Karnavalı İle Tanınan Kotor Hakkında Bilgiler

Kotor Hakkında

Kotor Hakkında

53 dk'lık okuma
884 kişi okudu

Kotor, Avrupa kıtasında yer alan ve Karadağ’da bulunan bir şehirdir. Özellikle Kotor tarihi ile ilgili bilgiler, oldukça ilgi çekicidir. MÖ 168 yılında kurulan şehir, Roma İmparatorluğu tarafından inşa edilmiştir. Sırp hanedanı Nemanjic’in Kotor adını verdiği şehrin ilk adı ise Acruvium’dur. Köklü bir mazisi bulunan Kotor’un en ünlü yerlerinin başında, Eski Şehir gelmektedir. Kotor hakkında her şey, Eski Şehir’de iliklere kadar hissedilmektedir.

Eski Şehir bölgesi, sokakları ve mimari yapısı ile ziyaretçileri kendine hayran bırakmaktadır. Şehrin manzarasına ev sahipliği yapan San Giovanni Kalesi’ne tırmanış ziyaretçilerin en sevdiği aktivitelerin başında gelmektedir. Köklü bir tarihten izler taşıyan Kotor’da, Aziz Luka başta olmak üzere Aziz Nikolaos Kilisesi ve Aziz Tryphon Katedrali de görülmeye değer tarihi mekanlar olarak kabul edilmektedir.

Otantik bir atmosferi bulunan Eski Çarşı’da Kotor’u hatırlatacak pek çok hediyelik eşya bulmak mümkündür. Tarihinin yanı sıra Kotor mutfağı da turistler tarafından oldukça ilgiyle karşılanmaktadır. Kotor mutfağı denilince ilk akla gelenler; njoke adında bir çeşit patatesli makarna ve frustula adındaki tatlı bir kurabiyedir. Ayrıca deniz ürünlerinin ve et yemeklerinin eşsiz lezzetleri ile turistler, adeta bir lezzet şöleni yaşamaktadır. Kotor’da şehre renk katan birtakım festivaller de düzenlenmektedir. En ünlüsü ise Kotor Karnavalı’dır. Kotor; tarihi yapıları, mutfağı ve festivalleri ile görülmeye değer bir şehirdir.

Kotor'un Tarihi

Kotor’un Eski Kenti, ilk olarak MÖ 168’de adı geçen Roma dönemine kadar uzanmaktadır. Romalılar tarafından kuruluşu MÖ 168 yılına dayanan şehrin o dönemdeki adı ise Acruvium’dur. İlk olarak İliryalılar tarafından yönetilmesine karşın, Kotor’un kurucuları Romalılar olarak kabul edilmektedir. Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasına kadar Acruvium adı altında varlık sürdüren Kotor, daha sonra Bizans egemenliği altında yönetilmiştir. 1185-1371 arası dönemde Nemanjic Hanedanı tarafından yönetilmiş ve şehre Kotor adı verilmiştir. Hanedan, Kotor’u batı ile bağlantılarını sürdürdükleri bir liman haline getirmiştir. Sırp hanedanı Nemanjic’in saltanatı sırasında ise ekonomik ve kültürel açıdan önemli bir konuma yükselmiştir. Kotor, yüzyıllar boyunca Venedikliler, Avusturyalılar, Sırplar ve Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. Adriyatik Denizi’nde stratejik bir konuma sahip olduğu için Orta Çağ’dan itibaren tahkim edilmiştir. Eski bir Akdeniz limanı olan Kotor, Venedik döneminde inşa edilmiş surlarla çevrilidir.

Kotor’un Eski Kenti ile Saint John Dağı’nın yamaçlarından Lovcen Dağı’na tırmanan antik şehir surları, 1979 yılından beri UNESCO Dünya Mirası alanı olarak korunmaktadır.

Köklü ve bir o kadar da zengin bir tarihe sahip olan Kotor, sanat tarihi açısından da önemli bir yerdedir. Mazisi Orta Çağ’a kadar uzanan Kotor’da, özellikle Venedik etkilerine rastlamak mümkündür.

Kotor Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Köklü ve zengin bir tarihe ev sahipliği yapan Kotor denilince ilk akla gelenler; Eski Şehrin antik Arnavut kaldırımlı sokaklarını keşfe çıkmak, Eski Şehir surları boyunca yürümek ve taş kiliseleri ziyaret etmektedir. San Giovanni Kalesi’ne tırmanmak, Kotor’da yapılacak aktivitelerin başında gelmektedir. Kotor’un en belirgin özelliklerinden biri olan antik surlar, bu kaleden açıkça görülmektedir.

Saint Claire ile Saint Nicholas Kilisesi arasında inşa edilen Kotor Çarşısı, tarihi bir atmosfere sahiptir. Özellikle Kotor’a dair hatıra eşyası almak isteyen ziyaretçiler bu çarşıya mutlaka uğramalıdır. Festanje olarak da bilinen Kotor Karnavalı ise şehre büyük bir ses getirmektedir. Aylar öncesinden Kotor Karnavalı için çeşitli maskeler hazırlanmaktadır. Bu etkinlik, Kotor’un en ünlü festivallerin başında gelmektedir.

