Bulgaristan’ın Tarihi Şehri Tırnova Hakkında Bilgiler

Tırnova Hakkında

Tırnova Hakkında

55 dk'lık okuma
673 kişi okudu

Bulgaristan’ın kuzeydoğusundaki Tırnova şehri, Balkan Dağlarının kuzey yamaçlarından çıkarak Tuna Nehri’ne ulaşan Yantra Nehri kenarında kurulmuştur. Rumların Turnavos, Osmanlıların ise Tırnova dedikleri şehir, Bulgarlarca da 1965 yılına kadar Tarnovo diye anılmış olup bugünkü ismi ise Veliko Tarnovo’dur.

Tırnova ile ilgili bilgiler, 1187-1393 yılları arasında İkinci Bulgar İmparatorluğu'nun başkentliğini yapan şehrin, Bulgar tarihi açısından önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir. Tırnova’ya 1965 yılında büyük, yüce anlamlarına gelen “Veliko” unvanı verilmiştir. Bulgaristan’ın sevimli şehri Tırnova, Bulgar Çarlığının eski başkenti olarak da bilinmektedir. Osmanlı İmparatorluğu zamanından kalma evleri, Ortaçağ'dan günümüze gelmeyi başarabilmiş ihtişamlı kaleleri, Yantra Nehri’nin eteklerindeki konumu ve çarşılarıyla rengârenk bir şehirdir.

Son yirmi yılda Tırnova, ülkenin önde gelen turistik merkezlerinden biri haline gelmiştir. Aynı zamanda sürekli olarak yabancı yerleşimcileri de kendine çekmiştir. Bugün şehir ve çevresi, Bulgaristan'daki en büyük yabancı göçmen topluluğuna ev sahipliği yapmaktadır.

Tırnovo hakkında her şeyde, İkinci Bulgar Devleti’nin yansımalarını görmek mümkündür. Şehrin eski kesiminde ve Asenova Mahala'da Osmanlı döneminden kalma kiliseler ve tarihi evler bulunmaktadır. Eski bölümün tamamında ise Rönesans döneminden kalma evler vardır. Ayrıca Barok mimarisi, 20. yüzyılın başlarında inşa edilen kamu binalarının çoğunda görülebilmektedir. Merkez ve yeni kent kısmında ise Barok, Stalin Barok ve Modernist üslupta inşa edilmiş kamu binaları ve konutlar bulunmaktadır.

Tırnova'nın Tarihi

Arkeolojik kazılar sonucunda kuruluşunun beş bin yıldan daha eskiye dayandığı bilgisine ulaşılan Tırnova, ülkenin en eski şehirlerinden biridir. 167 yıl süren Bizans İmparatorluğu’nun sona ermesi sonucunda 1185 yılında kurulan İkinci Bulgar Devleti, Tırnova şehrinin yükselme dönemine girmesi ile yakından ilişkilidir.

Sonrasında Bulgar Devleti'nin başkenti ilan edilen Tırnova, asla fethedilemeyen Bulgar Kalesi’ne sahip olması ve aynı zamanda Bulgaristan'ın kültürel ve entelektüel merkezi olması sebebiyle hızla gelişmiştir. Günümüzde, sanat tarihi açısından önemli görülen eserleri ile de öne çıkmaktadır.

Tırnova, I. Bayezid’in oğlu Süleyman Çelebi tarafından uzun süren bir kuşatma sonucu 17 Temmuz 1393’te Osmanlı topraklarına katılmıştır. Bu kuşatma sırasında kent, büyük hasar gördüğü gibi yerleşik halkın çoğu da şehirden sürülmüştür. Uzun yıllar nüfus çalışmalarının yürütüldüğü şehir, 1444 yılında Tırnova’yı geri kazanmak isteyen Haçlı orduları tarafından basılmıştır. Kaleyi ele geçiremeyen ordular, şehirde büyük bir tahribata sebep olmuştur. 18. yüzyıl boyunca Osmanlı topraklarında kalan şehirde, bu dönemden itibaren ipek üretimi yaygınlaştığı gibi şarap üretimi de şehrin ekonomisi için önemli bir gelir kaynağı olmuştur. Tırnova, 24 Haziran 1877 tarihinde Rus kuvvetlerince ele geçirilmiştir. Bu dönemde Türk nüfusunun büyük bölümü şehirden kaçmak zorunda kalmıştır. Tırnova, Berlin Antlaşması gereğince kurulan Bulgaristan Prensliği’ne, 1878-1879 yılları arasında kısa süreli başkentlik yapmıştır. Ülkenin ilk anayasası olan Tırnova Anayasası, 16 Nisan 1879’da burada ilan edilmiştir.

