Hawaii’nin En Yüksek Zirvesi: Mauna Kea Dağı

Önceki
Mauna Kea Dağı

Mauna Kea Dağı

Sonraki
21 dk'lık okuma
535 kişi okudu

Deniz seviyesinden 4,207 metre yükseklikte bulunan Mauna Kea, Amerika Birleşik Devletleri sınırları içerisindeki Hawaii’de bulunan sönmüş bir yanardağıdır. Mauna Kea, gün batımını izlemek ya da yıldız gözlemleri yapmak için ülkenin en popüler noktası olarak dikkat çekmektedir. 

Mauna Kea, karla kaplı zirvesi nedeniyle “Beyaz Dağ” olarak tanımlanmaktadır.

Hawaii’nin En Yüksek Noktası Mauna Kea

Ada şehri olan Hawaii’nin en yüksek noktası Mauna Kea’dir. Bu nedenle hem ülke hem de şehir için sönmüş volkanın önemi oldukça fazladır. 

Mauna Kea, dünya genelinde en yüksek ada tepesi olarak ikinci sırada yer almaktadır. Bu nedenle tüm dünya genelinde büyük bir popülerliği bulunan yanardağ, her yıl milyonlarca ziyaretçiyi zirvede eşsiz manzarasıyla ağırlamaktadır. 

ABD ziyaretlerinde özellikle farklı deneyimler yaşamak isteyenlerin tercih edebileceği bu özel bölge, her ziyaretçi için uygun olmayabilir. Özellikle yüksek irtifaya bağlı sağlık sorunlarının yaşanmaması adına özel bir şekilde hazırlanılması tavsiye edilmektedir.

4000 Yıl Önce Patlayan Uyuyan Güzel Mauna Kea

Mauna Kea için yapılan araştırmalar, yanardağın bir milyon yaşında olduğunu göstermektedir. En son yaşanan patlama ise tarihi kaynaklara göre 4000 yıl önce yaşanmıştır. Bu tarih sonrasında sönen ve uyumaya geçen yanardağda bugüne kadarki süreç içerisinde herhangi bir faaliyet ya da hareket tespit edilmemiştir.

Güvenli bir şekilde ziyaret edilebilecek yanardağ, bu bakımdan herhangi bir risk içermemektedir. Üstelik yakın civarda Mauna Kea’ya komşu Mauna Loa, Hualalai, Kilauea ve Kohala adındaki 4 farklı tepe daha bulunmaktadır. Genellikle dağlar birbiriyle karıştırılmaktadır. Ancak Mauna Kea, diğer volkanlara göre çok daha büyük yapıdadır. Ayrıca, uzaktan Hawaii şehrine bakıldığında kolaylıkla fark edilebilmektedir.

Sadece Bir Kişinin Çıkabildiği Mauna Kea’nın Zirvesi ve Bölgedeki Yerleşik Yaşam

Mauna Kea hakkında tarihi kaynaklarda oldukça ilginç bilgiler yer almaktadır. Efsaneye göre dağın yamaçlarında yaşayan topluluklar için Mauna Kea, kutsal bir öneme sahiptir. Bu nedenle çeşitli kurallarla korunan dağa, bir kişi hariç kimsenin çıkmasına izin verilmemiştir.

Mauna Kea’ya çıkma izni sadece topluluk içerisindeki liderlere tanınan bir hak olarak görülmektedir. Bölgenin, ABD tarihi için çok ayrı bir önemi vardır. Pek çok tarihi kaynakta da bu devasa yanardağın adı geçmektedir.

Bölgedeki yerleşik hareketlilik ise 12. ve 13. yüzyıla dayanmaktadır. Yapılan kazılar ve araştırmalar sonucunda bu bölgede avcılık ve taş toplama gibi farklı etkinliklerin yapıldığı saptanmıştır.

