Roma Turistik Yerleri

Pek çok kez yağmalanmış, yangında yok olmuş ve bir kez yeniden inşa edilmiş olan Pantheon Tapınağı, yüzyıllardır varlığını korumayı başarmış, batı uygarlığının en önemli yapılarından biridir. Özellikle de İtalya için oldukça önemli bir yere sahip olan tapınak, büyüklüğü ve mistik mimarisi ile hayranlık uyandırmaktadır. Büyüklüğü ile Selimiye Camii’ni dahi geride bırakmayı başarmış bu yapı, aynı zamanda Hristiyanlar için de bir ibadethane görevi görmektedir.

Dünyanın en eski başkenti olarak bilinen Roma’nın kalbinde yer alan Kolezyum; gladyatör ve vahşi hayvan dövüşlerinden, geceler boyu süren eğlencelere sahne olmuş tarihi bir amfitiyatrodur. Asırlarca kendi kaderine terk edilen Kolezyum, bugün UNESCO Dünya Mirası Listesi ile korunmakta ve yılda yaklaşık 5 milyon turistin ziyaretçi akınına uğramaktadır.

Vatikan’daki yoğun kültür sanat atmosferinden nasibini alan Sistina Şapeli, Rönesans’tan günümüze kadar ulaşmayı başarmış, dönem hakkında birçok bilgiyi içerisinde saklayan harikulade bir yapıdır. Özellikle Michelangelo’nun ünlü başyapıtlarını barındırmasıyla her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlamaktadır.

Aziz Petrus Bazilikası, süslü mimarisi, yüzyıllar öncesine dayanan büyüleyici sanat eserleri ve göğü kucaklayan kubbesi ile ziyaretçileri kendine hayran bırakmaktadır. Michelangelo, Raphael ve Bramante gibi efsanevi sanatçıların elinden çıkmış bir eserdir. Her yıl milyonlarca ziyaretçiye kapılarını aralayan bu efsanevi eser, özellikle sanat ve tarih tutkunlarını kendine hayran bırakmaktadır.

İtalya’nın Roma şehrinde bulunan Trevi Çeşmesi 17. Yüzyıl Barok mimarisinin en muhteşem örneklerinden biridir. Antik tanrıların ve figürlerin yer aldığı çeşme, aralarında Dolce La Vita filminin de bulunduğu birçok ünlü filme konu olmuştur. Aşk Çeşmesi olarak hafızalara kazınan Trevi, “çeşmeye para atarak dilek tutma” mitinin de başladığı yer olarak kabul edilmektedir.

Vatikan Müzeleri, 500 yıllık mimarisi ve ihtişamlı bahçeleri ile dikkat çekmektedir. Bunun yanı sıra içinde en ünlü sanatçıların eşsiz sanat eserlerinin ve pek çok tarihi eserin bulunduğu dünyanın en büyük ve görkemli müzeleri arasında yer almaktadır. Vatikan Müzeleri, her yıl ziyaretçi akınına uğramaktadır.

Roma’da şehir kalabalığından sıkılanlar için İngiliz tarzı bahçeleri, hayvanat bahçesi, içindeki yapay gölü ve birçok ziyaret noktasıyla Villa Borghese de ev sahipliği yapan Borghese Bahçeleri önemli bir ziyaret noktasıdır. Villa Borghese; Caravaggio resimleri ve Bernini heykelleriyle ilgili en etkileyici örneklere ev sahipliği yapmaktadır. Villada Kardinal Borghese’nin özel koleksiyonu da burada sergilenmektedir.

Circus Maximus, köklü bir tarihe sahip Antik Roma’nın ilk ve en büyük hipodromudur. Yüzyıllar boyu Romalıların tarihine, dini ritüellerine, eğlence anlayışlarına şahitlik etmiştir. Bugün şehrin tam ortasında yemyeşil bir park olarak sadece Romalılar değil tüm dünya vatandaşları için hâlâ toplu eğlence mekânı niteliğini korumaktadır.

Navona Meydanı’nın tarihi, MS 1. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Meydan, gladyatörlerin güç gösterileri yaptıkları Domitian Stadyumu’nun üzerine kurulmuştur. Birçok sanatçıya, sanat eserine ve görkemli heykelleriyle süslü çeşmelere ev sahipliği yapmaktadır. Navona Roma’nın en çok ziyaret edilen meydanlarından biri olarak yılın her döneminde ziyaretçi akınına uğramaktadır.

