Eşsiz Sanat Eserleri ile Göz Dolduran Toronto Hakkında Bilgiler

Ontario Gölü'nün kuzey kıyısında bulunan Toronto, Kanada'nın en büyük şehridir. Ülkenin ticari, finansal, endüstriyel ve kültürel yaşamının merkezi olan Toronto, aynı zamanda Ontario eyaletinin de başkenti kabul edilmektedir. Şehirde suç oranı düşük, yaşam standartları ise oldukça yüksektir. Kanada'nın en kalabalık şehri olan Toronto, 1990 yılından sonra ülkenin finans ve ticaret merkezi haline gelmiştir. Amerika Birleşik Devletleri ile kurduğu ekonomik bağlar şehre büyük bir ivme kazandırmıştır. Toronto ile ilgili bilgiler dikkate alındığında bu gelişimin her alana yayılması da muhtemel gözükmektedir.

Toronto sanat tarihi açısından da oldukça önemli bir yere sahiptir. Royal Ontario Müzesi şehir ziyaretlerinde mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında gelmektedir. Royal Ontario Müzesi; çeşitli dönemlerden tarih, sanat ve kültürleri kapsayan mükemmel bir koleksiyona sahiptir. Ayrıca Ontario Sanat Galerisi şehirde sanatseverlerin ihmal etmediği noktalardan biri olarak öne çıkmaktadır. Bu mükemmel sanat galerisi 95.000’den fazla esere ev sahipliği yapmaktadır.

Toronto'nun merkezinde bulunan Nathan Phillips Square, şehir sakinlerinin buluşma noktasıdır. İçerisinde bulunan buz pisti, bu meşhur meydanı turistlerin de sıklıkla ziyaret etmesine sebep olmaktadır. Şehrin simge yapılarından biri olan Nathan Phillips Square ise turistlerin en az 2 saat vakit ayırmaları gereken yerlerdendir. Görüldüğü üzere Toronto hakkında her şey turistlere hitap edecek güzelliktedir.

Toronto'nun Tarihi

Toronto’nun kuruluşu buzul çağına kadar uzanmaktadır. Şehre ilk yerleşim topluluklar halinde buzul çağından kısa bir süre sonra başlamıştır. İlk yerleşenler ise 16. yüzyılda Avrupa’dan gelen göçmenler olmuştur. Bölgeyi ilk keşfedenler İngiliz ve Fransızlardır. 18. yüzyılda Fransızlar bölgede ticaret yapmıştır. 19. yüzyılın başlarında ise Britanyalılar şehre yerleşmiştir. Bu gelişmeler akabinde 1834 yılında Toronto resmi olarak şehir haline gelmiştir.

1914 yılına gelindiğinde Toronto; finans merkezleri, fabrikaları ve mağazaları sayesinde ulusal bir metropol halini almıştır. I. Dünya Savaşı, şehirde yatırım ve üretim kapsamını genişletmiştir. Toronto’da bu yıllarda gerçekleştirilen mühimmat üretimi, şehrin ekonomisini daha da canlandırmıştır. Tüm dünyayı kasıp kavuran 1929 Büyük Buhranı ise şehri olumsuz etkilemiştir. Şehirde üretim büyük ölçüde azalmış ve işsizlik artmıştır. Bu yüksek işsizlik II. Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle büyük ölçüde azalmıştır. Sebebi ise şehirde savaş endüstrisine hizmet eden ürünlerin ekonomiyi canlandırmasıdır. II. Dünya Savaşı bitiminde ise Toronto'nun ekonomisi; tüketici harcamaları, yüksek doğum oranları ve göçler sayesinde hızla gelişmeye başlamıştır.

1950-1953 Kore Savaşı sırasında ekonomi daha da güçlenmiş ve şehir nüfusu 1 milyonu aşmıştır. Kanada’nın bu 3 savaşa da filli olarak katılmaması şehirde sanat tarihi açısından bir yıkım yaşanmasına engel olmuştur. 1998 yılında ise Toronto, ülkenin yeni “Mega Kenti” ilan edilerek ulusal bir finans merkezi haline gelmiştir.

Toronto Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Toronto’nun en belirgin özellikleri arasında şüphesiz mimari ve sanatsal güzellikleri yer almaktadır. Şehir insanlarının stresten uzak yaşamaları, birbirlerine karşı hoşgörülü olmaları ve turistleri oldukça güler yüzle karşılamaları Toronto hakkında öne çıkanlar arasındadır. Şehirde bulunan müzeler ve tiyatro binaları da ziyaretçilerin büyük ilgisini çekmektedir. Ayrıca Toronto Hayvanat Bahçesi de Ontario’da oldukça popüler olan noktalardan bir tanesidir.

Şehirle özdeşleşmiş olarak akla gelenlerden bir tanesi de “Toronto Uluslararası Film Festivali’dir. Yaklaşık 500.000 kişiyi ağırlayan bu festival turistlerin de yoğun talep gösterdiği etkinliklerin başında gelmektedir. Şehirde akla ilk gelenler arasında harika bir manzaraya sahip CK Kulesi ve Royal Ontario Müzesi yer almaktadır. Ayrıca “Casa Loma” kıtanın tek otantik kalesi olarak kabul edilmektedir. Bu meşhur kale de şehrin öne çıkan güzellikleri arasında bulunmaktadır.

