Altın renkli kubbesiyle Kudüs’ün Parlayan Güneşi: Kubbet-üs Sahra

Kubbet’üs-Sahra

Kubbet’üs-Sahra

134 dk'lık okuma
1624 kişi okudu

Kubbet-üs Sahra, İsrail’in Kudüs şehrinde bulunan Tapınak Dağı’ndaki Mescid-i Aksa’da yer almaktadır. 

Günümüze ulaşmış en eski İslam anıtıdır. Kubbet-üs Sahra’nın üzerine inşa edildiği kaya hem müslümanlar hem de Yahudiler için kutsal kabul edilmektedir. İslam’da, Hz. Muhammed’in miraç günü semaya yükseldiği yer olarak kabul edilmektedir; Yahudi geleneğinde ise, İbrani halkının atası Hz. İbrahim’in oğlu İshak’ı kurban etmeye hazırlandığı yer olarak bilinmektedir.

Kubbet-üs Sahra’nın Olağanüstü Güzellikteki Yapısı ve Mimarisi

Kubbet-üs Sahra’nın yapısı ve süslemesi, Bizans mimari geleneğine dayanmaktadır. Kubbet-üs Sahra’nın kompozisyonu; azizlerin mezarlarını işaretlemek veya dini öneme sahip olayları anmak için inşa edilmiş, dairesel veya çokgen şekillerdeki Bizans dini yapıları ile ilişkilendirilmektedir.

Ortadoğu’nun en ikonik görüntülerinden biri kuşkusuz Kudüs’ün batan güneşinde parıldayan Kubbet-üs Sahra’dır. Geniş yükseltilmiş bir platformun merkezine yakın konumlandırılmış Kubbet-üs Sahra, yaldızlı ahşap bir merkezi kubbe ile örtülü sekizgen bir kaideye sahiptir. Kubbet-üs Sahra’nın çapı yaklaşık 20 metredir. Kubbe, 16 kolondan oluşan bir dairenin üzerinden yükselmektedir. Bu daireyi çevreleyen 24 sütundan oluşan sekizgen bir kemer bulunmaktadır. Hem kubbede hem de dış duvarlarda çok sayıda pencere bulunmaktadır.

Kubbet-üs Sahra’nın içi ve dışı mermer, mozaik ve metal levhalarla süslenmiştir. Yapıda bulunan mozaikler, Bizans kamu binalarında ve kiliselerinde bulunanlara benzemektedir. Yapının mimarisinde ve süslemelerinde Arap etkileri de görünmektedir. Mücevher ve taç gibi süslemeler, Arap yazıları ve bitki desenleri içermektedir. Sekizgen yapının çevresinde Arapça dini yazıtlar da bulunmaktadır.

Olağanüstü yapı Kubbet-üs Sahra, sanıldığı gibi bir cami değildir ve bilim adamları hala orijinal işlevini ve anlamını tartıştışmaktadır. Bazı bilim adamları, Kubbet-üs Sahra’nın yerleşimi, mimarisi ve dekoratif motiflerinin kıyamet günü ve cennet ile ilgili İslami ve Bizans inançlarıyla ilişkili anlatılara karşılık geldiğini öne sürmektedirler.

Kubbet-üs Sahra, inşasından bu yana birkaç kez değiştirilmiştir. 16. yüzyılda Osmanlı padişahı I. Süleyman tarafından yaptırılan önemli bir restorasyonda, dış mozaikleri renkli seramik karolarla değiştirilmiştir. 20. yüzyılda ise hasar gören iç ve dış süslemeler onarılmış ve değiştirilmiş, kubbeye yeni bir altın kaplama yapılmıştır. Kubbet-üs Sahra’nın iç ve dış dekorasyonu ile işçiliği anlatılamayacak kadar muhteşem ve üstündür. Altın kaplamalı kubbe bir ışık kütlesi gibi parlamaktadır.

Kubbet-üs Sahra’nın Tarihi

Kubbet-üs Sahra, MÖ 1. yüzyılda Yahudi Kralı Hirodes döneminde büyük ölçüde genişletilen Süleyman Tapınağı ve İkinci Yahudi Tapınağı’nın bulunduğu Tapınak Dağı’nın merkezinde yer almaktadır. Herodes Tapınağı MS 70 yılında Romalılar tarafından yıkılmıştır.

Emevi Halifesi Abdülmelik’in emriyle MS 692’de inşa edilmiştir. Hz. Muhammed’in 632’de ölümü ile Kubbet-üs Sahra’nın tamamlandığı 692 yılları arasında, Arabistan’da ve Kudüs çevresindeki kutsal topraklarda aralıklı savaşlar yaşanmıştır. Arap yarımadasından çıkan ilk Arap orduları, inşa etmeye değil fethetmeye ve imparatorluk kurmaya odaklanmışlardır. Bu yüzden Kubbet-üs Sahra inşa edilen ilk İslami yapılardan biridir. Emevi halifesi Abdülmelik tarafından, İbn Zübeyr’e karşı bir iç savaş sırasında destekçileri için dini bir odak noktası olması düşüncesiyle inşa edilmiştir.

