Hollanda Kültürel Yerleri

Hollanda’nın en ünlü ve 433 kişilik “dünyanın en büyük pikniği” adı altında Guinness Rekorlar Kitabı’na giren muazzam büyüklükteki Vondelpark, eğlenceli etkinlikler ve muhteşem manzarasıyla her yıl 10 milyon ziyaretçinin akınına uğramaktadır. Pek çok aktivite imkanını da misafirlerine sunan park, Amsterdam’da mutlaka görülmesi gereken mekânlar arasında yer almaktadır.

Ünlü ressam Vincent Van Gogh’un satılmayan eserlerinin sergilendiği Van Gogh Müzesi, 2 Haziran 1973 yılında kurulmuştur. Dünyanın en büyük sanat müzelerinden olan Van Gogh Müzesi, Vincent’in eşsiz ve önemli tablolarına da ev sahipliği yapmaktadır. Müze her yıl binlerce sanat tutkunu tarafından ziyaretçi akınına uğramaktadır.

Rijksmuseum bir milyondan fazla sanat eserine ev sahipliği yapmaktadır ve aynı anda 8 binden fazla parça sergilenmektedir. Bu geniş koleksiyon, önde gelen tarihi şahsiyetler tarafından oluşturulan birçok şaheseri içermektedir. Bunlar arasında Rembrandt, Vermeer ve Van Gogh’un eserleri de vardır.

A’DAM LOOKOUT, Amsterdam’ın rakipsiz panoramik manzarasına sahip bir seyir terasıdır. Şehrin tarihi merkezini, yoğun limanını, eşsiz Hollanda manzarasını burada keşfetmek mümkündür. Ayrıca heyecan arayanlar için, Avrupa’nın en yüksek salıncağı ’Over The Edge’ ile adrenalin yaşamak ve Amsterdam’ı ayaklar altına alacak şekilde yerden 100 metre yükseklikte, kulenin kenarında ileri geri sallanmak eşsiz bir deneyimdir.

Dünyanın en popüler gezici sergilerinden biri olan Body Worlds, gerçek insan bedenlerini kullanarak insan anatomisi dünyasına benzersiz bir keşif sunmaktadır. Plastinasyonlu insan bedenleri ve vücut parçalarının tümü gönüllüler tarafından bağışlanmıştır. Body World sergisinin Amsterdam’daki teması "Mutluluk Projesi" olup ve mutluluğun insan vücudunu, sağlığımızı ve genel zindeliği nasıl etkilediğini göstermeyi amaçlamaktadır.

1990 yılında zengin Hollandalı William Meijer tarafından kurulan Kattenkabinet, Meijer’in kedisi JP Morgan’ı anmak için topladığı eserler ile ortaya çıkmıştır. Günümüzde ise Amsterdam’daki bu küçük ve eşsiz müze, tamamen kedilere adanmıştır ve yalnızca kediyle ilgili sanat eserleri sergilenmektedir. Hem kedi severler hem de ziyaretçiler için oldukça farklı temada ilgi çekici bir müzedir.

Anne Frank’ın Evi, 13 yaşındaki bir çocuğun savaş döneminde iki yıl boyunca saklandığı bir evde tuttuğu günlükteki kesitlerin ve savaşa yönelik hislerinin anısını korumak amacıyla müzeye dönüştürülmüş bir evdir. İki yıl boyunca evde saklanan insanların fotoğraflarından, yazılarından, eşyalarından birçok anının muhafaza edildiği ve sergilendiği müze, sancılı bir savaş döneminin şehirdeki en önemli yansımalarındandır.

Amsterdam’ın sembolü ve en hareketli merkezi olan Dam Meydanı, şehre ait tarih ve kültürü bir noktada bütünleştirmektedir. Amsterdam’ın en ünlü sokaklarının kesişiminde yer alan meydan, turistlerin yoğun olarak ilgi gösterdiği önemli bir mekân olarak dikkat çekmektedir.

Efteling, Hollanda’nın en büyük ve dünyanın en eski tema parklarından biridir. Kaliforniya’daki orijinal Disneyland parkından iki kat daha büyüktür ve her yıl parka yaklaşık 5 milyon ziyaretçi gelmektedir. 2017’de Disneyland Paris ve Europa-Park’ın ardından Avrupa’da en çok ziyaret edilen üçüncü tema parkı olmuştur. Ziyaretçilere farklı deneyimler sunan park, her yaşa özgü aktivitelere sahiptir.

Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da şehrin sanatsal dokusunu, yüzyılları kapsayan kültürel ve çağdaş tasarımlarının birleşimini kapsayan Stedelijk Müzesi 1870’lerden günümüze uzanan geniş bir tarihe ve sanat koleksiyonuna sahiptir. Müze, 19. yüzyılda yapılan müze binasının uğradığı restorasyon çalışmalarıyla modern ve geniş bir nitelik kazanmıştır. Görkemli mimarisi ve geniş sergi salonları ile dikkat çeken Stedelijk Müzesi, sanat severler için şehrin vazgeçilmez merkezlerindendir.

