Hindistan Hakkında

Hindistan hem geleneksel hem de modern dünyaların buluştuğu şaşırtıcı bir zıtlıklar ülkesidir. Dünyanın yüzölçümü bakımından yedinci, nüfus açısından ikinci en büyük ülkesi olan Hindistan, yüzyıllar boyunca farklı kültür ve dinlerden etkilenerek zengin bir mirasa sahip olmuştur. Bu tarihi birikimin yanı sıra Hindistan, geniş bir vahşi yaşam yelpazesine ev sahipliği yapmaktadır. Ancak en çok dikkat çeken, ülkenin vahşi kedileridir. Ülkenin simgesi olan Bengal kaplanları, Asya aslanları, kar leoparları, bulutlu leoparlar ve Hint leoparları; ülkedeki doğal yaşam alanlarında görülebilmektedir. Tarihi yapıları, doğa parkları, renkli sokakları ve cana yakın yerlileri ile Hindistan hakkında her şey, turistleri büyüleyecek niteliklere sahiptir.

Dünyanın baharat merkezi olan Hindistan ile ilgili bilgiler arasında ineklerin kutsal sayılması dikkat çekmektedir. Hindu tanrıçası Bhumi’yi temsil ettiğine inanılan inekler, ülke sokaklarında dokunulmazlığa sahiptir. Bu nedenle Hindistan, vejetaryenlik oranı en yüksek ülke olarak kabul edilmektedir. Hinduizm ve Budizm’in Hint halkına taşıdığı kutsallık yalnızca ineklerden ibaret değildir. Agra'daki muhteşem Tac Mahal'den Amritsar'daki Harmandir Sahib'in kutsal yerlerine kadar, bu egzotik ülkeyi ziyaret edenler birçok kültürel hazineyi keşfetme olanağı yakalamaktadır. Turistler, bir dizi kutsal yeri ve ruhsal karşılaşmaları deneyimlemenin yanı sıra güneşle yıkanan kumsalların, yemyeşil milli parkların ve heyecan verici vahşi yaşam alanlarının tadını çıkarabilmektedir.

Hindistan'ın Tarihi

Hindistan’ın kuruluşunun hikayesi MÖ 2800 ile MÖ 1800 arasında gelişen İndus Vadisi Uygarlığı ile başlamaktadır. Mohenjo Daro ve Harappa kasabalarında kurulan bu uygarlık, MÖ 1300 civarında, doğal afetler nedeniyle sona ermiştir. Hindistan'da daha sonra Vedik dönemi başlamıştır. Bu dönemin en büyük iki destanı, Hinduizm'in takipçileri tarafından hâlâ büyük saygıyla anılan Ramayana ve Mahabharata’dır. MÖ 7. ve 6. yüzyıllara dek süren Vedik dönemi, Budizm ile birlikte sona ermiştir. Budizmin kurucusu olan Siddharta Gautam MÖ 480’de ölmüş olmasına rağmen öğretileri tüm dünyaya yayılmıştır.

MÖ 326’da Büyük İskender’in egemenliği altına aldığı Hint toprakları, daha sonra tarihinin altın çağını yaşatan Gupta dönemine, ardından da Orta Çağ krallıklarının hükmüne girmiştir. Hindistan sanat tarihinin en önemli eserlerinin verildiği bu dönemler, bölgede İslam etkileri görülmüştür. Chola Hanedanlığı'ndan kalma anıtlar hala sağlamlığını ve rustik cazibelerini korumaktadır. Bir sonraki büyük imparatorluk olan Babürler ise 17. yüzyılda yaşanan Şah Cihan döneminde Tac Mahal’i dünya kültürüne armağan etmişlerdir. 18. yüzyılda İngilizler tarafından kolonileştirilen Hindistan, bir yandan Hristiyan kültürle tanışmış diğer yandan İngiliz sömürgesi altında yüzbinlerce insanını kaybetmiştir.

