Vistula Nehri Üzerindeki Varşova Hakkında Bilgiler

Varşova Hakkında

Varşova Hakkında

13 dk'lık okuma
205 kişi okudu

Polonya’nın başkenti Varşova, muhteşem tarihi ile büyüleyici bir metropoldür. Vistula Nehri tarafından ikiye bölünen şehir; doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. 2. Dünya Savaşı sırasında büyük bir yıkıma uğrayan Varşova, çok kısa sürede toparlanmayı başarmıştır. Sıfırdan inşa edilen bir şehre göre şaşırtıcı derecede yeşil alan sunmakta ve ziyaretçilerini bu özelliği ile adeta büyülemektedir.

Varşova hakkında her şey oldukça dikkat çekicidir. Avrupa Birliği’ne bağlı ülkelerin içinde en kalabalık 7.başkent olması da bunlardan birisidir. Muhteşem caddeleri, olağanüstü gölleri ve mimari yapıları ile Doğu Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Zarif mimarisi, geniş ve hareketli caddeleri sebebiyle Varşova’ya ‘’Kuzeyin Paris’i’’ denilmektedir. Şehirde yapılan festivaller ve yüksek kaliteli eğlenceler Varşova’nın her dönem ideal tatil lokasyonu olarak gösterilmesinin ana nedenlerindendir. Tüm bu özellikleri sebebiyle şehir ile ilgili bilgiler turistlerin çok fazla dikkatini çekmektedir.

Hemen hemen her Avrupa mimari tarzının ve tarihi döneminin örneklerinin bulunduğu Varşova Eski Kenti; şehri Orta ve Doğu Avrupa’nın en şık başkenti yapmaktadır. Dörtte biri parklarla dolu olan şehirde bulunan Kraliyet Kalesi, Wilanow Sarayı, Kral Sigismund Sütunu, St. John Katedrali, Ana Pazar Meydanı ve Kraliyet Yolu ziyaretçileri adeta büyüleyen tarihi mekânlardır.

Varşova'nın Tarihi

Varşova, Mazovia Dükalığı’na bağlı küçük bir balıkçı köyü olarak kurulmuştur. Warszawa adlı nehrin kıyısında kuruluşu gerçekleşen şehrin Polonya’ya bağlanması ise 1526 yılında gerçekleşmiştir. 17. yüzyılda İsveçliler tarafından ele geçirilen şehir kültürel ve sanatsal anlamda gelişimine bu yüzyıldan sonra başlamıştır. 1795 yılında Polonya, Avusturya, Prusya ve Rusya krallıkları tarafından bölünmüş ve 1806’da Napolyon tarafından tekrar bir araya getirilerek Varşova Dükalığı kurulmuştur. Ancak 1815 yılında Viyana Kongresi ile şehir, Rusya’nın bir eyaleti olmuştur.

1918 yılında yani I. Dünya Savaşı’nın sonunda Varşova tekrar bağımsızlığını ilan ederek Polonya’nın başkenti olmuştur.

1926’da askeri rejim sivil yönetimi devirmiş ve 2. Dünya Savaşı’na kadar ülkeyi yönetmiştir. Savaşta büyük darbeler alan şehrin %85’i harabe haline gelmiştir. Savaşın ardından şehir tekrar inşa edilmiş adeta küllerinden doğmuştur. Bu sebeple Varşova’da sanat tarihi açısından oldukça önemli eserler ve yapılar bulunmaktadır. 1991 yılında ise Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılması ile Varşova ve Polonya tam bağımsızlığına kavuşmuştur.

Varşova Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Varşova denildiğinde akla gelen ilk şey şüphesiz Vistula Nehri’dir. Avrupa’nın hiçbir şehrinde bulunmayan doğal ve kumlu plajlarına sahip bu nehir, aynı zamanda sayısız beach club ile ziyaretçilerine unutulmaz bir tatil yaşatmaktadır. Vistula Nehri, Varşova’yı özellikle yaz mevsiminde güneşlenmek, spor yapmak ve eğlence için ideal bir tatil destinasyonu yapmaktadır.

Varşova’nın en belirgin özelliklerinden biri dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fryderyk Chopin’dir. Ünlü besteci, Varşova’da çok uzun yıllar yaşamıştır. Şehrin pek çok yerinde evi de dâhil olmak üzere Chopin’i anımsatacak semboller yer almaktadır. Lazienki Park’ında anıtı bulunan Chopin, turistler arasında da oldukça popülerdir. Her yıl ekim ayında düzenlenen ve dünyanın en iyi piyanistlerinin seçildiği Chopin Yarışması da şehrin en belirgin özelliklerinden bir tanesidir.

Varşova’nın 2. Dünya Savaşı esnasında yıkılmamış olan sokakları Targowai Zabkowska, Brzeska, Minska, Inzynierska, Listoada ve Stalowa’nın tamamına ‘’Praga’’ denilmektedir. Bu sokaklar, savaş öncesi Varşova’nın hissedilebileceği yerlerdir. Şehrin son ahşap evleri de bu sokaklarda yer almaktadır. Şehrin tarihi ile alakalı muhteşem özellikleri barındıran Praga bölgesi, Varşova denildiğinde ilk akla gelen yerlerin başında gelmektedir.