Mauna Kea, eski dönemlerde tanrıların bölgesi olarak tanımlanmıştır. Dönem şartlarına göre insanlar için çok büyük bir güç ve kutsal bir yer olarak tanımlanan dağda Karların Tanrısı olarak bilinen Poli’ahu’nun yaşadığına inanılmıştır.

Bölgede yapılan arkeolojik kazılar ve araştırmalar, Mauna Kea için tarihsel sürece dair önemli veriler sunmaktadır. 1980’li yıllar itibariyle başlayan araştırmalarda 76 türbeye ve 1 mezar alanına rastlanmıştır. Üstelik 4 farklı mezar yerini işaret eden önemli veriler de ortaya çıkmıştır. Araştırmaların halen devam ettiği bölgede, yeni gelişmeler olması ve tarihi bulgulara rastlanması mümkün görülmektedir. Ayrıca dağın dini açıdan kutsal bir bölge olarak görülmesi, farklı bölgelerden de çoğu kişinin buraya defnedilmek istemesine yol açmıştır. Toplum içerisindeki bu gelenek, pek çok tarihi kaynakta da yer almaktadır.

Dünyanın En İyi Gözlem Merkezlerinden Biri Olarak Anılan Mauna Kea

Mauna Kea, sadece tırmanmak ve manzarayı izlemek için değil, yıldız seyirleri yapmak için de ideal noktalardan birisidir. Astronomik gözlemler için dünyanın en iyi merkezlerinden birisi olarak görülen bölge, yüksek rakımı sayesinde yerleşim yerlerindeki ışıklardan da uzaktır. Böylece gece saatlerinde yıldız hareketliliklerinin kolay bir şekilde izlenmesi ve özel gök olayları sırasında da çıplak gözle dahi seyir yapılması mümkün olmaktadır.

Meuna Kea’da Bulunan Pasifik’in En Yüksek Dağ Gölü Waiau

Mauna Kea gezisinde ziyaret edilmesi gereken bölgelerden birisi de Waiau Gölü olmaktadır. 

Göl, Mauna Kea’nın 3696. metresinde yer almaktadır. Waiau, Pasifik bölgesindeki en yüksek rakıma sahip göl olma unvanına sahiptir. Ayrıca Hawaii sınırları içerisinde Mauna Kea’da bulunan bu Waiau dışında başka bir göl oluşumu bulunmamaktadır. Bu nedenle ziyaretçilerin, tırmanış sırasındaki önemli noktalarından birisi de göl olmaktadır. Genellikle de molalar bu gölde verilmektedir.

Hawaii’nin Popüler Duraklarından Biri Olan Mauna Kea’daki Merkez

Mauna Kea, günümüzde Hawaii’yi ziyaret eden herkesin favori yerlerinden birisi olmaktadır. Bölgedeki ekolojik dengenin bozulması nedeniyle özel önlemlerin alındığı yanardağ bölgesinde sürekli araştırmalar yapılmaktadır. Ayrıca dağ çevresinde Pohakuloa Eğitim Alanı olarak kullanılan askeri bir alan bulunmaktadır. 108.863 dönümlük arazi üzerine kurulan bu özel bölge, yanardağda tehdit altında olan bitki ve hayvanların korunma merkezi olarak da kullanılmaktadır.

Merkezi ilk ziyaret eden kişinin Amerikalı misyoner Joseph F. Goodrich olduğu kabul edilmektedir. 26 Ağustos 1823’te yapılan bu ilk tırmanış ile birlikte aslında zirveye önceden pek çok kişinin ziyarette bulunduğu görülmüştür. Ancak tarihe geçen herhangi bir kayıt olmadığından dolayı Joseph F. Goodrich’in ziyareti, zirveye çıkan ilk kişi olarak kabul edilmesini sağlamıştır.

