Masalsız Güzelliğiyle Dubrovnik Hakkında Bilgiler

Dubrovnik Hakkında

Dubrovnik Hakkında

19 dk'lık okuma
317 kişi okudu

Dubrovnik ile ilgili bilgilere bakıldığında Adriyatik Denizi’nin güneyinde, içerisinde çok sayıda ada bulunduran, eşsiz tarihi yapıları ve sanatının yanında doğal güzellikleriyle de dikkat çeken bir kıyı şehri olduğu görülmektedir. “Adriyatik’in İncisi” olarak da bilinen şehir, 13. yüzyıldan kalma surları, tarihi kaleleri, sanatsal çeşmeleri ile geçmişi günümüze taşımaktadır. Doğa olayları ve savaşlara karşı korunmayı başaran şehir UNESCO Dünya Mirasları arasında yer almaktadır.

Adeta bir zaman tüneli olan Dubrovnik; Avrupa’nın çalışan en eski eczanesine ve 800 yıl öncesine dayanan el yazmalarının olduğu tarihi bir kütüphaneye ev sahipliği yapmaktadır. Manastırları, Gotik tarzı ile dikkat çeken Rektörlük Sarayı ve kaleleri büyüleyici bir tarihi mirası ziyaretçileriyle buluşturmaktadır.

Dubrovnik hakkında her şey özellikle de geleneksel yaz festivalleri ilgi çekmektedir. Her sene tekrarlanan tiyatro, bale, müzikâl gösterilere dünyaca ünlü orkestralar, besteciler ve müzisyenler eşlik etmektedir. Bununla birlikte Dubrovnik’te dinamik bir gece hayatı vardır. Açık hava sineması ve canlı müzik tüm yaz kesintisiz olarak devam etmektedir.

Dubrovnik, eski tariflerin kullanıldığı, geleneksel ve oldukça çeşitli bir Akdeniz mutfağına sahiptir. Deniz mahsullerinin ve taze Akdeniz yeşilliklerinin kullanıldığı geleneksel yemekler, özellikle Fransa, Avusturya ve Macaristan'ının lezzetleri ile harmanlanmış olup kendine özgü yerel tatları ortaya çıkarmıştır. Bunun yanı sıra Hırvat bahçelerinde yetişmiş üzümlerden yapılan meşhur yöresel şaraplar, ziyaretçilerinin eşsiz bir lezzeti deneyimlemesini sağlamaktadır. Kısacası tatilinde Dubrovnik’i tercih eden gastronomi tutkunları, kentten mutlu ayrılmaktadır.

Dubrovnik'in Tarihi

Dubrovnik, sahip olduğu sanatsal birikimini  ve tarihi mirasını koruyabilmek için yüzyıllarca mücadele vermiş köklü bir şehirdir. Kuruluşu 614 yılına dayanan şehir, Romalı mülteciler tarafından “Ragusa”olarak adlandırılmıştır. Tarihi yapılarının yanı sıra deniz ticaretindeki başarısıyla oldukça büyük bir avantaja sahip olmuştur. Zamanla önemli bir ticari merkez haline gelen Dubrovnik, diğer ülkelerin de dikkatini çekmiştir. Roma İmparatorluğu’nun yıkılması sonrasında; Bizans İmparatorluğu, Venedik, kısa süreliğine Fransa, Avusturya gibi devletlerin egemenliği altına girmiştir. Dubrovnik, halkının bağımsızlığını ve cumhuriyetini korumak için yıllarca mücadele etmiş ve son olarak 1. Dünya Savaşı sonrasında Hırvatistan’a katılmıştır.

Yıllarca savaşların ortasında kalan Dubrovnik’i korumak amacıyla manastırlar ve duvarlar inşa edilmiştir. Biri batı tarafını diğeri ise doğu tarafını koruyan Fransisken Manastırı ve Dominik Manastırı ile şehri çevreleyen taş surlar; savaşların izlerini günümüze taşıyan önemli yapılardır.

Dubrovnik, 1979 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne dahil edilmiş ve koruma altına alınmıştır. Büyük savaşlar ve depremlere maruz kalan şehrin tarihi yapıları yine UNESCO tarafından yapılan restorasyon çalışmaları ile büyük ölçüde eski haline getirilmiştir.

