Avrupa Turistik Yerleri

Eyfel Kulesi

1889’da Paris’te yükselen Eyfel Kulesi, sadece Fransa’nın değil dünya genelinde de oldukça önemli bir sembol haline gelmiştir. Mimarisi ile en belirgin yapılar arasında öne çıkan Eyfel Kulesi, 31 Mart 1889’da açılmıştır. Gustave Eiffel, üç renkli Fransız bayrağını zirvesine yerleştirmek için 1.710 basamağı yürüyerek Kule’nin tepesine çıkmıştır. Bugün kule milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamaktadır.

Louvre Müzesi

Dünyanın en büyük müzesi olan Louvre Müzesi, kalıcı koleksiyonları, tarihi, kültürel ve sanat eserleri ile en popüler yerlerden biridir. 72.35 metre karelik bir alana yayılan müzede 300.000’den fazla eser bulunmaktadır. Bu eserler arasında Mona Lisa’nın yanı sıra Venüs de Milo gibi eserler de vardır.

CERN-Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi

İkinci Dünya Savaşından sonra Avrupa’da gerçekleşen beyin göçünden dolayı 1951 yılında UNESCO uluslararası toplantı da CERN-Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nin kurulmasına karar verilmiştir. Avrupa’nın merkezi bir konumuna sahip olmasından ve savaşsız bölge olmasından dolayı Cenevre’nin CERN’e ev sahipliği yapmasına karar verilmiştir. CERN, günümüzde parçacık fiziği üzerine çalışmakta ve bilimsel anlamda pek çok ilerlemeye katkıda bulunmaktadır.

Kreuzberg

Kreuzberg semti, Almanya’nın Berlin şehrinde yer almaktadır. Avrupa’nın Küçük İstanbul’u olarak bilinen semtin nüfusunun yaklaşık %30’unu Türkler oluşturmaktadır. 1920 yılında Büyük Berlin Yasası ile kurulmuştur. Gecekondulardan ve hurdalıklardan oluşan semt, Almanya’nın birleşmesinin ardından gelişmiştir. Günümüzde Berlin’in en büyük ikinci semti olarak yerli ve yabancı turistleri bölgeye çeken bir destinasyondur.

Mostar Köprüsü

Mostar Köprüsü, Bosna Hersek’in Mostar kentinde yer alan ve Bosna Hersek halkı için büyük önem teşkil eden bir köprüdür. Kente adını köprünün verdiği bilinmektedir. Dolaylı yoldan Mimar Sinan’ın eseri olan köprü, Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından inşa edilmiştir.

Sebil Saraybosna

Bosna Hersek’in Saraybosna kentinin merkezi konumunda olan Başçarşı da yer alan tarihi Sebil, ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekmektedir. Tarihi 1753 yılına kadar uzanan ve pek çok kez restorasyona uğrayan Sebil Saraybosna, bugün hem yerli halkın hem de ziyaretçilerin buluşma noktası konumundadır. Etrafında yer alan Osmanlı camileri ve Başçarşı’nın ahşap dükkanları ile Sebil, Saraybosna ziyaretlerinde mutlaka görülmesi gereken bir yapıdır.

Pantheon Tapınağı

Pek çok kez yağmalanmış, yangında yok olmuş ve bir kez yeniden inşa edilmiş olan Pantheon Tapınağı, yüzyıllardır varlığını korumayı başarmış, batı uygarlığının en önemli yapılarından biridir. Özellikle de İtalya için oldukça önemli bir yere sahip olan tapınak, büyüklüğü ve mistik mimarisi ile hayranlık uyandırmaktadır. Büyüklüğü ile Selimiye Camii’ni dahi geride bırakmayı başarmış bu yapı, aynı zamanda Hristiyanlar için de bir ibadethane görevi görmektedir.

Notre Dame Katedrali

Notre Dame de Paris veya Notre Dame Katedrali, ziyaretçiler için Paris’teki en popüler turistik yerlerden biridir. Katedralin vitraylarına, kulelerine, gül işlemeli pencerelerine, çan kulesine ve çirkin yaratıklarına hayran kalmaktadır. Paris’in panoramik manzarasını görmek için kuleler de ziyarete açıktır. Bu sebeple dünyanın her yerinden birçok ziyaretçiyi ağırlamaktadır.

Pantheon Paris

Pantheon, Paris’in Latin Mahallesi’nde bulunan bir yapıdır. Başlangıçta St. Genevieve’in kutsal emanetine ev sahipliği yapmak için bir kilise olarak inşa edilse de şimdi önde gelen Fransız vatandaşlarına mozole olarak ev sahipliği yapmaktadır. 18. yüzyılda Jacques-Germain Soufflot tarafından inşa edilen Pantheon, Roma’daki Pantheon’a benzer bir cepheye sahip neo-klasik tarzda bir anıttır.

Big Ben Saat Kulesi

Dünyanın en büyük saat kulelerinden birisi olan Big Ben, İngiltere’nin başkenti Londra’da yer almaktadır. 1859 yılında ilk defa çalan çan sesi ile faaliyete geçen kulenin ismi 2012 yılında, Kraliçe II. Elizabeth’in 60. yıl dönümü nedeniyle Elizabeth Kulesi olarak değiştirilmiştir. 96 metrelik yüksekliği ile kurulduğu ilk yıllarda dünyanın en uzun saat kulesi unvanını elde etmiştir.