Kubbet-üs Sahra, günümüzde Mescid-i Aksa, medreseler ve diğer birçok dini yapıya ev sahipliği yapan muazzam bir açık hava platformu olan Harem-i Şerif’te yer almaktadır. Harem-i Şerif, Hristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanlar için son derece kutsal bir yerdir.

Kubbet-üs Sahra’nın Dini Önemi

Kubbet-üs Sahra’nın merkezinde, Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İshak’ı kurban etmeye hazırlandığı yer olduğuna inanılan büyük bir kaya bulunmaktadır. Yapının altındaki kaya çevresi bu nedenle Yahudiliğin en kutsal yeri olarak kabul edilmektedir.

Müslümanlar ise Hz. Muhammed’in miraç yolculuğunda bu kayadan semaya yükseldiğine inanmaktadırlar. İnanışa göre; bir gece Cebrail, Mekke’de Kabe’nin yanında uyurken Hz. Muhammed’e gelmiş ve onu Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya getirmiştir. Hz. Muhammed Kubbet-üs Sahra’nın üzerie inşa edildiği kayadan gökyüzüne yükselmiş,orada Hz. Musa ve Hz. İsa ile tanışmış, cennet ve cehenneme tanık olmuş, sonunda ise Allah’ın melekler tarafından tavaf edildiğini görmüştür.

Kubbet-üs Sahra’nın Sanatsal Özellikleri

Duvar ve tavan mozaikleri Antik Çağ’ın sonlarında çok popüler hale gelmiştir. Ravenna’daki San Vitale ve İstanbul’daki Ayasofya dahil olmak üzere birçok Bizans kilisesi mozaiklerle süslenmiştir. Kubbet-üs Sahra’daki mozaik kullanımı, Antik Çağ sanat tarzıyla olan bağı yansıtmaktadır.

Kubbet-üs Sahra’daki mozaiklerde hiç insan veya hayvan figürü bulunmamaktadır. İslam, figüratif sanatın kullanımını yasaklamasa da, dini yapılarda neredeyse hiç kullanılmamıştır. Bunların yerine Kubbet-üs Sahra’da Sasani kralları tarafından giyilen kıyafetler, kanatlı taçlar, bitki figürleriyle kaplı parşömenler ve motifler görülmektedir. Kubbet-üs Sahra’nın sanatında Arap ve Bizans etkilerinin yanı sıra İslam öncesi uygarlığı olan Arap ordusu tarafından mağlup edilmiş Sasani İmparatorluğu’nun izleri de görülmektedir.

Kubbet-üs Sahra’daki kutsal kayayı çevreleyen yapının şekli Roma imparatorlarının mezar yerlerine benzetilmektedir. Ayrıca dairesel formu ve kubbesiyle Kutsal Kabir Kilisesi’ne atıfta bulunulduğu düşünülmektedir. Kudüs’teki dairesel şekildeki Kutsal Kabir Kilisesi, Hz. İsa’nın mezarını çevrelemek için inşa edilmiştir. Kutsal Kabir Kilisesi ile Kubbet-üs Sahra’nın kubbeleri hemen hemen aynı büyüklüktedir.

Kubbet-üs Sahra’da 240 metre uzunluğunda, Kuran ayetlerinin günümüze ulaşan en eski örneklerinden bazılarını içeren bir yazıt bulunmaktadır. Kuran’ın her ayetinin başlangıcı olan Bismillah ve şehadet de yazıt da yer almaktadır. Yazıtta ayrıca Meryem Ana ve Hz. İsa’dan bahsedilmektedir. Yazıtta, Hz. İsa’nın ilahi değil bir peygamber olduğu geçmektedir. Bu nedenlerle yazıt, inşa edildiği dönemde yeni olan İslam dininin bazı temel değerlerini içermektedir.

Kubbet-üs Sahra’daki kayanın altında, amacı günümüzde bile tam olarak anlaşılamamış ve gizemi çözülememiş küçük bir oda bulunmaktadır. Tüm detaylarıyla Kubbet-üs Sahra, inançları ne olursa olsun ziyaret edenlere akıl almaz bir deneyim sunmaktadır.

Kubbet-üs Sahra’yı Ziyaret Edecekler için Öneriler

Kubbet-üs Sahra, pazartesiden perşembeye; kış aylarında 07:30 - 10:30 ve 12:30 - 13:30 saatleri arasında, yaz aylarında ise 08:30 - 11:30 ve 13:30 - 14:30 saatleri arasında ziyaretçilerine kapılarını açmaktadır.

Kubbet-üs Sahra’ya girişlerde, ziyaretçilerin üzerinde veya yanında herhangi bir dini eser ya da eşya bulunmamalıdır. Ziyaretçilerin mütevazi giyinmesi gerekmektedir. Başörtüsü zorunlu değildir fakat kadınların omuzları kapalı olmalı ve uzun pantolon veya uzun etek giymeleri gerekmektedir. Erkekler ise şort giymemelidir.

Sevdiklerinizle Paylaşın

Filistin Vizesi

Filistin’e seyahat etmek isteyen ziyaretçiler, İsrail vizesine sahip olmalıdır. İsrail Konsolosluğu’na yapılan vize başvuruları, 5-10 iş günü içerisinde olumlu veya olumsuz olarak sonuçlanmaktadır.