Topraklarında Birçok Uygarlığı Barındırmış Antik Kent: Afrasiyab Semerkand

Afrasiyab Semerkand

Afrasiyab Semerkand

60 dk'lık okuma
492 kişi okudu

Afrasiyab, Özbekistan’ın Semerkant şehrinin kuzeyindeki yüksek bir tepede bulunan antik yerleşim yeridir. Site, Timur’un eşi Bibi Hanım Camii yakınında yer almaktadır. Afrasiyab, MÖ 7. yüzyıl ile MS 13. yüzyıl arasında yerleşim alanı olarak kullanılmıştır. 200 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Afrasiyab, antik çağlardan beri dünyanın dört bir yanındaki şairlere ve gezginlere ilham kaynağı olmuştur. İranlı ünlü şair Firdevsi’nin "Şahname" eserinde Efrasiyab’ın efsanelerinden bahsedilmektedir.

Turan İmparatorluğu ve efsanevi kral Efrasiyab ile de bağdaştırıldığı için Türklerin Orta Asya’daki ana vatanı olarak kabul edilmektedir.

Yerel halk, efsanevi Turan kralı Efrasiyab tarafından kurulan devasa şehrin burası olduğuna inanıp siteye adını vermiştir.

Afrasiyab’ın Tarihi

Afrasiyab, MÖ 7. yüzyılda eski bir İran uygarlığı olan Ahameniş İmparatorluğu’nun Soğd eyaletinin kültür başkenti olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönemde şehir çevresine, savunma amaçlı surlar inşa edilmiştir. Şehre, tapınaklar yapılmıştır.

Afrasiyab, MÖ 329’da Büyük İskender tarafından fethedilmiştir. Daha sonra 8. Yüzyılın başlarında Araplar tarafından fethedilmiş ve Müslüman kültürünün önemli bir merkezi haline gelmiştir.

12. yüzyılda Afrasiyab, Karahanlıların eline geçerek Karahan Devleti’nin batı başkenti olmuştur. İktidara gelen yeni hükümdar, güçlü bir sur inşa ettirerek savunma duvarını güçlendirmiştir. Karahan hükümdarının onuruna yeni bir saray inşa edilmiştir. 13. yüzyılın başlangıcında, şehir Harzemşahlar Devleti’ne geçmiştir. Hükümdar Muhammed Khorezm Shah, Karahanlı Sarayı’nı yıktırıp yerine yeni saray odaları yaptırmıştır.

Tarihi boyunca birçok fatihin istilasına uğrayan Afrasiyab, Cengiz Han’ın işgaline dayanamamıştır. Antik şehir, 1220 yılında ünlü Moğol imparatoru Cengiz Han’ın birlikleri tarafından tahrip edilmiş ve yıkılmıştır.

Dönemin insanları, Cengiz Han’ın bu eylemiyle o kadar sarsılmışlardır ki bir daha o topraklara yerleşmeye cesaret edememişlerdir. 1874 yılından beri aralıklı olarak yürütülen kazılar, Afrasiyab’da yaşamın 7. yüzyıldan Moğollar tarafından yıkılışına kadar neredeyse kesintisiz olduğunu göstermektedir.

Afrasiyab’da Keşfedilen Arkeolojik Bulgular

Afrasiyab yerleşimi ile ilgili arkeolojik araştırmalar 18. yüzyılın sonlarında başlamıştır. Arkeolojik kazılar, 1874’te Borzenkov ve 11883’te Krestovsky tarafından yürütülmeye başlanmıştır. Yapılan arkeolojik araştırmalar, Afrasiyab’ın zamanımızdan çok önce Orta Asya’daki en büyük ticaret ve kültür merkezlerinden biri olduğunu göstermektedir.

Afrasiyab şehrinin kale, şehir merkezi ve kenar mahallelerden oluştuğu yapılan kazılarda tespit edilmiştir. Taş döşeli düz sokaklar bulunmuştur. Arkeologlar, şehir içinde cami ve Semerkant hükümdarının sarayının kalıntılarını bulmuşlardır. 1965 yılında, polikrom duvar resimlerinin yer aldığı 7. - 8. yüzyıllara ait konut ve zanaat atölyelerinin yer aldığı mahalleler ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca birçok el sanatı ürün ve şehir yaşamının rutin olaylarını anlatan harika bir fresk bulmuşlardır.

Afrasiyab yerleşiminde; döküm ve susuz kilden güzel sofra takımları, çok sayıda pişmiş toprak heykeller, kemik parçaları, züccaciyeler, çeşitli aletler, kadın takıları, madeni paralar gibi eserler bulunmuştur. Arkeolojik buluntular, antik yaşamı etkileyici bir şekilde anlatmakta ve kent yaşamının iki buçuk bin yıl önce var olduğunu kanıtlamaktadır.

1965 yılında Afrasiyab merkezinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan mezar höyüğü, olağanüstü bir arkeolojik değere sahiptir. Burada bulunanlar, bilim adamlarının tüm beklentilerini aşmıştır. Höyüğün derinlerinde bulunan ham tuğlalardan yapılmış binalar, renkli duvar resimleri, Soğd dilindeki yazıtlar, birçok ev eşyası, minyatür camlardan hokkalara kadar cam eşyalar; arkeologlara ve tarihçilere antik kentin zengin özgün kültürünü gözler önüne sermiştir.

