İtalya’nın Orta Çağ Kenti Orvieto Hakkında Bilgiler

Orvieto, İtalya’nın Umbria bölgesinde bulunan ve Terni vilayetine bağlı olan bir komündür. Çok önemli kültürel mirasa sahip olan bu yerleşim yeri, büyüleyici geleneklere ve heyecan verici bir yaşam tarzına sahiptir. Lazio ve Toskana sınırları arasında bulunan ve geniş bir alana sahip olan Orvieto hakkında her şey, Orta Çağı yansıtmaktadır.

Aziz Patrick Kuyusu, kiliseleri ve yer altı şehirleri ile dolu antik bir şehir olan Orvieto, tünelleri, labirentleri ve mağaraları ile meşhurdur. Zeytin ağaçları ve üzüm bağları ile yemyeşil bir görüntü oluşturan bu şirin kasabaya her yıl milyonlarca turist gelmektedir. Gelenekleri ve yöresel yemekleri ile damaklarda mükemmel tatlar oluşturan bu kasabanın tarih kokan sokaklarında; zanaatkârlar, deri ve ahşap ustaları, kuyumcular ve çok sayıda el sanatları dükkânları bulunmaktadır.

Orvieto ile ilgili bilgiler bunlarla sınırlı değildir. Dünyaca ünlü Orvieto DOC şarabı, sızma zeytinyağı ve geleneksel festivalleri ile ön plana çıkan Orvieto kasabası, tarihi dokusunu hiç bozmadan günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Mimarisi, doğal güzellikleri ve yöresel tatları ile Orvieto, mutlaka görülmesi gereken bir tatil destinasyonudur.

Orvieto'nun Tarihi

Orvieto, uzun yıllar öncesine dayanan muhteşem bir tarihe sahiptir. Kasabanın oluşumu, volkanik patlamalar sonucunda meydana gelmiştir. Büyük kayalıklar üzerinde kurulu olan şehrin yer altında bulunan mağaralar ve tüneller de bu bilgiyi doğrulamaktadır.

M.Ö. 9. yüzyılda bu bölgede Etrüsk Uygarlığının yaşadığı bilinmektedir. Kasabanın kuruluşu da bu yıllarda gerçekleşmiştir. Bu uygarlığa ait pek çok çanak çömlek ve değerli eşyalar müzelerde sergilenmektedir. Roma İmparatorluğu’nun Orvieto’yu işgal etmesiyle birlikte kasabaya Romalılar yerleşmiştir. Romalılar ve Orta Çağ ile birlikte Orvieto, büyük bir gelişme göstermiş ve bugünkü kentsel yapısına bürünmüştür. Orta Çağ’dan kalma Porta Maggiore ve Porta Romana kapıları, günümüzde halen kullanılmaktadır. Porta Rocca ve Porta Cassia kapıları ise kullanılmamakta ve tarihin bir kanıtı olarak ziyaretçileri karşılamaktadır.

Orvieto, yerel halk tarafından dört bölgeye ayrılmıştır. Bu bölgeler; Korsika, Olmo, Serancia ve Santa Maria della Stella’dır. Sanat tarihi açısından çok önemli eserleri barındıran Orvieto’da pek çok kilise ve kale bulunmaktadır.

Orvieto Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Orvieto denildiğinde akla gelen ilk şey, Orta Çağ olmaktadır. Orta Çağ’ın tüm özelliklerini taşıyan bu tarihi kasabanın en belirgin özellikleri, mimari yapılarıdır. Ünlü şehir kapıları ile kendine hayran bırakan kasabada, kaleler ve kiliseler görenlerin asla unutamayacağı mimari özelliklere sahiptir. Yeraltı şehirleri, labirentleri ve mağaraları ile ünlü kasaba volkanik kayaların üzerinde kurulmuştur. Bu nedenle mükemmel bir görüntüye sahip olan Orvieto, zeytin ve üzüm ağaçları ile bu mükemmel görüntüsünü pekiştirmektedir. İtalyan mutfağından pek çok lezzetin tadabileceği bu kasabaya giden misafirler, kasabadan mükemmel anılarla dönmektedir.