Dubrovnik’in  sanat tarihinin ve mimari eserlerinin tarihteki önemleri de oldukça büyüktür. 15. yüzyıl ve 17. yüzyıl arasında gelişen sanat ve edebiyatı şehre “Güney Slav Atina'sı” unvanını kazandırmıştır. Yüzyıllar öncesinden kalan çok sayıda tarihi eser hala Rektörlük Sarayı’nda bulunan Dubrovnik Müzesi’nde sergilenmektedir.

Dubrovnik Denilince İlk Akla Gelenler

Dubrovnik tarih dolu bir şehirdir. Dolayısıyla saraylardan manastırlara kadar görülmeye değer çok fazla yapıt mevcuttur. Bu yapılardan bazıları tarihte kendine has olaylara ev sahipliği yapmış ve farklı hikayelere konu olmuştur. Dubrovnik’te ün salmış bu mekânlar, şehirde en çok ilgi duyulan ve turistler tarafından ziyaret edilen yerlerin başında gelmektedir.

Dubrovnik denilince ilk akla gelen mekân Rektörlük Sarayı’dır. Yapı hem Gotik hem Rönesans mimari üslubu yansıttığı için oldukça popülerdir. Dubrovnik şehrinin sanatsal ve tarihi mirasının eşsizliğini ortaya çıkarmaktadır. Bununla birlikte Dubrovnik’te en çok ilgi gören yer şehrin taş surlarıdır. Adeta Dubrovnik’in simgesi haline gelen surlar, şehri korumak amacıyla inşa edilmiştir. Surların en belirgin özellikleri; 1.940 metre uzunluğunda ve 25 metre yüksekliğinde olmasıdır. Kara tarafı daha kalın denizde kalan kısımları ise daha incedir. Yüzyıllara meydan okuyan surlar, tarihi olarak tam bir şaheserdir. Bunun yanı sıra şehrin benzersiz tarihini ve doğal güzelliklerini ziyaretçilerinin ayakları altına seren manzarası nefes kesicidir.

Dubrovnik’in  “Adriyatik’in İncisi” olarak anılmasını sağlayan eşsiz plajları, şehre olan yoğun ilgiden payını almaktadır.  Bu plajları unutulmaz kılan en önemli özellikleri el değmemiş doğallıkta olmalarıdır. Çok sayıda plaja ev sahipliği yapan Dubrovnik’te tercihlere uygun bir yer bulmak hiçte zor olmayacaktır. Dinlenmek isteyenler daha tenha olan huzurlu plajları  tercih ederken, eğlenmek isteyenler ise deniz kanosu, jet ski gibi aktivitelerin yapıldığı hareketli yerlere gitmeyi tercih etmektedir. Adaların çevresinde yapılan yelkenli gezileri de çokça rağbet görmektedir.

Dubrovnik’i özel kılan yapılardan biri Avrupa’nın hâlâ aktif olarak çalışan en eski eczanesidir. Eczane şehrin batı tarafını korumak amacıyla yapılan Fransisken Manastırı’nda bulunmaktadır.1317’de kurulmuştur ve hala geleneksel tarifler ve yerel ürünler kullanarak bakım kremleri üretmektedir.  Kente giden turistlerin bu eczaneden alışveriş yapmaları mümkündür.

Dubrovnik'e Gideceklere Tavsiyeler

Dubrovnik şehrinin büyüleyici güzelliğini keşfetmenin en güzel yolu onu yukarıdan seyretmektir. Meşhur surlarda yapılan yürüyüşler benzersiz manzaralara şahit olunmasını sağlayacaktır. Şehre giden turistlerin bu  muhteşem geziyi deneyimlemeleri şiddetle tavsiye edilmektedir. Bir başka seçenek olan teleferik turları  da şehrin nefes kesici manzarasını izlemek isteyenlere olağanüstü bir fırsat sunmaktadır.

Dubrovnik’e on dakika uzaklıkta olan Lokrum Adası görülmesi gereken büyüleyici bir yerdir. Adanın ünlü botanik bahçelerinde yüzlerce çeşit ağaç çeşidi ve yıllar öncesinden adaya getirilmiş tavus kuşları bulunmaktadır. Turistlerin huzuru bulabilecekleri Lokrum Adası mutlaka ziyaret edilmesi tavsiye edilen yerler arasında ilk sırada gelmektedir.