Varşova Yeni Şehir

Yeni Şehir, Polonya’nın başkenti Varşova’da yer alan 14.yüzyılda inşa edilmiş bir ilçedir. Yeni Şehir, ilk inşa edildiği sıralarda özerk olsa da 1791 yılında Varşova’ya dahil edilmiştir. İkinci Dünya Savaşı sırasında tüm şehir gibi Yeni Şehir’de büyük hasarlar almıştır. 1954 yılında yenilenen ilçede, görülmeye değer pek çok yapı bulunmaktadır.

Kolezyum

Dünyanın en eski başkenti olarak bilinen Roma’nın kalbinde yer alan Kolezyum; gladyatör ve vahşi hayvan dövüşlerinden, geceler boyu süren eğlencelere sahne olmuş tarihi bir amfitiyatrodur. Asırlarca kendi kaderine terk edilen Kolezyum, bugün UNESCO Dünya Mirası Listesi ile korunmakta ve yılda yaklaşık 5 milyon turistin ziyaretçi akınına uğramaktadır.

La Sagrada Familia

İspanya’nın Barcelona şehrinde bulunan, her yıl milyonlarca turistin akın ettiği ve henüz yapımı tamamlanamayan La Sagrada Familia, muhteşem yapısıyla dikkatleri üzerine çekmektedir. Sadece bağışlarla ilerleyen yapının inşası çok yavaş ilerlemekte ve halk arasında ‘bitmeyen kilise’ olarak adlandırılmaktadır.

London Eye

London Eye, İngiltere’nin Londra şehrinde yer almaktadır. 135 metrelik yüksekliği ile Avrupa’nın en büyük dönme dolabı olarak anılan London Eye, 32 adet yolcu taşıma kapsülü ile günde 15.000 ziyaretçi taşıyabilmektedir. Londra’nın en büyük cazibe merkezlerinden biri olan London Eye, yapıldığı ilk günden günümüze kadar 36 milyondan fazla insana Londra’nın panoramik manzarasını sunmaktadır.

Rodos Heykeli

Rodos Heykeli, MÖ 292 ile 280 yılları arasında yapılmıştır. Yunan Adaları’ndan olan Rodos’ta bulunan bu eser, Antik Çağ’ın yedi harikasından biridir. Heykeltıraş Lindos Chares tarafından yapılan heykel, Yunan tanrısı Helios’u tasvir etmektedir. Bir depremde yıkılmadan önce bu görkemli yapı, 32 metre yüksekliği ile antik dönemlerin en uzun heykeli olarak nitelendirilmiştir.

Davut Heykeli

Rönesans’ın en önemli sanatçılarından biri olan Michelangelo’nun Davut Heykeli, insanın yaratılışındaki mükemmelliği simgelediği ve detaylı bir anatomik çalışma içerdiği için dönemin başyapıtı olarak kabul edilmektedir ve günümüzde de ilk günkü ihtişamını korumakla birlikte Floransa’nın sembolü haline gelmiştir.

Britanya Müzesi

British Museum, İngiltere’nin başkenti Londra’da yer almaktadır. Bünyesinde 8 milyondan fazla eser sergilenmektedir. Bünyesinde barındırdığı eserler dünyanın hemen her noktasından bir araya getirilmiş ve halka ücretsiz olarak sunulmuştur. Müze içinde yer alan 10’dan fazla bölümde birçok galeri ve koleksiyon bulunmaktadır.

Moulin Rouge Kabaresi

Moulin Rouge Fransa’da bir kabaredir. 1889’da Paris Olympia’nın da sahibi olan Charles Zidler ve Joseph Oller tarafından ortaklaşa kurulan bu mekan Montmartre’de kırmızı yel değirmeni ile işaretlenmiştir. Can Can dansı ile ünlenen Moulin Rouge Fransa’nın gece hayatının merkezi haline gelmiştir.

Hyde Park

İngiltere Kraliyet ailesine ait 8 parktan bir tanesi olan Hyde Park, 138 hektarlık alanı ile Londra’nın en büyük parkı olarak kabul edilmektedir. Park, büyüleyici doğasının yanı sıra çeşitli tarihi yapıları da bünyesinde barındırmaktadır. İngiltere’nin en popüler yılbaşı festivallerinden Winter Wonderland’a ev sahipliği yapan Hyde Park, ayrıca at biniciliği, bot turu ve yüzme gibi aktiviteleriyle de tüm ziyaretçilerine sınırsız eğlence vadetmektedir.

Versay Sarayı

Versay Sarayı, dünyanın en büyük ve en zengin saraylarından biridir. 18. yüzyıl Fransız mimarisi ve sanatının güzel bir örneği olarak saray ve kompleksi Fransa’nın en çok ziyaret edilen cazibe merkezlerinden biri olmasının yanı sıra UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almaktadır ve mutlaka görülmesi gereken Fransız tarihinin bir dönüm noktasıdır.

Sevdiklerinizle Paylaşın