Rembrandt Evi Müzesi, sanat tarihinde önemli bir yere sahip olan ünlü ressam Rembrandt’ın yaşam alanının, resim atölyesinin ve sanatçı yönüne dair geniş perspektifli yansımalarının yeniden yapılandırıldığı bir müzedir. Müze, sanatseverler için kusursuz bir gravür koleksiyonu başta olmak üzere birçok resim ve obje sergisine ev sahipliği yapmaktadır.

Amsterdam Kraliyet Sarayı şehrin asırlar boyunca sahip olduğu yaşam düzeneğine ve sosyo-kültürel yapısına ait izler taşıyan etkileyici bir yapıdır. Eski dönemlere ait muhteşem mimari özellikler taşıyan saray, günümüzde de tüm ihtişamı, görkemli oda ve salonlarıyla ziyaretçilerini karşılamaktadır.

Amsterdam Ulusal Denizcilik Müzesi, şehre ait önemli bir merkez olarak öne çıkmaktadır. Müze ziyaretçilerini geçmişi 17. yüzyıla kadar uzanan tarihi bir yapıda karşılamaktadır. Müze, sergilenen sanat eserleri ve denizcilik koleksiyonları ile birlikte iç ve dış mekana ait tarihi ve etkileyici mimarisiyle de dikkat çekmektedir. Şehrin tarihi yapısının deniz faaliyetlerinden etkilenme düzeyini ve denizcilikle şekillenen kültürünü etkileyici bir şekilde ortaya koyan müze, her yıl yüz binlerce turistin ilgi odağı konumunda yer almaktadır.

St. Nicholas Bazilikası, 19. yüzyılın ikinci yarısında tamamlanmış olan dikkat çekici bir dini yapıdır. Amsterdam’ın eski şehir bölgesinde yer alan bu mekan, aynı zamanda surlar içerisinde bulunmaktadır. Günümüzde şehrin gözde yapılarından biri haline gelen bazilika, hem mimarisi hem de süsleme unsurları ile dikkat çekmeyi başarmaktadır.

Hollanda’nın Rotterdam Şehrinde yer alan çarpıcı ve yenilikçi bir tasarım olan Cube House, her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Cube House, geleneklere karşı gelen Piet Blom tarafından tasarlanmış gerçekten görülmeye değer bir yapıdır. 70’lerin sonunda inşa edilmiştir. Zaman içerisinde de müze haline dönüşmüştür.

Hollanda’nın Rotterdam şehrinde yer alan Erasmusbrug Rotterdam çarpıcı ve Postmodern tasarımı ile gelen herkesi kendine hayran bırakmaktadır. 1996 yılında açılan Erasmusbrug Rotterdam Ben Van Berkal tarafından tasarlanmıştır. Rotterdam’ın kuzey ve güney kısmını bağlayan bir köprüdür.

The Destroyed City, 1953 yılında açılan ve Hollanda’nın Rotterdam şehrinde bulunan bir heykeldir. Ünlü Rus heykeltraş Ossip Zadkine’nin savaş sonrasında Rotterdam’ın harabe durumundan etkilenerek bu heykeli tasarlamıştır. The Destroyed City Rotterdam şehrinin savaşta parçalanmış yüreğini temsil etmektedir.

De Wallen, 1 kilometrekarelik bir alan içerisinde pek çok konutun bulunduğu tarihi yerleşim yerlerindendir. Oldukça eski binaların bulunduğu De Wallen’da birçok farklı mekana rastlanmaktadır. Kilise, mağaza ve restoran gibi benzersiz durakların yer aldığı bölgede eğlence mekânlarının sayısı da oldukça fazladır.

Avrupa’da ilk olan Madame Tussauds Amsterdam, 52 yıldır ziyaretçilerini balmumu koleksiyonuyla büyülemeye devam etmektedir. İçerisinde bulunan 8 farklı kategori ile ziyaretçilerine bir çok meşhur ismi balmumu olarak görme imkanı sunmaktadır. Madame Tussauds Amsterdam, Londra’daki şubeden sonraki en popüler olan balmumu müzesi olarak yoğun ilgi görmektedir.

Amsterdam’ın şehir merkezinde yer alan Begijnhof, tarihi bir avludur. 15. yüzyıldan sonra meydana gelen yangından sonra ayakta kalan ve iki evden biri olan Houten Huis, burada yer almaktadır. Ayrıca Amsterdam tarihi için önemli olan Engelse Kerk kilisesine de ev sahipliği yapmaktadır. Şehrin gürültülü yaşantısından uzaklaşmak isteyen ziyaretçilerin tercih ettiği bir destinasyondur.