Avrupa’da Cam Üretiminin Merkezi: Murano

Murano

Murano

11 dk'lık okuma
198 kişi okudu

Murano, İtalya’nın Venedik şehrinde bulunmaktadır. Venedik’in yaklaşık 1,5 kilometre kuzeyinde bulunan büyük ada parçasıdır. Yaklaşık 459 hektarlık alana sahip olan ada, 5000’den fazla nüfusa ev sahipliği yapmaktadır. Köprülerle birbirine bağlı yedi adadan oluşmaktadır. Murano, 1291 yılından sonra gelişmeye başlamıştır. Cam sanatı ile ün salmış bu cazibe merkezi, İtalya Karolenj İmparatorluğu arasında MS 840 yılında imzalanan Pactum Lotharii anlaşması ile adını duyurmaya başlamıştır. İlk zamanlar balıkçı limanı ve tuz üretimi ile ticarete başlamıştır. İlk yüzyıllarda Murano Venedik Doge tarafından atanan yetkililer tarafından yönetilmekteyken, 1275 yılından sonra kendi konseyine ve düküne sahip olarak yasalarını oluşturmuştur. Kendilerine ait olan osella isimli madeni parayı basılmaya başlanmıştır. Adanın gelişme sürecindeki dönüm noktası 8 Kasım 1920 yılında, Venedik Büyük Konseyi’nin kararı ile şehirdeki bütün cam endüstrisinin Murano’ya taşınması olmuştur. O dönemlerde Venedik’te bulunan binaların genelinin ahşap ağırlıklı olması ve cam fabrikalarının da sık sık alev alması şehirde büyük bir yangın çıkacağı korkusu oluşturmuştur. Bu karar ile camcılar üzerinde daha sıkı kontroller yapılabilmesi ve yangınların önlemlenmesi amaçlanmıştır. 

Tarihini Kendi Yazan Murano

Cam endüstrisinin Murano’ya taşınmasından sonra ada; cam, boncuk ve ayna üretimi ile daha fazla ün kazanmıştır. Kısa zamanda Avrupa’nın ana cam üreticisi olmuştur. 1200’lü yıllarda cam ustalarının ticari sırlarını yaymamaları için ülkeden çıkışlarına dahi izin verilmezken Murano’da gelişim hızlandıkça yapılan kısıtlamalar yavaş yavaş kaldırılmıştır. Bu sayede camcılara sosyal statü verilerek Venedik devleti tarafından kovuşturmalardan korunmuş ve kılıç taşımalarına izin verilmiştir.

1450 yılında cam sanatçısı Angelo Barovier soda külünden yabancı maddeleri çıkartarak şeffaf cam yapımını keşfetmiştir. Bu olay teknolojik gelişimin bir habercisi olarak Orta Çağ’ın sonu Rönesans’ın başlangıcı kabul edilen bir devrim niteliği taşımaktadır. Bunun yanı sıra Çin porseleninin soylular arasındaki popülaritesini bilerek bunu taklit eden beyaz camın keşfini ve üretimini hızlandırmıştır. Bu durum üretimi de geliştirmiş ve emaye, yaldızlı, bükülmüş, çubuk şekline getirilmiş, şekillendirilip renklendirilmiş camlar tasarlanmıştır. Barovier ailesi gibi ailelerin cam üzerine çalışmalarının püf noktaları hazine kabul edilmiştir. Bu bilgilerin korunması için aileler cam yapım tariflerinin bulunduğu özel kitaplar hazırlamış ve oğullarına aktarmışlardır.

Birçok cam üreticisi 1800’lü yıllarda yaşanan ekonomik kriz sebebiyle Venedik’i terk etmiştir. Yaşanan krizin çözümü özenle ve ustalıkla hazırlanan, ciocche olarak da bilinen, Murano avizeleri sayesinde sağlanmıştır. Çiçek ve hayvan motifli parlak cam süslemeler o dönemde popüler olmuştur. Avventurina teknikleri ile camlarda gömülü benekler oluşturulmuş, kabartmalı süslemeler yapılmaya başlanmıştır. Yeni teknikler başarı sağlamış, dönemin kraliyet mahkemeleri Murano zanaatkarlarından cam eşyalar almaya başlamışlardır. Günümüzde hala çok beğenilen ve satılan bu tasarım, Murano’nun özel koleksiyonlarındandır.

Murano özellikle cam sanatı ile adını duyurmayı başarmış ve böylece bir tatil destinasyonu olarak da daha fazla kişi tarafından tercih edilir hale gelmiştir. Popülaritesi artınca adaya saraylar inşa edilmeye başlanmıştır. Murano’nun kırsalı ise meyve ve sebze bahçeleri ile doldurulmuştur.

