniş duvarlar boyalı sıva ile süslenmiştir. Kemerler ve iç kubbe, yaldızlı ve boyalı yüksek kabartmalarla süslenmiştir. Altıgen oniks karolar, alt duvarlara yeşilimsi bir yarı saydamlık kazandırmaktadır. Üstlerinde mermere oyulmuş ve yeşim taşı üzerine işlenmiş Kuran ayetleri bulunmaktadır. Kubbenin altında asılı duran devasa kristal avize, titreyen ışıklar ile parıldamaktadır. İçerisinde yer alan Timur’un mezarı, tek parça yeşim taşından bir mezar taşına sahiptir ve mezarın ortasına yerleştirilmiştir. Tüm mezarlar, mozolenin bodrum katında yer almaktadır.

Timur’un Mezarının Efsanesi

Gur-i Emir, ziyaret edenlerin tarihsel ve mimari güzellikleri görebilecekleri büyüleyici bir yerdir. Mozole, nisandan ekim ayına kadar 08:00 - 19:00, kasımdan mart ayına kadar ise 08:00 - 17:00 saatleri arasında ziyaretçilerine kapılarını açmaktadır. Giriş ücreti, her bir birey için 22.000 UZS’dir. 

Sovyet antropolog Mihail Gerasimov, 1941’de Gur-i Emir’deki mezarları açmıştır. Uluğ Bey’in başının kesilmiş olduğunu, Timur’un uzun bir boyda ve topal olduğunu doğrulamıştır. Söylenene göre Mihail Gerasimov, Timur’un mezarının üzerinde “Bunu açan benden daha korkunç bir düşmana mağlup olacaktır” yazılı bir yazıt bulmuştur. Ertesi gün, 22 Haziran’da Hitler Sovyetler Birliği’ne saldırmıştır.

Sevdiklerinizle Paylaşın