Sanatın Kalbi Viyana Hakkında Bilgiler

Viyana Hakkında

Viyana Hakkında

64 dk'lık okuma
703 kişi okudu

Avusturya’nın başkenti olan ve gerek mimari gerek doğal güzellikleriyle öne çıkan Viyana, oldukça köklü bir geçmişe sahiptir. Şehir konum olarak can alıcı bir nokta da bulunması sebebiyle hem imparatorluk hem de cumhuriyet döneminde Avusturya’ya başkentlik yapmaya devam etmiştir. Mimari güzelliklerinin yanında oldukça ilgi çekici tarihi sayesinde her yıl milyonlarca turist başkent Viyana’yı görmek için birbiriyle yarışmaktadır.

Dünya ve sanat tarihinde oldukça önemli bir yere sahip olan Viyana'da sayısız müze bulunmaktadır. Şehirde en çok bilinen ve en fazla ziyaretçi alan ise Ring'in aşağısında bulunan meşhur Sanat Tarihi Müzesi'dir. Müze bünyesinde Rembrandt, Raphael, Bosch, Titian, Rubens ve Vermeer'in zengin sanat eserlerinin yanı sıra tüm dünyadaki en büyük Brueghel koleksiyonunu da yer almaktadır. Sanat Tarihi Müzesi’nin eserlerinin zenginliği ile yarışan girift tasarımlı mermer salonları da oldukça nefes kesicidir. Şehir ile ilgili bilgiler dikkate alındığında Sanat Tarihi Müzesi’nin turistlerin en çok ilgisini çeken yapıların başında geldiği görülmektedir.

Viyana, kültürel ve mimari güzelliklerinin yanında lezzetli mutfağı ile de dikkatleri üzerine çekmektedir. Genel olarak kendine has yemeklere sahip olan Viyana’da bazı lezzetlerin İtalyan mutfağına daha yakın olduğu görülmektedir. Şehir daha çok et yemekleriyle, tatlılarıyla ve salatalarıyla bilinmektedir. Kısacası Viyana mutfağı hakkında her şey turistlere hitap edecek güzelliktedir.

Viyana'nın Tarihi

Viyana şehrine ilk yerleşim M.Ö. 400 yıllarında Kelt kavmi ile başlamıştır. Kuruluşundan çok kısa bir süre sonra ise Romalılar tarafından kısmen yok edilmiştir. Roma İmparatorluğu Viyana’yı kuzey sınırı olarak hizmet veren Tuna Nehri üzerinde saldırıları önlemek ve nöbet tutmak için ele geçirmiştir. Ancak M.S. 488'de barbarlar Romalıları geri püskürtmeyi başarmıştır. Barbarlar tarafından ele geçirilmesi şehri sanat tarihi açısından büyük bir yıkıma uğratmıştır. Viyana 1558'den 1918'e kadar bir imparatorluk şehri olarak hizmet vermiştir. Şehir 1806 yılına kadar Kutsal Roma İmparatorluğu yönetiminde kalmış ve o yıldan sonra Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun başkenti olmuştur. Viyana ayrıca 16-18. yüzyıllar arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun da hedefi olmuştur. Osmanlı, 1529 I.Viyana ve 1683 II. Viyana Kuşatmaları ile şehri abluka altına almış olsa da ele geçirmeyi başaramamıştır.

Viyana; 1918 yılında I. Dünya Savaşı'ndan bir cumhuriyet olarak çıkan, denize kıyısı kalmamış, orta Avrupa ülkesi Avusturya’nın başkenti olmuştur. İmparatorluğun bir Cumhuriyet rejimine dönüşmesi Avusturya için dönüm noktalarından biri olmuştur. 1938 – 1945 arası dönemde Adolf Hitler Avusturya’yı “Büyük” Almanya'sının bir parçası olarak görmüştür. O yüzden bu şehre oldukça fazla önem vermiştir. II. Dünya Savaşı'nı izleyen 10 yılda Viyana şehri; İngiliz, Fransız, Amerikan ve Sovyet kuvvetleri tarafından işgal edilmiştir. Bu 10 yılda sadece başkent Viyana değil Avusturya’nın tamamı işgal edilmiş olup ülke Innere Stadt'ı da kapsayan beş bölgeye ayrılmıştır. 1955 yılında ise İngiliz, Fransız, Amerikan ve Sovyet Devletleri ile imzalanan anlaşma ile ülke bağımsızlığını yeniden kazanmış ve Viyana bir kez daha egemen Avusturya'nın başkenti olmuştur.

Viyana Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Viyana’nın en belirgin özellikleri arasında şüphesiz mimari yapıları gelmektedir. Ülkede ve dolayısıyla başkent Viyana’da çok sayıda müze bulunmaktadır. Aynı zamanda Viyana, müziğin de başkenti kabul edilmekte olup “Vals” dendiğinde ilk akla gelen şehirdir.