Toronto'nun meşhur doğal alanlarından biri de 'Evergreen Brick Works' adlı meşhur şehir parkıdır. Doğası, temiz havası ve suyun rahatlatıcı etkisi; bölgeyi ziyaret eden turistleri kendisine hayran bırakmaktadır. Park içerisinde misafirlerin soluklanırken kahvelerini yudumlayıp bir şeyler atıştırabilecekleri restoranlar da bulunmaktadır. 

Toronto'ya Gideceklere Tavsiyeler

Sanatın ve tarihin bir bütün olduğu Toronto’da yapılabilecek birçok aktivite ve gezilebilecek birçok mekan bulunmaktadır. Özellikle şehrin simgelerinden biri olan 553 metre yüksekliğindeki “CN Kulesi” şehirde mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır. Şehri ziyaret edenlere mutlaka bu kule üzerinden şehir manzarasını seyretmeleri tavsiye edilmektedir. Toronto’nun bu simge yapısı şehrin her yerinden rahatlıkla görülmektedir. Toronto’nun metro ağı da oldukça gelişmiştir. Bu nedenle şehri ziyaret eden turistlerin metro ile yolculuk yapmaları da verilebilecek tavsiyeler arasındadır. Bu deneyim şehir halkının ne kadar sakin ve sıcakkanlı olduğunu gözler önüne sermektedir.

Şehri ziyaret eden turistlerin Kraliyet Alexandra Tiyatrosu’nu mutlaka ziyaret etmeleri gerekmektedir. Ayrıca şehirde geniş bir bölümü kapsayan Spadina Bulvarı ve King Caddesi de görülmesi gereken yerlerin başında gelmektedir. Bu bölgelerde yemek yenebilecek restoranlardan canlı müzik performansları sergileyen sokak sanatçılarına kadar hemen her şeyi bulmak mümkündür.

Şehirde yapılabilecek en güzel aktivitelerden biri Spadina Bulvarı’nda sokak sanatçılarını dinlemektir. Birbirinden farklı sanatçıların her köşe başında çeşitli enstrümanlar çaldığı Spadina Bulvarı, turistlerin mutlaka bulunması gereken yerlerin başında gelmektedir. Ayrıca 'Ripley's Aquarium of Canada' adlı su canlıları eğitim ve rehabilitasyon merkezi de mutlaka görülmelidir. Bu dev akvaryumda çeşitli su canlılarını yakından tanımak mümkündür.

Toronto'ya Giderken Alınması Gerekenler

• Kanada’nın nezih şehirlerinden biri olan Toronto’yu ziyaret eden turistlerin yanlarında bulundurmaları gereken ilk şey tekrardan kullanıma uygun su şişesidir.
• Bunun yanında Toronto, yaz mevsimi dışında geç saatlerde serin olabilmektedir. Bu yüzden seyahat esnasında turistlerin yanlarında kalın bir polar bulundurmaları faydalı olmaktadır.
• Toronto’da mimari ve doğal güzelliklerin yanında birçok kilise ve katedral de bulunmaktadır. Bu dini yapıların içine girmek isteyen turistlerin yanlarında şal ve tül benzeri eşyalar bulundurmaları gerekmektedir. Bunun sebebi kilise ve katedral ziyaretlerinde uyulması gereken kıyafet kurallarının bulunmasıdır.

Toronto Hakkında İlginç Bilgiler

Toronto, Kanada’nın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri olması sebebiyle hakkında bilinmeyenler de bir o kadar fazladır. Toronto hakkında ilginç ilk bilgi şehirde 10 milyondan fazla ağacın olmasıdır. Toronto’da yer alan müzeler, kiliseler, katedraller ve çeşitli binalar şehrin neredeyse tamamını kaplıyor gibi dursa da bu doğru değildir. Şehir alanının %18’inden fazlası parklara ve yeşil alanlara ayrılmış durumdadır.

Şehrin sembol mekanlarından olan CN Kulesi, Batı Yarımküre’deki en büyük bağımsız yapı olarak bilinmektedir.

ehirle ilgili bir diğer ilginç bilgi ise Toronto’nun her büyük ligde bir takımının olmasıdır. Ayrıca şehirde bulunan Pearson, Kanada’nın en yoğun havalimanı olarak bilinmektedir. Birbirinden farklı hediyelik eşyaların bulunduğu Yonge bölgesi ise dünyanın en uzun caddelerinden birine ev sahipliği yapmaktadır.

Toronto hakkında bilinmeyenler arasında şehrin kültürel yapısı da dikkat çekmektedir. Toronto’da 200’den fazla etnik kökene sahip birey yaşamaktadır. Bu bakımdan Toronto farklı kültürlerin buluşma noktasıdır.

Şehir ayrıca PATH adındaki dünyanın en büyük yeraltı alışveriş merkezini de bünyesinde barındırmaktadır.