Murano camı 1797 yılında Napolyon’un Venedik Cumhuriyeti’ni fethetmesi ve bütün zanaat dükkânlarını kapattırması ile kademeli bir düşüşe geçmiştir. 1800-1820 yılları arasında Murano’da bulunan cam fırınlarının neredeyse hepsi kapatılmıştır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Murano’nun cam üretimi hızlanmış ustalar eski tekniklerine yenilikler katarak üretimi hızlandırmışlardır. Sektör yeniden ayağa kalkarak yeni ve daha prestijli firmalar kurulmuştur. Murano’nun cam ustaları Venedik mozaiklerini restore edecek hizmetler sunmaya başlamışlardır. Birçok önde gelen cam sanatçısı Murano camından ilham almıştır. Eşsiz tarihini ve itibarını korumak amacıyla geleneksel teknikler ile yapılan ürünler tüketicilere sertifikalandırarak satılmaya başlanmıştır. Yüzlerce yıllık tarihi ve yaşadığı sayısız zorluktan sonra günümüzde Murano ve burada bulunan cam ustaları büyük saygı görmektedir.

Murano’nun Muhteşem Güzellikleri

Murano’nun güneydoğu kesiminde yer alan aktif bir deniz feneri bulunmaktadır. 1912 yılında beton ve taş kullanılarak yapılan Murano Deniz Feneri, günümüzde adanın en dikkat çekici yapılarından biri olarak turistlerin uğrak noktasıdır. Murano aynı zamanda içerisinde bulundurduğu tarihi yapılar ile de özel bir yer olmuştur. Bu yapıların başında Santa Maria Bazilikası gelmektedir. Azize Mary ve Aziz Donato’ya adanmış yapı, Murano’nun ana kilisesidir. Tarihi 7. yüzyıla uzanan kilise, Bizans mimarisi örnek alınarak tasarlanmıştır.

Bu muhteşem adada bulunan 17. yüzyıldan kalan Guistinian Sarayı bir süre Murano Belediye Binası olarak hizmet vermiştir. Saray günümüzde adada bulunan tek müze olan Museo del Vetro olarak bilinmektedir. Tarihi oldukça eskilere dayanan cam ürünlerinin sergilendiği ve ustaların bağış yaptığı sanat eserleri ile doldurulmuştur. En nadide cam ürünlerin sergilendiği bu muazzam müze, yerli ve yabancı turistlerin Murano’daki gözdelerinden biridir. Santa Maria degli Angeli Kilisesi ise adanın büyük kanal kıyısında yer almaktadır. 1188 yılında inşa edilen kilise, 16. yüzyılda restore edilmiştir. Zarif dış cephesinin yanında Katolik inancına dair resimler ve fresklerle süslenmiş zengin iç dekorasyonu ile dikkat çekmektedir. San Pietro Martire Kilisesi de 1506 yılında yapılmıştır. Kilise, ünlü cam ustalarının mezarlarının bulunduğu şapeli ve Tintoretto, Bellini gibi sanatçıların ünlü eserleri ile süslenmiş dekorları ile ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Murano’daki tarihi saraylar arasında en dikkat çekici olan yapı ise Mula Sarayı’dır. Bu muhteşem saray, büyük bahçesi ve sıra dışı mimarisi ile dikkat çekmektedir. 

Murano cam üfleme sanatı ve bu ürünleri satan mağazaların yanı sıra meydanları, kiliseleri, tarihi yapıları ve renkli sokakları ile ziyaretçilerinin huzurlu saatler geçirmesini sağlamaktadır. Sokakları tarih kokan ada, muhteşem güzellikleri ile ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatmaktadır. Kanallarında yapılan tekne yolculukları ile de oldukça popülerdir. Murano’ya giriş ücretsizdir. Murano’da bulunan Museo del Vetro kış döneminde 10.00-19.00, yaz dönemlerinde 10.00-17.00 saatleri arasında ziyarete açıktır. Müzeye giriş ücreti yetişkinler için 10 euro, çocuklar için ise 7,5 eurodur.

Sevdiklerinizle Paylaşın

İtalya Vizesi

İtalya’ya yapılacak turistik gezilerde Schengen vizesi şartı aranmaktadır. 90 günlük ziyaretleri kapsayan Schengen vizesi için kişilerin ikâmet adreslerine göre ilgili İtalya Konsolosluğu’na başvuru yapmaları gerekmektedir.