Viyana'nın eski şehir merkezinde, bir zamanlar Roma kampının taş duvarlarının durduğu yerin hemen ötesinde yükselen Aziz Stephan Katedrali 800 yıldır olduğu gibi hala şehri ziyaret edenleri kendine hayran bırakmaktadır.

Şehirde inşa edilmiş olan Habsburg hükümdarı Maria Theresia Anıtı; Viyanalılar tarafından “Old Steve” olarak bilinen, birçok çağın stillerinin benzersiz ve uyumlu bir bütün halinde harmanlanmasıyla inşa edilmiştir. Renkli kiremitli çatısı, imparatorluk tacını ve Altın Post nişanını taşıyan iki başlı Habsburg kartalının tasvir edildiği bu anıt Viyana dendiğinde akla ilk gelenlerdendir. Şehrin adıyla birlikte akla ilk gelenlerden bir tanesi de “Ring” adı verilen geniş bulvardır. Bu bulvarın çevresinde bulunan en önemli yapı ise Devlet Opera Binası’dır. Birçok Viyanalı için Viyana'nın ruhu olarak nitelendirilen bu bina turistlerin de oldukça ilgi gösterdiği yapılardan bir tanesidir. Viyana'da bu binanın bir diğer özelliği herkesin cebine uygun fiyatta gösteri sergilenmesidir. Bunun sebebi ise “Viyana'nın sanat sevgisi sınıfa bağlı değil” düşüncesinin hâkim olmasıdır.

Yüzyıllar öncesine dayanan geleneksel kültürü ile ziyaretçilerini kendisine hayran bırakan Viyana’nın birbirinden eşsiz tasarımlara sahip hediyelikleri de bulunmaktadır. Köklü bir geçmişe sahip olan bu şehirde unutulmaz bir hediyelik arayan turistler Avusturya’nın geleneksel kıyafetleri olan Tracht, Dirndl ve Lederhosen’i tercih edebilmektedir. Bu kıyafetler şehri ziyaret eden ve Viyana’dan eşsiz bir anı ile ayrılmak isteyen turistlerin bir numaralı tercihidir.

Viyana'ya Gideceklere Tavsiyeler

Sanatın ve tarihin oldukça önemli olduğu Viyana’da görülmeden dönülmemesi gereken yerlerden en önemlisi Sanat Tarihi Müzesi’dir. Şehirde birçok müze olmasına rağmen Sanat Tarihi Müzesi’nin yeri Viyana için her zaman başka olmuştur. Dünyadaki en büyük Brueghel koleksiyonunu içermesiyle meşhur olan bu yapının hemen karşısında bulunan Doğal Tarih Müzesi de mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerdendir. Koleksiyonları Maria Theresia'nın kocası Franz Stephan von Lothringen tarafından başlatılan bu müzede dinozor iskeletleri, doldurulmuş memeliler, kuşlar, balıklar ve çeşitli mineraller bulunmaktadır. Ayrıca müzede dünyanın en eski tarih öncesi heykellerinden biri, Willendorf Venüsü ve Hallstatt mezarlarından benzersiz boyalı kafataslarını görebilmek de mümkündür. Dünyaca ünlü bu iki müze arasında 18. yüzyıl Habsburg hükümdarı olan Maria Theresia'nın anıtı bulunmaktadır. Bu anıt da mutlaka görülmesi gereken yapıların başında gelmektedir. Anıt, Maria Theresia’nın Habsburg Hanedanlığı tarihindeki tek kadın hükümdar olması sebebiyle de ayrı bir öneme sahiptir.

Viyana ziyaretinde turistlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yer daha varsa orası da Schönbrunn Sarayı'dır. Hofburg İmparatorluk Sarayı da şehirde görülmesi gereken mimari güzelliklerden bir tanesidir. Bu iki mimarlık harikası yapının yanında şehir için dini bir anlamı olan Aziz Stephan Katedrali de görülmeye değer güzelliklerdendir. Ayrıca 18. yüzyıl mimari özellikleriyle inşa edilmiş olan Belvedere Sarayı da turistlerin hayran kaldığı yapılar arasındaki yerini çoktan almıştır.

Fransa'dan İtalya, İsviçre ve Avusturya üzerinden Avrupa'ya uzanan Alpler'in bir kısmı Viyana şehri sınırları içinde kalmaktadır. Wienerwald adı verilen bu Viyana Ormanları mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerdendir. Turistler en az yarım gün orman patikalarında dolaşmalı ve Viyanalıların yaptığı gibi tepeleri süsleyen küçük hanlardan birinde bir kadeh şarap içerek öğle yemeğinin tadını çıkarmalıdır.