Kotor mutfağı da oldukça lezzetli tatlara sahiptir. Tatlı bir kurabiye çeşidi olan frustula ve patatesli bir makarna çeşidi olan njoke de Kotor mutfağı denilince ilk akla gelen yemekler arasındadır. Kotor’da özellikle deniz mahsulleri ve et yemekleri yaygındır. Ziyaretçiler gavice, siyah risotto, kalamar ve karides gibi yerel spesiyallerin çoğunu tatmaktadır.

Kotor'a Gideceklere Tavsiyeler

Kotor’a gidecek turistlere, özellikle San Giovanni Kalesi’ni ziyaret etmeleri tavsiye edilmektedir. İnanılmaz bir manzaraya ev sahipliği yapan kaleye yürüyüş yapmak çok uzun sürmemektedir. Ancak yaz mevsiminde havalar oldukça sıcak olduğundan, sabahın erken saatlerinde gidilmesi ve mutlaka su götürülmesi önerilmektedir.

Kotor’da Orta Çağ’dan derin izler taşıyan Eski Şehir mutlaka ziyaret edilmelidir. Eski şehrin sokaklarında dolaşan turistlerde, adeta asırlar öncesine gitmiş hissi uyanmaktadır.

Kotor’un lezzetlerini tatmak isteyen ve özellikle et yemek isteyen ziyaretçilere, Tanjga Family Restaurant’ına gitmeleri tavsiye edilmektedir. Deniz mahsullerini tatmak isteyen ziyaretçiler için ise Cesarica’ya mutlaka uğramalıdır. Ancak Kotor, Karadağ’ın diğer şehirlerine kıyasla daha pahalı bir şehirdir. Özellikle dışarıda yemek yemek, diğer şehirlere göre daha maliyetli olabilmektedir.

Şehrin en ünlü kilisesi olan Aziz Luka başta olmak üzere, Aziz Nikolaos Kilisesi ve Aziz Tryphon Katedrali görülmeye değerdir.

Kotor Körfezi’nde en popüler turistik yerlerden biri de Our Lady of the Rocks Adalarıdır. Aslında yapay olan bu ada, denizciler tarafından yapılmıştır. İki küçük adadan oluşan Our Lady of the Rocks’un birinde, aynı adı taşıyan bir kilise de yer almaktadır. Yalnızca bu ada için bile kilometrelerce uzaktan turistler ziyarete gelmektedir.

Kotor halkı tarihine, geleneklerine ve inançlarına bağlı bir topluluk olduğundan saygılı bir tutum sergilenmesi önemlidir. 

Kotor'a Giderken Alınması Gerekenler

  • Arnavut kaldırımlı Kotor sokaklarını keşfe çıkarken, ziyaretçilerin rahat bir yürüyüş ayakkabısı tercih etmeleri gerekmektedir. Bu sayede gezi, çok daha keyifli ve konforlu bir hale gelecektir. Ayrıca telefon şarjı dolayısıyla problem yaşamamak için ziyaretçilerin mutlaka powerbank taşımaları önerilmektedir.
  • Kotor şehri sınırları içerisinde keşfedilmeyi bekleyen sayısız güzellik bulunmaktadır. Bu nedenle ziyaretçilerin, kesintisiz bir gezi yapabilme fırsatına sahip olmak amacıyla şahsi eşyalarını kolayca taşıyacakları hafif bir sırt çantası bulundurmaları önerilmektedir.
  • Kotor’da bulunan kiliseleri ziyaret ederken, şal ya da başörtüsü kullanılması gerekmektedir. Geleneklerine bağlılığı ile tanınan Kotor halkı, ibadethanelere girerken kıyafet zorunluluğu uygulamaktadır. Kotor’da plaj mevcuttur. Denize girme düşüncesi ile şehri ziyaret edecek turistler, yanlarında mutlaka deniz kıyafetlerini ve aksesuarlarını da götürmelidir.

Kotor Hakkında İlginç Bilgiler

Kotor, tarihi mekanları ve doğal güzelliklerinin yanı sıra hakkında bilinmeyenler ile de dikkat çekmektedir. Kotor’un en ünlü simgelerinden biri haline gelen St. Tryphon Katedrali, Karadağ’da bulunan iki Roma Katolik Katedrali’nden biri olma özelliği taşımaktadır. İnanışa göre St Tryphon, Kotor’un koruyucusudur. Aynı zamanda katedral, İstanbul’dan getirilen Aziz Tryphon’un kesik başının tutulduğu kilisenin yerine inşa edilmiştir. Yaygın olarak bilinmeyen şey ise, Aziz Tryphon Katedrali’nin ilk olarak Dubrovnik’te inşa edilmesinin planlanmış olmasıdır. Ancak katedral, kötü hava koşulları sebebiyle ve Aziz Tryphon’un da isteği olduğu düşünülerek Kotor’da inşa edilmiştir. Katedral, Notre Dame Katedrali’nden 50 yaş daha büyüktür.

Yalnızca birkaç müzeye ev sahipliği yapan Kotor’da, ilgi çekici olan bir müze bulunmaktadır: Kedi Müzesi. Bölgenin tarihinde kedilerin önemli bir rol oynadığı bilinmektedir. Karadağ’da, Kotor’u kedilerin kurtardığına dair bir inanç mevcuttur. Diğer bir ilginç bilgi ise Brad Pitt’in sinema kariyerinin Kotor’da başlamış olmasıdır. Başrol oyuncusu olarak yer aldığı The Dark Side of the Sun filmi, Kotor’da çekilmiştir.

Sevdiklerinizle Paylaşın