Roma Cumhuriyeti zamanında kurulduğu bilinen ve şehir merkezi konumunda olan Roma Forumu, en büyük antik kentler arasındadır. Bataklık üzerinde kurulmuş olan forumda, tarih boyunca imparatorlar çeşitli yapılar inşa ettirmiştir. Forum dünyanın en ünlü buluşma yerlerinden biridir. Her yıl ortalama 4,5 milyondan daha fazla turist tarafından ziyaret edilmektedir.

Roma’da ünlü bir semt olan Celio, Antik Kolezyum ve Konstantin Kemeri gibi önemli anıtları gibi birçok tarihe yapıya ev sahipliği yapmaktadır. Semt, adını şehrin ünlü yedi tepesinden biri olan Caelian’dan almıştır. Orta çağdan kalma birçok cazibe merkezine sahip olan Celio, Roma ziyareti sırasında mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biri olarak öne çıkmaktadır.

İtalya’nın ilk ulusal modern sanat müzesi olan MAXXI, Mimar Zaha Hadid’in başyapıtı olarak kabul edilmektedir. Müze ihtişamlı modern mimarisi ve ev sahipliği yaptığı sanat eserleriyle tüm dikkatleri üzerine çekmektedir.

Roma’nın kurulduğu yer olarak bilinen Palatino Tepesi tarihi kalıntılar açısından İtalya’daki en büyük bölgedir. Roma Forumu’nun içinde yer alan tepede Roma dönemine ait pek çok yapı ve kalıntı bulunmaktadır.

Dünyanın en küçük sanat galerisi olan Borghese Gallery, Bernini ve Carravaggio’nun göz alıcı eserlerine ev sahipliği yapmaktadır. Galeri yalnızca sanat eserleriyle değil muhteşem bahçesiyle de görenleri kendine hayran bırakmaktadır.

Saint Peter’s Square Vatikan’ın kalbinin attığı meydan olarak bilinmektedir. Vatikan’ın halka açık en büyük meydanı olan bu yer Gian Lorenzo Bernini ve öğrencilerinin muhteşem eserlerine ev sahipliği yapmaktadır.

Roma’nın ünlü meydanlarından Navona’da yer alan Dört Nehir Çeşmesi halkın su ihtiyacını karşılaması amacıyla inşa ettirilmiş fakat ünlü heykeltraş Bernini’nin tasarımıyla bir şahesere dönüşmüştür. Barok mimari tarzındaki bu çeşme dört kıtayı temsil eden tanrı figürleri ile İtalya’da en çok merak edilen eserlerden biri olmuştur.

Trevi, Roma’nın ünlü bir semtidir. Roma’nın tarihi yedi tepesinden biri olan Quirinale ve İtalyan devletinin başkanlık sarayını da içine alan bir bölgedir. Trevi Çeşmesi, Palazzo del Quirinale, Aqua Virgo, Piazza Barberini gibi dünyaca ünlü cazibe merkezlerine ev sahipliği yapmaktadır. Tarihi dokusu ve her yaştan ziyaretçiye hitap eden cazibe merkezleri ile Trevi turistleri çeken bir yerdir.

Ostia İtalya’nın Roma kentine bağlı antik bir liman şehridir. Roma’nın önemli bir arkeolojik sit alanı olarak kabul edilmektedir. Akdeniz kıyısındaki Ostia Antik Kenti, tiyatrosu, antik limanı, hamamları gibi birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapmaktadır. Serin suları, plajı ile de ziyaretçilere deniz tatili yapma olanağı sunan Ostai görülmeye değer bir rotadır.

Monti, Roma’nın ilk semtidir. Adı, İtalyanca’da dağ anlamına gelmektedir. Zira Esquiline, Viminal ve Quirinal Tepeleri’ni kapsamaktadır. Bunun yanı sıra antik Trajan Forumu dahil olmak üzere orta çağdan kalma birçok yapıya ev sahipliği yapmaktadır. Aynı zamanda modern bir semt olarak genç ve yaşlı, birçok ziyaretçinin zevkine uygun birçok şeyi burada bulmak mümkündür.

Traianus Sütunu, İtalya’nın başkenti Roma’da yer almaktadır. Datça Savaşı sonrasında İmparator Traianus zaferin kutlanması adına bir forum yaptırmayı emretmiştir. Ünlü Traianus Sütunu bu forum içerisinde yer almaktadır. Sütunun inşası MS. 113 yılında son bulmuş ve mevzubahis forumun meydanına dikilmiştir. Sütunun çevresinde yer alan sarmal resimler, kronolojik olarak Datça Savaşı’nı resmetmektedir.