Hristiyanlık, Yahudilik ve Müslümanlık İçin Kutsal Dağ: Sina Dağı

Önceki
Sina Dağı

Sina Dağı

Sonraki
359 dk'lık okuma
4631 kişi okudu

Sina Dağı, Mısır’ın Şarm El-Şeyh bölgesinde yer almaktadır. Coğrafi konum olarak Sina Yarımadası’nın güneyinde yer almakta ve Süveyş ile Akabe Körfezine eşit uzaklıkla bulunmaktadır. Musa, Jabal Mousa, Hareh, Tur ve Turi Sina Dağı olarak da bilinmektedir. Yüksekliği 2285 metre olan bu dağın dinler tarihinde önemli bir yeri vardır. Dağ; 584 ile 565 yılları arasında inşa edilmiş ve aslen bir Yunan Ortodoks ibadethanesi olan St. Catherine Manastırı’na bakmaktadır.

Sina Dağı ve Dinlerdeki Önemi

Dinler tarihinde oldukça önemli bir yere sahip olan Sina Dağı, dünya üzerinde yer alan en kutsal yerlerden biri olarak kabul edilmektedir. Sina Dağı, günümüzde hala Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam geleneklerinde kutsal bir yer olarak kabul edilmeye devam etmektedir. Hem Kuran-ı Kerim’de hem de Tevrat’ta adı geçen bu dağ ile ilgili birçok hikâye ve rivayet bulunmaktadır.

Sina Dağı; Yahudilik dininde tanrının Hz. Musa’ya göründüğü ve ona On Emir’i verdiği iddia edilen ilahi vahyin başlıca yeri olarak bilinmektedir. Rivayete göre 2000 yıl önce Hz. Musa, Sina Dağı’na tırmanırken Kutsal Ruh ile karşılaşmış ve ondan On Emir’i vahiy almıştır. O andan itibaren bu bölge İbrahimi dinler tarafından kutsal kabul edilmiş ve benimsenmiştir.

Yahudi geleneğine göre, sadece on kitap değil, aynı zamanda İncil metni ve yorumunun tüm külliyatı da Sina Dağı’nda Musa’ya vahyedilmiştir.

Yahudilik ve İslam Dinlerinde Sina Dağı’nın Sırrı

Sina Dağı, diğer adıyla Tur Dağı’na ait pek çok hikâye bulunmaktadır. Bunlardan en çok bilineni ve kabul edileni ise Hz. Musa’nın hikâyesidir. Sina Dağı’nda Hz. Musa’ya vahiy gelmesi 1650 yıllarına dayanmaktadır. Yahudiliğin kurucusu olan Hz. Musa Mısır’da doğmuştur. Basit bir İbrani kölenin oğlu olan Musa MÖ 1650-1250 yılları arasında yaklaşık 400 yıl boyunca İbraniler firavunların esareti altındayken köle olarak çalışmaya zorlanmıştır. Daha sonra Mısırlı bir nazırı öldürüp Sina Yarımadası’ndaki çöle kaçmıştır. Musa bu çölden o zamanki adı Horeb olan Sina Dağı’na dönmüştür. Sina Dağı’nda geçirdiği süre boyunca Musa, On Emir’in yazılı olduğu iki orijinal taş tableti barındıran, kapaklı ve altın kaplamalı ahşap bir kutsal sandık almıştır. Çıkış Kitabı’nda da adı geçen bu sandık kutsal Ahit Sandığı’dır. Ahit Sandığı’nı aldıktan sonra, halkı için vaat edilen toprakları aramak üzere Hz. Musa Tur Dağı’ndan ayrılmıştır. Bu sandık daha sonra Hz. Davud ve Hz. Süleyman tarafından muhafaza edilmiştir.

Sina, Kuran-ı Kerim’de insanlara zeytin ağacının armağan olarak gönderildiği dağ olarak geçmektedir. Taha suresinde de Sina Dağı’ndan bahsedilmektedir.

İsrailoğulları’nı Mısır’dan çıkaran Musa peygamber, Kızıldeniz’i geçtikten sonra Sina Dağı’na gelmiş ve burada On Emir’i almıştır. Allah, Tur Dağı’nda emirlerini verdikten sonra Musa onu görmek istemiştir. Bunun üzerine Allah Musa’ya kendisini görmesinin mümkün olmadığını söylemiştir. Ancak dağa tecelli edeceği sırada yerinde kalırsa kendisini görebileceğini ifade etmiştir. Dağ, Tanrı’ın küçük bir yansıması sonucu toz hâline gelmiş. Bunun üzerine Musa peygamber bayılmış ve kendine geldiğinde tövbe etmiştir.