Bu tarih sonrasında 1825, 1834, 1881 ve 1889 yıllarında tarihe geçen önemli tırmanışlar da gerçekleştirilmiştir. Bu tırmanışların en trajik olanı ise 1834 yılında İskoçyalı Botanik Bilim İnsanı David Douglas tarafından gerçekleştirilmiştir. Ocak ayında zorlu zirveye ulaşan bilim insanı, bölgedeki bitki türlerinin tespit edilmesinde etkili bir çalışma yapmış olsa da bir daha geri dönmemiştir. Aynı yılın Temmuz ayında ise David Douglas’ın cansız bedeni hayvan avlamak için açılan bir çukurun içerisinde bulunmuştur. Bu olaylar, Mauna Kea’nın hikayesindeki en acıklı bölümler olarak kabul edilmektedir.

19. ve 20. yüzyıl boyunca kişisel imkanlarla ve bölgedeki yerel rehberlerin eşliğinde yapılan tırmanışlarda açılan yol, ziyaretçilerin kolay bir şekilde zirveye ulaşmasını sağlamıştır.

Mauna Kea Ziyaretleri Öncesi Bilinmesi Gerekenler

Hawaii Yanardağlar Ulusal Parkı içerisinde yer alan zorlu zirve, park ziyareti ile görülebilmektedir. Mauna Kea Yanardağı’nı ziyaret etmek isteyenlerin 1964 yılı itibariyle kullanıma sunulan tırmanış yolunu tercih etmesi önerilmektedir. Tırmanış sırasında özel olarak hazırlanan mola noktalarının yanı sıra Waiau Gölü, Mauna Kea Gözlemevi bölgesinin de mutlaka görülmesi önerilmektedir. Ancak gözlemevinin içine ziyaretçilerin girmesine izin verilmemektedir.

Yaklaşık 2 saatlik bir tırmanış ile birlikte 4,207 metrelik zirveye ulaşılmaktadır. Ancak ziyaretlerde serin zirve ve yol boyunca ihtiyaç duyulabilecek besin ile su takviyelerine hazırlıklı olunması önerilmektedir.

Ziyaretçiler, tırmanış boyunca zengin bitki örtüsünü ve hayvan topluluklarını gözleme şansı bulmaktadır. Keçi, koyun, eşek, fare, kedi gibi hayvanlar tırmanış sırasında her zaman görülmektedir. Şanslı ziyaretçiler ise ender rastlanan Hawaii Baykuşu (Pueo), Hoary yarasa, Nene (kaz), Palila, Apapane, I’O (şahin), Wekiu, Golden Plover gibi hayvanları da görebilmektedir. Bitki örtüsünde ise en çok ilgi çeken türler; Koa, Mamane, Naio, Puakeawe ve Ohia ağaçları olmaktadır.

Yüksek irtifa nedeniyle yaşanabilecek rahatsızlıklara karşı önlem alınması da önerilmektedir. Bu nedenle tırmanış boyunca kişilerin dinlenmesi ve yüksek rakıma alışabilmesi adına özel mola noktaları hazırlanmıştır. Bu noktalardan en önemlisi 2804 metre yükseklikte yer alan özel istasyondur. 

Ziyaretler öncesinde doktor kontrolü ve tavsiyesinin alınması da önerilmektedir. 13 yaş altı çocukların, vücut kitle indeksi 40.0 ve üzeri olanların, hamilelerin, son 24 saat içerisinde dalış yapan kişiler, kalp ve solunum rahatsızlıkları yaşayanların zirveye tırmanış yapmaması gerekmektedir. Özellikle 2804 metre sonrasında bu gruptaki kişilerin tırmanışı sonlandırması istenmektedir. Ziyaretler için en uygun dönemler ise nisan, mayıs, haziran ve temmuz aylarıdır.

Sevdiklerinizle Paylaşın

Amerika Birleşik Devletleri Vizesi

Amerika Birleşik Devletleri turist vizesi almayı planlayan ziyaretçiler, ilgili konsolosluklara başvurmalı, DS-160 vize başvuru formunu doldurmalı ve belirtilen evrakları eksiksiz bir şekilde teslim etmelidir.