Varşova'ya Gideceklere Tavsiyeler

Varşova şehrinde Eski Kent olarak adlandırılan bölgede yer alan Trakt Krolewski yani Kraliyet Yolu, Lazienki Park içerindeki Kraliyet Bahçeleri ve 17.yüzyıldan kalma Wilanow Sarayı mutlaka ziyaret edilmesi gereken tarihi simge mekânlardır. Ayrıca Kraliyet Kalesi ve St. John Katedrali de görülmesi gereken yerler arasında bulunmaktadır. Bu bölge, savaştan sonra küllerinden doğan yer olarak hafızalara kazınmıştır.

2. Dünya Savaşı esnasında işgalcilere karşı ayaklanan cesur kadınlar ve erkeklerin hikâyesini anlatan Varşova Müzesi de ziyaret edilmeye değer mekânlar arasında gösterilmektedir. Savaş sırasında yıkılmayan bölge olarak bilinen Praga da ziyaretçilerin mutlaka uğramaları gereken sokakların bulunduğu yerdir. Tarihi binalardan ahşap evlere kadar pek çok mimari yapının yer aldığı bölge, halk arasında hala canlı kalan kentsel folklor alanıdır.

Varşova’yı ziyaret edenlere Vistula Nehri’ni geçerek Eski Kent’e uzaktan bakmaları ve Varşova’nın muhteşem panoramik manzarasını izlemeleri de tavsiye edilmektedir. Oldukça sıra dışı bir manzarayla turistleri büyüleyen şehirde, kırmızı çatıların üzerinden gökdelenler yükselmektedir. Bu muhteşem manzara eşliğinde Varşova’nın yöresel lezzetlerinin de mutlaka tadılması gerekmektedir. Özellikle şehrin ünlü spesiyali Pierogi tadılmadan şehirden dönülmemesi önerilmektedir.

Varşova’ya Giderken Alınması Gerekenler

Varşova’ya gidecek ziyaretçilerin öncelikle yanlarında bulundurmaları gereken eşya C ve E çıkış tiplerini destekleyen adaptörlerdir. Bunun yanı sıra taşınabilir bir şarj aleti de şehri gezerken turistlerin işlerini kolaylaştırmaktadır. Ayrıca ziyaretçilerin bazı ağrı kesici ilaçları ve kremleri de bavullarına koymaları önerilmektedir. Özellikle şehri yaz mevsiminde ziyaret edeceklere güneş koruyucu krem ve losyonları unutmamaları tavsiye edilmektedir.

Kilise, cami, sinagog ya da tapınakları gezmek için uygun kıyafetlerin bavula konulduğundan emin olunmalıdır.

Oldukça büyüleyici özelliklere sahip Varşova’da gezilecek ve görülecek çok yer bulunmaktadır. Bu sebeple turistlerin seyahatleri esnasında rahat bir ayakkabı tercih etmeleri şehir turlarını daha konforlu hale getirmektedir. Doldurulabilir su şişesi de şehri gezerken turistlerin daha az para harcamaları sağlayacağı gibi çevreyi korumaları adına da oldukça önemlidir. Bunun yanı sıra uzun yürüyüşler esnasında yorgunluk yaratmayacak hafif bir sırt çantası da mutlaka alınması gereken eşyalardandır. Ayrıca şehre hangi mevsimde gidilirse gidilsin ziyaretçilerin yanlarında ufak bir şemsiye taşımaları da önerilmektedir.

Varşova Hakkında İlginç Bilgiler

Varşova, hakkında bilinmeyenlerle dikkatleri çeken bir başkenttir. Bunlar içerisinde en çarpıcı olanı, 1950 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Devlet Başkanı Stalin’in şehre armağan olarak yaptırdığı Kültür ve Bilim Sarayı’dır. 237 metre yüksekliğindeki bu saray, sadece şehrin değil Polonya’nın da en yüksek binası olma özelliğine sahiptir.

2. Dünya Savaşı sırasında Varşova, bombardımanlarda ağır hasar görmüş bir şehirdir. Harabeye dönen alanlar tekrar inşa edilmiş ve 1980 yılında şehir UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dâhil edilmiştir. Hatta %85’i harabeye dönen şehrin savaştan sonra tekrar yenilenmesi sonucunda Varşova’ya “Phoenix City” unvanı verilmiştir. Bu kavram, “küllerinden doğan Anka kuşu şehri” anlamına gelmektedir.

Varşova, 2012 yılında dünyanın önde gelen ülke analizi ve tahminleri yapan şirketi Economist Intelligence Unit tarafından yeryüzü üzerinde yaşanabilir 32. şehir olarak ilan edilmiştir. Ayrıca Varşova Menkul Kıymetler Borsası; Orta ve Doğu Avrupa’nın en büyük ve önemli para piyasasıdır.

Sevdiklerinizle Paylaşın

Polonya Vizesi

Polonya’yı ziyaret edecek olan bordo pasaport hamili Türk vatandaşlarının Schengen vizesi almaları gerekmektedir. Vatandaşların, Türkiye Cumhuriyeti sınırlarındaki yetkili konsolosluklara şahsen ya da acenteler aracılığıyla başvuruda bulunmaları yeterlidir. Bunun yanında 90 günü aşmayacak olan ziyaretlerde siyah, gri ve yeşil pasaport sahipleri her türlü vize işleminden muaf tutulmuştur.