Günümüzde Hinduizm, Budizm, İslam ve Hristiyanlığın çeşitli geleneklerinin görülebildiği Hindistan sokakları, hoşgörünün ve renkliliğinin dünya üzerindeki temsilcisi olarak kabul görmektedir.

Hindistan Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Hindistan’ın en belirgin özellikleri arasında Hinduizm, Budizm, İslamiyet ve Hristiyanlık dinlerinin Hint halkına kazandırdığı yenilikler yer almaktadır. Bu farklı kültürlerin yarattığı eserlerden biri, ülkenin gururla tüm dünyaya sergilediği Tac Mahal’dir. Hindistan'ın belki de en tanınmış binası olan Tac Mahal, aynı zamanda aşkın gücüne dair dünyanın en ünlü ifadesidir. Adını İmparator Şah Cihan'ın en sevdiği eşinden alan bu yapı, 1648'e kadar 20.000 işçiyle tamamlanmış bir anıt mezardır. Şah Cihan’ın kazandırdıklarından birisi de yine 1648'de Yeni Delhi’de Babür iktidarının merkezi olarak inşa edilen hilal şeklindeki muhteşem Kızıl Kale’dir. Adını yapımında kullanılan kırmızı kumtaşından alan kale, Lahor ve Delhi Kapısı olmak üzere iki etkileyici bölüme sahiptir.

İslam kültürünün Hindistan’a armağanları yalnızca kendi ibadethaneleri veya yapılarından ibaret değildir. 1604'te açılan ve hala güzel altın süslemesi için Altın Tapınak olarak anılan Harmandir Sahib, Hindu ve İslam mimarisinin bir sentezidir. Alt mermer bölümü çiçek ve hayvan motifleri gibi süslemelere sahiptir. Büyük altın kubbesi ise Sihler için saflığın sembolü olan lotus çiçeğini temsil etmektedir. Bunlara ek olarak ülkenin simgesi haline gelen Agra Kalesi, Ellora Mağaraları, Mehrangarh Kalesi, Ganj Nehri, Mysore Sarayı, Mahabodhi Tapınağı ve Amber Kalesi gibi çok sayıda tarihi ve doğal güzellik, Hindistan ziyaretçilerini beklemektedir.

Hindistan'a Gideceklere Tavsiyeler

Dünya harikalarından biri olan Tac Mahal, Hint topraklarında en çok ziyaret edilen mekandır. 1648'de yapımı tamamlanan bu şaheser İslami öğelerin Hint kültürüyle birleşimini gözler önüne sermektedir. Kemerler, minareler, soğan biçimli kubbe ve girişin çevresine işlemeli siyah hat gibi İslami tasarımın birçok unsurunu bünyesinde barındıran Tac Mahal, büyük ölçüde beyaz mermerden inşa edilmiştir. Yapının görkemine narin işlemeli çiçek desenleri ve yeşim, lapis lazuli, elmas ve sedef gibi değerli taşlar eşlik etmektedir. Ganj Nehri, Hindistan’ın doğal güzellikleri arasında yer almasının yanı sıra, kutsal bir öneme sahiptir. Ülkeyi ziyaret edenlerin büyük ilgi gösterdiği ve Hindular için önemli bir hac merkezi olan Varanasi şehri, Ganj Nehri kıyısında yer almaktadır. 1780'de inşa edilen Kashi Vishwanath Tapınağı ve şehrin içerisinde bulunan Hindu okulları ve ibadethaneler, ziyaretçilerin bu renkli kültüre tanıklık etmesi açısından mutlaka görmesi gereken yerlerdir.

Amritsar'ın Altın Tapınağı olarak bilinen Harmandir Sahib, yeryüzünde görülebilecek en gösterişli yapılardan birisidir. Altının zenginlik göstergesi olarak kullanıldığı ülkede, bu değerli madenle yapılmış pek çok eser yer almaktadır. Hatta “Altın Şehir” olarak anılan Jaisalmer, sarı kumtaşından inşa edilmiş yapılardan oluşmaktadır. Ayrıca Amber Kalesi, Ranthambore Milli Parkı ve Kızıl Kale; Hindistan gezisinin en önemli duraklarıdır.