Sina Dağı’nı Ziyaret Edeceklere Tavsiyeler

Her yıl binlerce turist Sina Dağı’nı ziyaret etmektedir. Muazzam konumu ve Kızıldeniz’e olan yakınlığı göz önüne alındığında Sina Dağı, St Catherine Manastırı’na veya Dahab, Şarm El-Şeyh ve Kahire bölgelerinden de oldukça fazla turist çeken bir noktadır. Sina Dağı’nda sıcaklıklar özellikle kış aylarında -1 dereceye kadar düşebilmektedir. Özellikle Aralık – Şubat aylarında ziyaret edecek misafirlerin hazırlıkla gelmesi onların yararına olacaktır.

Sina Dağı, Hristiyanlık, Yahudilik ve Müslümanlıkta kutsal kabul edilmesine rağmen sadece macera ve eğlence amaçlı gelen turistler tarafından da tercih edilmektedir. Dağ bölgedeki en yüksek 2. Dağ konumunda olduğu için kamp severler tarafından oldukça fazla tercih edilmektedir.

Sina Dağına Tırmanmak

Sina Dağı’nın zirvesine yürüyerek ya da eşek ve develer yardımıyla ulaşılabilmektedir. Yürüyerek tırmanmak isteyen misafirler için yürüyüş oldukça keyiflidir ancak Sina Dağının 2285 metre yüksekliğinde olduğunu hatırlatmakta fayda vardır. Neredeyse tüm yürüyüşçüler zirveye çıkan iki rotadan birini kullanmaktadır. Bunlar, Deve Yolu ve Tövbe Adımları rotalarıdır. Sina Dağı’nın zirvesine çıkmak için Deve Yolu ve Tövbe Adımları tercih edilebildiği gibi tepeden inişlerde de merdivenler kullanılabilmektedir.

Her iki yol, İlyas Havzası olarak bilinen bir platoda zirvenin yaklaşık 300 metre altında buluşmaktadır. Bu kesişim noktasından, küçük bir şapel ve bir caminin bulunduğu tepeye, 750 kayalık engebeli bir araziye adım atılması gerekmektedir. Ancak burada yer alan şapel ve cami kilitlidir. Tırmanış sonrasında zirve, Dalma Vadileri’nin ve uzaklara doğru yuvarlanan sivri uçlu dağ zincirlerinin muhteşem manzarasını misafirlerine sunmaktadır. Bu zirveden Arapça’da Gebel Katarina olarak bilinen Catherine Dağı’nın daha da yüksek zirvesini çıplak gözle görmek mümkün olmaktadır.

Sina Dağı’na ulaşmak için en çok tercih edilen 2 rota bulunmaktadır. Bu iki rota şu şekildedir:

  1. Deve Yolu

Bu, zirveye giden ilk ve daha kolay olan yoldur. Deve Yolu’nun başlangıcına, yerleşkenin sonunu geçerek St Catherine Manastırı’nın kuzey duvarı boyunca yürüyerek ulaşılmaktadır. Sabit bir hızda yürüyerek zirveye tırmanmak yaklaşık iki saat sürmektedir. Deve Yolu geniş ve hafif eğimli bir yoldur.

Turistlerin çoğu zirveye yürüyerek çıkmaktadır. Ancak manastırın hemen arkasındaki bölgeden bir deve kiralamak da mümkündür. Yolda su, çay, kahve içmek için birçok büfe bulunmaktadır.

  1. Tövbe Adımları

Zirveye giden diğer yol ise Tövbe Adımları güzergahıdır. Manastırın güneydoğu köşesinin dışında başlamaktadır. Basamaklar bir keşiş tarafından bir kefaret biçimi olarak atılmıştır. İlyas Havzası’na kadar 3000 ve ardından zirveye çıkan son 750 adet basamak, kabaca yontulmuş kayalardan yapılmıştır. Birçok alan dik ve engebelidir. Bu rota, Deve Yolu’na göre çok daha güç ve zor bir seçenek olsa da yol boyunca uzanan çarpıcı dağ manzarası ekstra çabayı hakketmektedir. Patikanın alt kısımları manastırın etkileyici manzaralarını da gözler önüne sermektedir.

Sevdiklerinizle Paylaşın

Mısır Vizesi

Mısır’a seyahat etmeyi planlayan vatandaşlar, ilgili konsolosluklara başvurarak vize sahibi olabilmektedir. Mısır vizesinin çıkma süresi ortalama 30 ile 45 gün arası olduğundan, turistlerin randevularını seyahat edecekleri tarihten 2 ay önce almaları tavsiye edilmektedir.