Arkeolog Warhotowa’nın kazı yaptığı odalardan birinde, duvarlarda tuhaf denecek türde resimler bulunmuştur. Dönemin ressamları, zengin hediyeler taşıyan ve bayram kıyafetleri giymiş görkemli bir kadın ve erkek canlı renklerle, gerçek ve fantastik hayvanlar ile birlikte tasvir etmişlerdir. Renklerin canlılığı ile karakterize edilen bu resimler, yaratıcılarının yüksek beceri düzeylerini kanıtlamaktadırlar.

Semerkant hükümdarına ait olan sarayın duvarlarına yetenekli bir sanatçı harika bir kompozisyon tasvir etmiştir. Bu kompozisyonda, boynunda bir çan ve püskül olan beyaz bir fil alaydan önce hareket etmektedir. Filin üzerindeki ana figür, bir prenses veya kraliçeyi temsil etmektedir. Fili atlı üç kadın takip etmektedir. Kadınlar; kısa kırmızı bir elbise, sarı pantolon ve siyah çizme giymektedirler. Elleri bileziklerle süslenmiş ve omuzlarında bir fular bulunmaktadır.

Kadınların arkasında deve üzerinde iki erkek tasvir edilmiştir. Erkekler, kemerlerinden sarkan uzun düz kılıçlar ve kısa hançerler ile donanmıştırlar. Sağlarında, kaz veya kuğuya benzeyen bir kuş sürüsü görünmektedir. Kuşlara, atların üzerinde beyaz giysili sakallı savaşçılar ve atın arkasında yürüyen genç bir adam eşlik etmektedir. Onun arkasında sarı bir atın üzerinde, zengin bir şekilde süslenmiş kumaştan kırmızı bir kaftan giymiş bir binici bulunmaktadır. Sanatçı, biniciyi diğer figürlere göre orantısız bir boyutta resmetmiştir. Bu figür, Semerkant Kralı veya oğullarından biri gibi görünmektedir.

Bu etkileyici duvar resminde anlatılan kompozisyonun bir düğün alayını tasvir ettiği düşünülmektedir. Parlaklığını koruyan mavi, beyaz, sarı, kırmızı ve kahverengi tonlarındaki renklerin kombinasyonu büyüleyicidir. Duvar resmi gözleri, adeta bir buket parlak bahar çiçeği gibi okşamaktadır. Çizimin inceliği, tüm detayların özenle işlenmesi, yüzlerin ve figürlerin çizimi şaşırtıcıdır. En çarpıcı olan ise, renklerin kimyasal bileşiminin zamana karşı direnen gücü ve dayanıklılığıdır. Afrasiyab’daki sarayın diğer odalarında da peyzaj kabartmaları bulunmuştur.

Afrasiyab Müzesi

Afrasiyab antik yerleşim alanının içinde, görüntülerin ve arkeolojik bulguların koleksiyonlarının yer aldığı Afrasiyab Müzesi bulunmaktadır. Müzedeki, 7. - 8. yüzyıllarından kalma değerli duvar freskleri en güzel sergiler arasındadırlar.

Afrasiyab Müzesi’nde 22.000 sergi yer almaktadır. Sergiler; insanların yaşam biçimleri, kıyafetleri, yiyecekleri ve yaşam tarzları hakkında bilgi vermektedir. Bunlara kitaplar, yazılar, silahlar, kaplar, heykeller, madeni paralar, mücevherler ve kemikler dahildir.

Özellikle müzenin girişine yerleştirilmiş kil figürleri dikkat çekicidir.

Afrasiyab’ta bulunan duvar resimleri de müzeye taşınmıştır. Atlıların ve vahşi hayvanların yer aldığı kanlı savaş sahnelerinin, boyalı teknedeki insanların, denizde yüzen insanların tasvir edildiği resimler görülmeye değerdir. Resimlerde; Çaç, Çin, Doğu Türkistan’dan gelen elçilerin törensel kabulünü içeren sahneler ile de karşılaşmak mümkündür.

Afrasiyab Müzesi’nde; yalnızca Afrasiyab ve Semerkant’taki kazılarda bulunan eserler değil, aynı zamanda daha geniş bölgeler de dahil olmak üzere çeşitli sergiler yer almaktadır. Aralık 2015’te Özbekistan ile kültürel işbirliğinin bir parçası olarak müzede Azerbaycan bölümü açılmıştır. Bu bölümde, Azerbaycan tarihi ve kültürü anlatılmaktadır. Burada; Azerbaycan maddi öğeleri, milli kıyafetleri, şapkaları, klaghailer, kültürel kitaplar ve geleneksel halılar sergilenmektedir.

Afrasiyab ve Afrasiyab Müzesi’nin Ziyarete Açık Olduğu Saatler

Afrasiyab, ziyaretçilerini mimari özellikleri, renkleri ile ışığın eşsiz uyumuyla etkilemektedir. Antik zamanların atmosferini kelimelerle ifade etmek imkansızdır, sadece ziyaret edenler hissedebilmektedirler. Şehrin tarihi çok yönlü ve heyecan vericidir. Afrasiyab ve Afrasiyab Müzesi, her gün 09:00 - 20:00 saatleri arasında ziyaretçilerine kapılarını açmaktadır.

Sevdiklerinizle Paylaşın