Hindistan'a Giderken Alınması Gerekenler

Pek çok kutsal mekâna ve geleneğe ev sahipliği yapan Hindistan, ziyaret edilirken dolu dolu bir çantayla gidilmesi gereken ülkelerden birisidir. Her şehirde, her sokakta kutsal bir nesne, tapınak veya mekana denk gelinebilecek bir düzeni bulunan bu ülkede genel olarak bol kesim, geniş kıyafetler giyilmesi tavsiye edilmektedir. Her inancın giyim zorunlulukları farklı olsa da bu inançları simgeleyen mekanlarda rahatlıkla dolaşabilmek adına hafif fakat uzun giysiler, turistlerin çantalarında olması gerekenlerden bazılarıdır. Ülkeyi ziyaret edenler mekanları keşfetmek için genellikle yürüyüş yapmayı tercih etmektedir. Hindistan’ın sokak yapısı biraz engebeli olduğundan turistlerin kalın tabanlı ayakkabılar giymesi, ayak sağlığı açısından oldukça önemlidir.

Hindistan’ın sıcak iklimi, uzun ziyaretlerde fazla terlemeye sebep olabilmektedir. Bu nedenle ziyaretçilerin yanlarında bir termoslar ile su taşımaları ve sinek kovucu ilaçlar bulundurmaları önerilmektedir. Plajlarda vakit geçirmek isteyen turistlerin, özel kapalı yüzme takımlarına sahip olmaları gerekmektedir. Çünkü ülke plajlarında bikini ve mayo kullanımı pek sık görülmemektedir.

Hindistan Hakkında İlginç Bilgiler

Farklı kültür, din ve geleneklerin yaşadığı Hindistan hakkında bilinmeyenler oldukça fazladır. Hindistan’ın pek çok yerleşimi milat öncesi tarihlerde insanların konakladığı yerlerdir. Özellikle Varanasi kentinin 5000 yıllık bir geçmişi olduğu düşünülmektedir. Bu derin geçmiş, yalnızca yerleşimi değil doğal oluşumları da etkilemiştir. Maharashtra'daki Lonar Gölü’nün 52.000 yıl önce düşen bir meteor ile oluşturduğu fikri, bilimsel araştırmalara konu olmuştur. Ülkedeki ilginç ve doğal yerlerden birisi de Ladakh'ta bulunan Manyetik Tepeler olarak bilinmektedir. Özel uyarılarla bu yerçekiminin düşük olduğu alana kabul edilen ziyaretçiler, arabalarının yokuş yukarı kendiliğinden hareket ettiğini görebilmektedir.

Uzun yıllar çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış olmanın en büyük getirilerinden birisi de toplumsal ihtiyaçların icadıdır. İlklerin ülkesi Hindistan, pi sayısı, holografi, rubik küp, elmas madenciliği, trigonometri ve sıfır sayısının bulunduğu ülkedir. Ayrıca İnek Hakları Bildirgesi bulunan ilk ve tek ülke de Hindistan’dır. Bu bildirgede ineklerin öldürülmesi ve satışı kesin kurallarla yasaklanmıştır. Bildirge ülke anayasasına doğrudan eklenmiştir. İneklerin kutsal kabul edildiği ve herhangi bir zarar görmemesi için haklarının yasalarla koruma altına alındığı ülke, dünyada vejetaryen nüfusun en yoğun olduğu yerdir. Bu durum, Hindistan’da süt sektörünün ilerlemesinin önüne geçememiş ve ülke 2015 yılında 155,5 milyon ton ile dünyanın en çok süt üreten ülkesi olmuştur.