Neretva Nehri Kenarındaki Mostar Hakkında Bilgiler

Mostar Hakkında

Mostar Hakkında

36 dk'lık okuma
512 kişi okudu

Bosna-Hersek içinde oldukça popüler bir şehir olan Mostar, yaklaşık 113 bin kişilik nüfusu ile Balkanlardaki en güzel yerlerden biridir. Neretva Nehri üzerindeki tarihi köprüsü ile ünlü şehir; kültürü, turistik mekanları ve kendine has mutfağı ile her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Mostar ziyareti sırasında yapılacak birçok farklı etkinlik bulunmaktadır. Şehrin ünlü festivallerine katılmak ve büyüleyici doğa gezileri yapmak bu etkinlikler arasında öne çıkmaktadır.

Gelişmiş bir mimariye ve sanat tarihinde önemli bir yere sahip Mostar ile ilgili bilgiler, bu yerin tarih boyunca farklı kültürlerin birlikte yaşadığı bir şehir olduğunu göstermektedir. Bu bakımdan şehirde hem Müslüman hem de Hristiyan mimarisinin detaylarıyla karşılaşmak mümkündür. Geçmişi 15. yüzyıla uzanan Blagaj Tekija, eski bir kilisenin kalıntılarına inşa edilen Zitomislic Manastırı ve savaşın izlerini taşıyan Tito’nun Sarayı şehirde ön plana çıkan eserler arasındadır.

Mostar hakkında her şey; tarihi yapıları ve kültürel detayları ile sınırlı değildir. Farklı milletlerin etkisi ile şekillenen Mostar mutfağı, şehri ziyaret edenlere lezzet şöleni yaşatmaktadır. Ortaya çıkan yemeklerde; Avusturya, Macaristan ve Türk mutfağının izleri görülse de Begova çorbası, Cevapi ve daha birçok yemek yöreye özgün birer lezzete dönüşmüştür.

Mostar'ın Tarihi

Mostar çevresinde yer alan dağlar ve vadilerde kurulan ilk yerleşimler Antik Çağ’a kadar uzanmaktadır. Öyle ki şehre bağlı Cim ve Sutina köylerinde ilk çağlara ait kalıntılar bulunmuş ve bölgede kalıcı bir yerleşim kurulduğu tespit edilmiştir. Şehrin modern bir şekilde kuruluşu ise Ortaçağ’a kadar uzanmaktadır. O dönemlerde Mostar’da Kosaca ailesi hüküm sürmüş ve şehir ticaret ile geçinmiştir. Bunun en büyük sebebi, şehirde Neretva Nehri üzerine kurulmuş olan güçlendirilmiş geçittir. Bu geçit ve şehir; 1466 yılına gelindiğinde Osmanlılar tarafından fethedilmiş ve bölgede yeni bir dönem başlamıştır.

Şehir ilk kez 1474 yılında, köprü muhafızı anlamına gelen “Mostar” ismiyle anılmaya başlamıştır.

Osmanlıların bölgede gerçekleştirildiği inşa çalışmaları sonucunda dikkatleri üzerine çeken bir yerleşim yerine dönüşmüştür. Osmanlılar 1566 yılında, eski ahşap köprü yerine döneminin eşsiz bir örneği olan Mostar Köprüsü’nü inşa etmişlerdir. 16. ve 17. yüzyıllarda ise önemli bir ticaret merkezine dönüşen Mostar, Avrupa’dan birçok tüccarın uğrak noktası olmuştur. Bu sayede ekonomisi gelişmiş ve önemi artmıştır.

Şehre farklı millet ve dinden toplulukların yerleşmesi, bölgeyi sanat tarihi açısından önemli bir konuma getirmiştir. Öyle ki Mostar şehri; farklı mimari akımların bir araya geldiği, Avrupa’nın eşsiz şehirleri arasına girmiştir.

Osmanlı’dan sonra bölgeye hakim olan Avusturyalılar ve Macarlar; şehri bir dini merkez haline getirmiştir. 1881 yılında Katolik piskoposu bu şehre yerleşmiş ve faaliyet göstermiştir. İlerleyen yıllarda Birinci Dünya Savaşı’na sahne olan topraklar, önce özerklik kazanmış sonra da bağımsız Hırvatistan devletine katılmıştır. 14 Şubat 1945 yılında Yugoslav Halk Kurtuluş Ordusu tarafından ele geçirilerek Bosna-Hersek devletinin bir parçası olmuştur.

Mostar Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Mostar denildiğinde ilk akla gelen, şehirde Neretva Nehri üzerine inşa edilmiş olan köprüdür. Bu köprü eşsiz bir mühendislik kullanılarak yapılmış ve döneminin dikkat çeken yapıları arasına girmiştir. Öyle ki köprü etrafındaki yerleşim yeri ismini bu köprüden almıştır. Tarihi köprü, ülkede gerçekleşen iç savaş sırasında yıkılsa da 2004 yılında onarılmış ve eski ihtişamını geri kazanmıştır.

Mostar’ın dikkat çeken bir diğer özelliği ise farklı kültürlerin bir arada yaşadığı benzersiz bir şehir olmasıdır.

Osmanlı’nın etkisi ile bölgede artan Müslüman nüfus ve Hristiyan halk yıllar boyu birlikte yaşamıştır. Ayrıca bölgenin ekonomik ve ticari önemi nedeniyle, yüzyıllar boyu farklı bölgelerden göç almıştır. Bu sayede günümüzde farklı kültürlere ait izleri görmek mümkündür. Bu izler mimari yapılarda, şehrin özel günlerinde ve mutfağında göze çarpmaktadır.

