Dünyanın Aynası Semerkand Hakkında Bilgiler

Semerkand Hakkında

Semerkand Hakkında

129 dk'lık okuma
1552 kişi okudu

Semerkant, Özbekistan'ın kalbi olarak nitelendirilen, ülkenin en büyük ikinci şehridir. Yeryüzündeki en şaşırtıcı yapılara ve muhteşem güzellikteki çini süslemelerine ev sahipliği yapmaktadır.

Semerkant, UNESCO Dünya Mirası Listesinde “Kültürlerin Kavşağı” olarak adlandırılmıştır ve nefes kesen mimari eserlerle kaplıdır.

Dünyanın en karmaşık ve zarif mimarisine sahip Semerkant şehri, tüm dünya için gerçek bir turizm merkezi haline gelmiştir. Semerkant, İpek Yolu ticaretinin merkezi olması sebebiyle zengin bir şehir olmuştur. Sokakları, binaları, kaldırımları kısacası Semerkant hakkında her şey de bu zenginliğin göstergesi haline gelmiştir. Semerkant ile ilgili bilgiler de şehrin ekonomik, politik ve sosyal açıdan gelişmiş olmasının ticaret yolu üzerinde bulunmasıyla alakalı olduğunu kanıtlamaktadır. Tarihsel konumu nedeniyle şehrin geçim kaynakları da tekstil ve dokuma üzerine kurulmuştur. Son yıllarda sanayinin de gelişmesiyle birlikte Semerkant halkı; geçimini turizm, eğitim ve ticaretle sağlamaya başlamıştır.

Semerkant, tarihi yapıların aralarında bulunan çarşıları, ince işlenmiş mimari süslemeleri, hayranlık uyandıran tarihi eserleri sayesinde tüm dünyanın beğenisini ve “Dünyanın Aynası”, “Ruhun Bahçesi” ve “Doğunun İncisi” lakaplarını kazanmıştır. Özbekistan’ın kuzey doğusunda, Zarefshan Nehri vadisinde yer alan Semerkant, Afganistan ve Tacikistan ülkeleriyle sınır komşusudur.

2021 yılında Madrid’de düzenlenen ve Özbek yöneticilerin de katıldığı Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütünün bu yılki toplantısında Semerkant, 2023 Dünya Turizm Başkenti olarak ilan edilmiş ve bir sonraki toplantının Semerkant’ta yapılacağı kaydedilmiştir.

Semerkand'ın Tarihi

Akıllara durgunluk veren İpek Yolu binalarıyla ünlü bu büyük şehir, tarihçiler arasında Timur İmparatorluğu’nun üssü olmasıyla tanınmaktadır. Bir zamanlar Maracada olarak bilinen Semerkant’ın kuruluşu, tarih öncesi devirlere dayanmaktadır. Bölge, M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender’in seferlerinden birinde ele geçirilmiş ve böylece şehirde uzun süren savaşlar başlamıştır. Erken ortaçağ döneminden itibaren, eski bir İran uygarlığı olan Soğdlar, Semerkant'ta yaşamışlar ve İpek Yolu aracılığıyla Çin ve Hindistan'a kadar kumaş, baharat ve değerli metal ticareti yapmışlardır. 8. Yüzyıla gelindiğinde Soğdlar, Samanid İmparatorluğu'nun yönetimi ele geçirmesiyle bölgeden kaçmışlardır. Semerkant, 1220 yılında Cengiz Han’ın şehirde kendi egemenliğini sağlamasından ve savaşlar esnasında pek çok yapının yıkımla karşı karşıya kalmasından önce Müslüman öğretisinin merkezi olarak taçlandırılmıştır.

Timur olarak da bilinen Shujauddin Timur, dünyanın en büyük fatihlerinden biridir ve Semerkant’ı, Moğollarla savaşarak kendi topraklarına katmıştır. Bugün şehirde görülen eserlerin çoğunun mimarı, şehri sıfırdan inşa eden ve 1370'lerde Timur İmparatorluğu'nun başkenti yapan Amir Timur'dur. Semerkant, sanat tarihi açısından eşi benzeri bulunmayan pek çok yapısına da 14. yüzyıldan itibaren sahip olmaya başlamıştır.