Kasabanın kendine özgü mistik bir mutfağı bulunmaktadır. Zeytinyağlı lezzetleri ve dünyaca ünlü şarabı ile ziyaret eden tüm turistleri mest etmektedir. Sokaklarında yer alan zanaat ve el sanatları dükkânlarında bulunan hediyelik eşyaları ile sevdiklerine hediye almak isteyenlerin ilk tercih ettiği yerlerden biridir.

Orvieto’ya Gideceklere Tavsiyeler

Sanat ve tarihin bütünleştiği şehir olan Orvieto’da tarihi sarayları, kaleleri, kapıları ve müzeleri gezmeden dönülmemesi tavsiye edilmektedir. Şehrin sokaklarını gezip, esnaflarla sohbet etmek ve alışveriş yapmak da yapılması gerekenler arasındadır.

Orvieto’ya gidilip zeytinyağına ya da şarabının tadına bakmadan da dönülmeyeceğini hatırlatmak gerekmektedir. Dünyaca ünlü şarabını tadanlar, bu lezzeti asla unutamadıklarını ifade etmektedir. Orvieto’ya gidenlerin mutlaka teleferiğe binmeleri ve şehrin olağanüstü manzarasına bir de buradan bakmaları gerekmektedir. Aziz Patrick Kuyusu ve Tapınak Harabeleri’nin eşsiz manzarası, bu şekilde tüm ihtişamı ile izlenebilmektedir.

Orvieto’ya gidenlerin mutlaka geleneksel İtalya yemeklerini tatmak için Trattoria del Moro Aronne’ye uğramaları gerekmektedir. Yerel şaraplar eşliğinde yenilecek muhteşem lezzetler, samimi ve rahat bir ortam, kasabaya giden misafirlerin yaşamları boyunca unutmayacakları anılar bırakacaktır.

Orvieto’ya Giderken Alınması Gerekenler

Orvieto’nun Orta Çağ’dan kalan sokaklarında uzun saatler yürümek ve muhteşem görüntüler içinde saatlerce kaybolmak için, yanınıza almanız gereken ilk şey rahat yürüyüş ayakkabılarıdır. Yürüyüş ayakkabılarının yanı sıra, rahat ve hafif bir çanta da gezintinizi daha konforlu bir hale getirecektir. Orvieto’ya ilkbahar ve yaz aylarında gideceklerin yanlarına mutlaka bir şapka almaları gerekmektedir. Bu mevsimlerde oldukça sıcak olan kasabada, güneşten ve sıcaktan korunmanın en güzel yolu, şapka takmaktır.

Orta Çağ’ın esintilerini günümüze taşıyan Orvieto’da su fiyatları biraz pahalı olduğundan yanınızda mutlaka birden fazla kez kullanıma uygun su şişesi bulundurmanız gerekmektedir. Ayrıca hava ne kadar sıcak olursa olsun, mutlaka yanınıza bir şal almanız da tavsiye edilmektedir. Özellikle akşam saatlerinde Orvieto zaman zaman serin olabilmektedir. Kasabaya gideceğiniz mevsime uygun giyinmeniz de en önemli detaylardan birisidir.

Orvieto Hakkında İlginç Bilgiler

Orvieto hakkında bilinmeyenler, bilinenlerden daha fazladır. Orviento’ya hangi mevsimde gidilirse gidilsin, kasabada bulunan yüzlerce yıllık manolya ağacına hayran kalınmaktadır. Orvieto Kadetrali, mimarisi ile büyüleyici bir yapı olmasının yanı sıra, anlatılan efsaneleri ile de ziyaretçilerini etkilemektedir. 1290 yılında yapımına başlanan katedral inşaatı tam 40 yıl sürmüştür. içerisinde bulunan fresklerin yapımı ise 1523 yılına kadar devam etmiştir. Panellere bölünmüş olan kapısının da, “Yedi Merhamet Yasası’nı” temsil ettiği rivayet edilmektedir.

Volkanik kayalıkların üzerine inşa edilmiş olan kasaba; muhteşem görüntüsü, mağaraları ve yeraltı labirentleri ile görenleri adeta büyülemektedir. Yer altında bulunan labirentlerin yapımı ile ilgili gizemler, insan varlığının en eski tarihine kadar uzanmaktadır. Üç bin yıllık olduğu bilinen bu labirentler, ziyaret edenleri bambaşka bir dünyaya götürmektedir.