Stradun, Dubrovnik şehrinin ana caddesidir. Merkezi konumu sayesinde ziyaretçilerinin yolu sık sık buraya düşmektedir. Sadece yayalara açık olan caddenin eşsiz sokakları tarihi yapı ve zenginliklerle doludur. Dubrovnik’e giden turistlerin mutlaka  bu ilham verici sokaklarda yürüyüş yapmaları ve tarihi mimarinin tadını çıkarmaları önerilmektedir.

Hırvatistan çoğunluğu Katolik olan bir ülkedir. Sahillerde bikini mayo gibi giymek sorun olmasa da topluluk içine girerken turistlerin daha kapalı kıyafetler tercih etmesi tavsiye edilmektedir.

Dubrovnik'e Giderken Alınması Gerekenler

Dubrovnik’te yapılacak  tarihi bir gezi için en çok ihtiyaç duyulabilecek şey tabi ki rahat yürüyüş ayakkabıları olacaktır. Şehrin bazı sokaklarında yollar pürüzsüz bir düzlükte yapılmıştır ve Dubrovnik’te çok fazla basamak vardır Bu sebeple ayakkabıların kaymayacağından ve rahat olduğundan emin olunmalıdır. Dubrovnik’te plajlar genellikle çakıldır. Denize girmek ve sahilde vakit geçirmek isteyenlerin, yanlarına alacağı deniz ayakkabıları daha konforlu bir tatil geçirmelerini sağlayacaktır.

Dubrovnik’in birçok yerinde çeşmelerden içme suyu akmaktadır. Turistler yanlarına su mataraları alarak bu çeşmelerden yararlanabilmektedir. Böylelikle suya para ödenmesine gerek kalmamaktadır. Dubrovnik’te yazları sıcaklık derecesi çok fazla yükselebilirken, daha soğuk olan aylarda hava durumu oldukça belirsizdir. Her an rüzgâr çıkabilir veya yağmur bastırabilir. Her duruma karşı kapsamlı bir bavul hazırlanması tavsiye edilmektedir.

Dubrovnik Hakkında İlginç Bilgiler

Dubrovnik, yüzyılların tarihi birikimini ve doğanın eşsiz güzelliklerini içinde barındırmaktadır. Sokakların, kalelerin, surların, sarayların tarihte önemli yerleri ve kendilerine has hikayeleri vardır. Dubrovnik’i çepeçevre saran ünlü taş surların görevi şehri dışarıdan gelecek tehlikelere karşı korumaktır. Surların hakkında bilinmeyenlerden biri Dubrovnik’in 1971 yılına kadar “Dünya’nın En İyi On Orta Çağ Duvarlı Şehri” olarak anılmasını sağlamasıdır. Fakat Sırpların şehri kuşatmasıyla duvarlar büyük hasar almış ve listeden çıkarılmıştır. Restorasyon çalışmaları ile hemen hemen eski haline dönen taş duvarlar, 1979 yılında UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır.

Büyük savaşlara ve depremlere maruz kalan Dubrovnik’te çok sayıda tarihi yapı zarar görmüş ve restore edilmiştir. İstisna olan Sponza Sarayı ise restore edilmeden ayakta kalan tek yapıdır. 16. yüzyılda  inşa edilen saray bugün hâlâ tüm orijinalliği ile varlığını korumaktadır.

Bağımsızlığını kazanmak ve korumak için yıllarca zorlu mücadeleler veren Dubrovnik ,1416 yılında köleliği kaldıran ilk ülke olmuştur. Tarihine bakıldığında şehrin özgürlüğe verdiği değer takdire şayandır.

Fransisken Manastırı’nın girişinde bulunan, şehrin ünlü surlarına çıkan merdivenin hemen yanındaki taş bir duvarda garip bir çirkin yaratık kafası motifi vardır. Efsaneye göre bu taşın üzerinde zıplamak ve dengede kalabilmek aşk ve şans getirmektedir. Oldukça eğlenceli olan bu efsane ziyaretçilerinin keyifli anlar geçirmesini sağlamaktadır.

Sevdiklerinizle Paylaşın

Hırvatistan Vizesi

Hırvatistan yeşil, gri ve siyah pasaport sahiplerinden vize istememektedir. Fakat bordo pasaport sahiplerinin, ülkeyi ziyaret etmek için vize başvurusunda bulunması zorunludur. Ücretsiz şekilde alınan randevu sonrasında, gerekli evraklar teslim edilerek, Hırvatistan vizesine müracaat edilebilmektedir.