1500'de Türkler ve Moğollardan oluşan bir topluluk olan Şeybaniler, Semerkant'ı fethetmişlerdir. Ünlü Registan Meydanı'ndaki iki medrese de dahil olmak üzere, bugün şehrin en önemli anıtlarından bazılarını inşa ettirmişlerdir. Semerkant, 18. yüzyılın sonlarında kendi haline terk edilmiş ve 1890'larda demiryolu sisteminin inşasıyla yeniden canlanmıştır. Bu durum, şehrin doğu ve batının kesiştiği noktada bir ticaret merkezi olarak kaybettiği önemi geri kazanmasını sağlamıştır.

Ticaretin kalbi olması sebebiyle çok sayıda millete kapılarını açan Semerkant’ta; orta çağdan itibaren Zerdüştlük, Hıristiyanlık, Budizm, Hinduizm ve Maniheizm de dahil olmak üzere birçok kültür ve dinin bulunduğu, arkeolojik eserler sayesinde kanıtlanmıştır.

Semerkand Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Semerkant’ın en belirgin özellikleri mimari yapılarıdır. Semerkant dendiğinde ilk akla gelen Registan Meydanı’dır. Timur İmparatorluğu döneminden kalan Registan Meydanı’nın üç tarafı medreselerle çevrilidir. Şehri ilk kez ziyaret edenlerin nefeslerini kesecek üç görkemli taç kapının ardında, çini süslemelerin ve el işçiliğinin muazzam örnekleri olan Uluğ Bey Medresesi (1417–1420), Sher Dor Medresesi (1619–1636) ve Tilya Kori Medresesi (1646-1660) bulunmaktadır. Çift sıra revaklı inşa edilen giriş cephelerinin, farklı tarihlerde yapılmış olmasına karşın birbirlerini bu denli tamamlayıcı özellikler göstermesi, sanat tarihi açısından eşsiz bir bir örnektir. Boşluksuz mozaik süslemeler, altın yaldızlı geometrik motifler, pencere kenarlarına varana dek süslenmiş duvarlar; Semerkant ziyaretçilerinin gözlerini bir saniye bile ayırmaksızın yapıları izlemesine sebep olmaktadır.

Dünyaca ünlü Tac Mahal’e ilham veren görkemli Gur-i Amir, Timur İmparatorluğu'nun en önemli türbelerinden biridir. Gur-i Amir'in zengin çinileri eşsiz bir başyapıttır ve mozoleye giden çarpıcı mavi taç kapısı, ziyaretçilerde büyük bir hayranlık uyandırmaktadır. Aynı etkiyi yaratan Orta Asya’ya özgü biçimiyle yerleştirilmiş olan kubbenin de her bir detayı çinilerle süslenmiştir.

Bibi Hanım Cami, Semerkant’ın simgelerinden biridir ve 1897 depremi nedeniyle yıkılana dek 10.000 kişi kapasitesi ile İslam dünyasının en büyük camisi olarak kabul edilmiştir.

1970’li yıllarda Sovyet yönetimi tarafından yeniden inşa çalışmaları başlatılan Bibi Hanım Cami, Özbekistan’ın ilk Cumhurbaşkanı İslam Kerimov tarafından tamamlanmıştır. Bibi Hanım Cami’nin hemen yanında bulunan Semerkant’ın en ünlü yerlerinden biri olan Siyob Pazarı, Semerkant’ın yerel ürünlerini tanımak ve yerlilerle konuşmak için mükemmel bir alandır. Burada her türlü baharatın yanı sıra taze ürünler, ekmek, et ve çeşitli yerel atıştırmalıklar satılmaktadır.

Semerkand'a Gideceklere Tavsiyeler

Semerkant ziyaretçilerinin ilk durağı, Registan Meydanı ve dıştan aynı görünmelerine karşın içlerinde çok farklı düzenlemeler barındıran medreselerdir. 400 yıllık Sher-Dor medresesinin minaresi, 40 metrelik mesafeden tüm ziyaretçilere eşsiz bir manzara sunmaktadır.

Uluğ Bey medresesi ise 15. yüzyılda İslam dünyasının en büyük gözlemevi olarak kullanılmıştır. Zarar gören yapının gökyüzü gözlem noktası, günümüze ulaşamamıştır. Medresenin içerisinde, Uluğ Bey medresesinden gözlemlenerek oluşturulan yıldız haritaları sergilenmektedir.

Bibi Hanım Cami, şehrin en ünlü camisidir ve turistlerin merakla görmeyi beklediği yerlerin başında gelmektedir. Bibi Hanım Cami’nin etkileyici görüntüsü sunan Bibi Hanım restoranı da ziyaretçilerin popüler duraklardan biridir. Turistler, Özbek tatlarını denemek için işlemelerle dolu bu restoranda vakit geçirebilmektedir. Yerel tatların deneyimlenebileceği Siyob Pazarı ise Semerkant misafirlerinin sıcak bir karşılamayla giriş yaptığı özel bir üretici pazarıdır.