Şehrin en belirgin özellikleri arasında büyüleyici güzellikteki doğası da öne çıkmaktadır. Neretva Nehri şehri ortadan ikiye ayırmakta ve şehrin etrafını yüksek dağlar çevirmektedir. Dağlık bir bölge olması nedeniyle el değmemiş birçok yeri bulunmakta ve doğa gezileri için eşsiz bir ortam sunmaktadır.

Mostar'a Gideceklere Tavsiyeler

Eşsiz bir kültürel zenginliğe sahip olan Mostar, yüzlerce yıllık tarihi yapılara sahiptir. Bu şehri ziyaret edenlerin; Mostar Köprüsü, Blagaj Tekija ve Zitomislic Manastırı gibi mekanları görmeden dönmemeleri önerilmektedir. Ayrıca Bosna Savaşı’nın izlerini taşıyan Tito’nun Sarayı ve eski Yugoslav askerlerinin anısına inşa edilen Partizan Anıt Mezarlığı görülmeye değer yerler arasındadır.

Şehre toplu taşıma araçları ile ulaşmak mümkündür. İstasyonlar ile ünlü Mostar Köprüsü arası ise yürüyerek 15-20 dakika arasında sürmektedir. Bu nedenle kendi araçlarına sahip olmayan ve bu mesafeyi yürümek istemeyen ziyaretçilerin taksi tutmaları veya şehrin farklı noktalarına giden otobüsleri kullanmaları önerilmektedir.

Mostar şehir merkezine birçok hediyelik eşya dükkanı bulunmaktadır. Bu dükkanlarda bölgeye dair eşsiz güzellikte ürünler bulunsa da iyi bir fiyat araştırması yapmak gerekmektedir. İlk girilen mağazadan alışveriş yapan ziyaretçiler, genellikle oldukça yüksek ücretler ödeyebilmektedir.

Şehirde her yıl düzenlenen Cliff Diving, tarihi Mostar Köprüsü’nden atlayan insan manzaraları ile eşsiz bir etkinliktir. Mostar’ı bu dönemlerde ziyaret eden ziyaretçiler unutulmaz deneyimler yaşamaktadır. Bu nedenle gezi planı yaparken bu etkinliğin de göz önüne alınması önerilmektedir.

Tüm detaylarının yanında zengin bir mutfağa sahip Mostar, ziyaretçilerine farklı Balkan lezzetleri sunmaktadır. Bu nedenle Mostar gezisi sırasında; begova çorbası, soğan dolması ve Bosanski lonac gibi yöresel yemekler mutlaka denenmelidir. Bu lezzetleri denemek için şehir merkezinde yer alan restoranları ziyaret etmek yeterlidir.

Mostar'a Giderken Alınması Gerekenler

Mostar şehrini ziyaret eden turistlerin, keyifli ve unutulmaz bir gezi geçirmeleri için yanlarına almaları gereken bazı eşyalar bulunmaktadır. Bunların en başında şehrin eşsiz doğasını keşfe çıkmak için spor ayakkabıları gelmektedir. Şehrin dışına doğru uzanan patika yollar, dağların eteklerinde büyüleyici şehir manzaraları sunmaktadır.

Şehir, birçok Avrupa şehrinin aksine doğayla iç içe olduğu için bu şehirde geriye plastik atık bırakmamak çok önemlidir. Ayrıca şehir merkezinden biraz uzaklaşınca temiz su bulmak zorlaşmaktadır. Bu yüzden tekrar kullanılabilir bir su şişesi, Mostar’a gitmeden önce ziyaretçilerin yanlarına alması gereken en önemli eşyalar arasındadır.

Mostar şehrini kış aylarında ziyaret edenlerin özellikle yağmurluk, şemsiye gibi eşyalara ihtiyacı olacaktır. Bunun en büyük sebebi bu aylarda şehirde hakim olan şiddetli yağmurlardır. Diğer mevsimlerde ise daha yumuşak hava koşulları görülmekle birlikte mevsimlik yedek kıyafetler alınması önerilmektedir.

Mostar Hakkında İlginç Bilgiler

Mostar; yüzlerce yıllık tarihi ve etkileyici kültürel yapısı ile gizemlerle dolu bir şehirdir. Bu nedenle Mostar hakkında bilinmeyenler, şehri ziyaret etmeyi planlayanların en çok merak ettiği konular arasındadır. Bu konuların en dikkat çekenleri ise ünlü Mostar Köprüsü hakkında olanlardır.

Mostar Köprüsü, Osmanlılar tarafından yaptırılmış ve inşa çalışmalarını Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayrettin yürütmüştür. İnşa edildikten sonra kısa sürede şehrin simgesi haline gelmiş ve yerel halkın yaşamını derinden etkilemiştir. Öyle ki eski dönemlerde evlenmek isteyen gençlerin bu köprüden atlamaları dahi istenmiştir.

Yugoslavya dağılırken ülkeyi kasıp kavuran Bosna Savaşı, Mostar şehrini de etkisi altına almıştır. 1992 yılında şehrin ünlü köprüsü havaya uçurulmuş ve savaşın ardından birçok ülkenin desteği ile tekrar inşa edilmiştir. Günümüzde şehirdeki birçok binada bu savaştan geriye kalan izleri görmek mümkündür.

Şehri ikiye ayıran Neretva Nehri, aynı zamanda iki farklı inancı da ikiye ayırmaktadır. Nehrin batı kısmında Hristiyan halk yaşarken, doğu kısmında yoğun olarak Müslüman halk yaşamaktadır. Halk ayrı bölgelerde yaşasa da Bosna Savaşı’ndan bu yana bölgede sükunet hakimdir.

Sevdiklerinizle Paylaşın