Bölgeyi ziyaret eden ve şehre özgü yerel lezzetleri denemek isteyen turistler için en ideal tercih “Viyana Şinitzeli”dir. Şehirde oldukça meşhur olan ve tüm dünyaya buradan yayıldığına inanılan “Viyana Şinitzeli” mutlaka denenmesi gereken lezzetlerin başında gelmektedir. Onun yanında meşhur Viyana tatlılarından olan “Sachertorte” denenmesi gereken lezzetlerdendir. Şehirde bu lezzetleri denedikten sonra güzel bir anı ile tatillerini noktalamak isteyen turistlere için verilebilecek en güzel hediyelik tavsiyesi Tracht’tır. Bu geleneksel Viyana kostümleri şehri ziyaret eden turistlerin oldukça ilgisini çeken hediyeliklerin başında gelmektedir.

Viyana'ya Giderken Alınması Gerekenler

  • Viyana’ya ziyaret eden turistlerin giderken yanlarında götürmeleri gereken en önemli eşya yürüyüş ayakkabısıdır. Şehrin tarihi sokaklarında dolaşmak ve mimari güzellikleri keşfetmek için bazı anlarda bir hayli yürümek gerekebileceği için yürüyüş ayakkabısı olmazsa olmazların başında gelmektedir.
  • Ayrıca şehirde müzeleri ve mimari yapıları gezmek bir hayli vakit alabileceği için en azından bir şişe içme suyu bulundurmaları turistlerin yararına olacaktır. Bu şişenin tekrardan kullanıma uygun olması da önemlidir.
  • Ayrıca günlük kullanıma uygun hafif bir çanta da Viyana seyahatini daha konforlu hale getirecek eşyalardan bir tanesidir.
  • Seyahat boyunca turistlerin yanlarında ufak atıştırmalıklar bulundurması da onların yararına olacaktır. Bazı durumlarda müzelerde veya gezilen çeşitli tarihi yapılarda yemek yenecek yer bulamadığından en azından ufak atıştırmalıklar sayesinde turistlerin açlıklarını yatıştırması mümkün olabilmektedir.
  • Bunun yanında Viyana’nın katedral ve kiliselerini ziyaret ederken kullanmak gerekebileceği için mevsim ne olursa olsun turistlerin yanında şal ya da benzeri bir örtü bulundurmaları tavsiye edilmektedir. Kilise ve katedral ziyaretlerine başı açık ya da askılı bir kıyafet ile katılmak hoş karşılanmamaktadır.

Viyana Hakkında İlginç Bilgiler

Viyana, pek çok ülkenin denetimi altına girdiği için dünya tarihinde de önemli bir yere sahiptir. Hal böyle olunca şehir hakkında bilinmeyenler de bir hayli fazla olmaktadır. Viyana hakkında ilginç bilgilerden ilki yöneticisi Kral Franz Joseph ve karısı hakkındadır. Kral Franz Joseph Viyana’da 68 yıl hüküm sürmüştür. Bu 68 yıllık yönetimine rağmen karısı Sissi Kraldan daha popüler olmuştur. Sissi, formda kalma konusunda zamanının oldukça ötesinde olmasıyla bilinmektedir. Vücudunun geç yaşlanması için her sabah saat 5'te bakır bir küvette soğuk suyla yıkandığı bilinmektedir. Lüks şekilde döşenmiş dairesinde spartan bir demir karyola üzerinde uyuduğu da rivayetler arasındadır. O tarihlerde dahi sürekli fitness yaptığı ve bu sporlar için özel bir odasının bile olduğu tahmin edilmektedir. Kendine bakması ve sağlığına çok dikkat etmesi Viyana halkı tarafından da oldukça iyi bilinen bir gerçektir. Bir suikastçı tarafından öldürüldüğünde bile ince beli sayesinde dikkatleri üzerine çektiği rivayetler arasındadır.

Viyana hakkında bilinmeyenden bir tanesi de lakabının “Rüyalar Şehri” olduğudur.

Ayrıca Sigmund Freud uzun yıllar Viyana’da bulunduğundan dolayı Viyana “psikanalizin doğduğu yer” olarak da akıllara kazınmış durumdadır.

Şehir ayrıca dünyanın en eski hayvanat bahçesine sahiptir. 1752 yılında açılan “Viyana Hayvanat Bahçesi” dünyanın en eskisi olmasının yanı sıra hala faaliyette olmasıyla da ünlüdür.

Sevdiklerinizle Paylaşın

Avusturya Vizesi

Schengen bölgesinde yer alan Avusturya; yeşil (hizmet), gri (hizmet) ve siyah (diplomatik) pasaport sahiplerini vizeden muaf tutarken bordo (umuma mahsus) pasaport hamillerinden vize istemektedir. Avusturya vize işlemleri büyükelçiliğin aracı olarak belirlediği yetkili acenteler tarafından gerçekleştirilmektedir.