Shah-i-Zinda, kutsal bir nekropol ve Semerkant'ta ziyaret edilebilecek en muhteşem yerlerden biri olarak bilinmektedir. 11 - 19. yüzyıllar arasında, komplekse sürekli olarak çeşitli türbeler ve tapınaklar eklenerek bugün görülen türbeler caddesini oluşturmuştur. Shah-i-Zinda, hem ünlü hem de bilinmeyen kişilerin kalıntılarını barındırmakta ve Müslüman dünyasının en zengin çinilerine ev sahipliği yapmaktadır. Çini süslemelerin büyük bir çoğunluğun tarihi, 14 ve 15. Yüzyıllarda hüküm süren Timur İmparatorluğu'na kadar uzanmaktadır.

Semerkand'a Giderken Alınması Gerekenler

Semerkant, Müslüman bir şehirdir ve tarih boyu Türklere ve Müslüman halklara ev sahipliği yapmıştır. Tarihi yapıların çok büyük bir çoğunluğu İslam dünyası için kutsal sayılan yapılardır. Tüm Özbekistan’da olduğu gibi Semerkant’ta da Özbekçe konuşulmaktadır. Özbek halkı, tüm dünyadan şehirlerine gelen turistlere misafirperverliğini sergilese de İngilizce gibi ortak konuşulan herhangi bir dili konuşmayı bilmemektedir.

  • Bu nedenle Semerkant’ı ziyaret edecek turistlerin yanlarında Özbekçe – Türkçe kılavuz bulundurmaları yerinde bir karar olacaktır.
  • Cami, medrese ve türbelere, tüm ziyaretçiler uygun kıyafetlerle kabul edilmektedir.
  • Registan Meydanı’nda bulunan medreseleri, Bibi Hanım Camii’ni, Shah-i Zinda mezar anıtlarını ve daha pek çok tarihi yapıyı ziyaret etmek isteyen kadın turistlerin yanlarında başörtüsü bulundurmaları gerekmektedir.
  • Ayrıca kadın veya erkek fark etmeksizin diz hizasından itibaren vücudu kapatan kıyafetler giyilmesi önerilmektedir.

Semerkand Hakkında İlginç Bilgiler

İlkbahar ve yaz akşamları, Semerkant’taki Sher-Dor Medresesi'nin içinde geleneksel bir müzik dinletisi gerçekleştirilmektedir. Müzik, Özbek kültürünün büyük bir parçasıdır ve geleneksel Özbek müziği birçok önemli şairden ve eski deyişlerden etkilenmiştir.

Registan'daki akşam performansları, Özbekistan ve Tacikistan'a özgü Shashmaqam eserlerini ziyaretçilere sunmaktadır. Bu dinletiler, UNESCO'nun “İnsanlığın Sözlü ve Somut Olmayan Kültürel Mirasının Başyapıtları” listesine girmiştir.

Uluğ Bey medresesinin 15. yüzyılda islam dünyasının en büyük rasathanelerinden birine ev sahipliği yapmış olması, Semerkant hakkında bilinmeyenler arasında yer almaktadır. Medresenin hasar görmüş olması sebebiyle bugün gözlem kulesi kullanılamaz haldedir. Fakat ziyaretçiler, Uluğ Bey medresesinin içinde sergilenen gökyüzü haritalarına göz atabilmektedir.

Siyob Pazarı, pek çok turizm kentinde bulunmayan bir özelliğe sahiptir. Yerlilerin ürettiği gıda ürünlerini hem tatma hem de satın alma olanağı sunan pazarının girişinde, turistleri karşılamak için görevliler bulunmaktadır. Ziyaretçilerin en çok tattığı ürün ise Semerkant helvasıdır.

Semerkant’ın simgesi Registan Meydanı, Timur İmparatorluğu döneminde kraliyet duyurularının yapıldığı ve infazların gerçekleştirildiği meydan olarak kullanılmıştır. Meydanda bulunan üç medrese, farklı yüzyıllarda farklı hükümdarlar tarafından inşa edilmiştir.

Her medresenin kendine özgü mimarisini ve güzel renkli çini işçiliğini barındıran iki büyük kapısı bulunmaktadır. Her bir taç kapı, 2001 yılında UNESCO Miras Listesi'ne dahil edilmiştir.

Sevdiklerinizle Paylaşın