1913’te meydana gelen deprem, şehirde ağır hasara neden olurken tarihi binalarda büyük oranda yıkılmıştır. 1965 yılına gelindiğinde ise şehre tarihi öneminden dolayı Veliko (Büyük) Tırnova adı verilmiştir.

Tırnova Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Tırnova, geçmişten günümüze birçok medeniyetin buluşma noktası olmuştur. Şehir, üzerinde hâkimiyet kuran tüm devlet ve imparatorluklardan izler taşımaktadır. Tırnova’yı eşsiz kılan en belirgin özelliği ise benzersiz doğasının içinde yer alan sayısız kale, kilise ve manastıra sahip olmasıdır.

Şehrin en güzel noktasında, ziyaretçilere tarifsiz duygular yaşattığı ifade edilen Asen Anıtı Terası bulunmaktadır. Şehri çevreleyen ormanları, nehrin virajlarını ve tarihi mahalleleri gözler önüne seren bu terasta, dev bir dikilitaş ve üç heykel bulunmaktadır. Bir başka tarihi yapı olan Tsarevets Kalesi ise şehrin tüm manzarasını sunan ünlü bir orta çağ kalesidir. Tsarevets, deniz seviyesinden 206 metre yüksekliktedir. 1185 ile 1393 yılları arasında, İkinci Bulgar İmparatorluğu'nun ana kalesi ve en güçlü siperi olarak hizmet vermiştir. 1100 metre uzunluğundaki kale, dışarıdan bakılınca Çin Seddi’ni andırmaktadır. Surların içerisindeki en üst noktada ise Patrik Katedrali bulunmaktadır. VI. yüzyılda inşa edilen katedral, şehir başkent olduğunda yenilenerek Bulgar Patriği’nin yaşadığı yere dönüştürülmüştür. Katedralin eteklerinde ise 1230 yılında Çar II. Asen tarafından yaptırılan ve şehrin en önemli dini yapısı olan Kırk Şehitler Kilisesi bulunmaktadır.

Tırnova'ya Gideceklere Tavsiyeler

Tırnova genel anlamda güvenli, doğa ile iç içe bir şehirdir. Özellikle Türkiye’den tatil amaçlı gidecek ziyaretçiler için hiç de yabancılık çekmeyecekleri bir yapıya sahiptir. Birçok esnafın Türk olması ve bölge halkının Türkçe bilmesi, gezi sırasında önemli bir kolaylık sağlamaktadır. Ziyaretçiler, doğa ile iç içe olan şehrin merkezinde yer alan tarihi yapıları mutlaka gezmelidir. Bunların başında Asen Anıtı, Tsarevets Kalesi, Patrik Katedrali ve Kırk Şehitler Kilisesi gelmektedir. Ardından şehrin 19. yüzyıldan kalma tarihi sokaklarından olan General Gurko Sokağı ve özellikle hediyelik eşya severlerin uğrak noktası olan Eski Çarşı Sokağı da görülmesi gereken yerlerdir.

Küçük bir şehir olması nedeniyle hemen her yere yürüyerek ulaşılabilmektedir. Bu yüzden şehir, günübirlik geziler için harika bir alternatiftir. Yine de gezginlere şehri doyasıya gezmek için en az iki gün ayırmaları tavsiye edilmektedir.

Tırnova'ya Giderken Alınması Gerekenler

Tırnova şehri genel anlamda karasal iklimin etkisinde kaldığı için yazları sıcak, kışları ise soğuktur. Şehri ziyarete gidenlerin özellikle iklim durumunu değerlendirmeleri gerekmektedir. Gidilecek olan yerin hava durumuna göre kıyafet tercihi yapmaları gerekmektedir. Şehir, özellikle nisan ayından itibaren oldukça sıcak olmaktadır. Bu sebeple şehre nisan ayından itibaren gidecek olan ziyaretçilerin; kendilerini güneşten korumak için gözlük, şapka ve koruyucu kremlerini yanlarında bulundurmaları gerekmektedir.

Tırnova Hakkında İlginç Bilgiler

Tırnova Olayı olarak tarihe geçmiş ünlü vaka, 1833 yılında gerçekleşmiştir. Balkanlar'da bir Türk kasabası olan Tırnova'da yaşanan bu korkunç vaka, bir nevi yeniçeri avını andıran bir olaydır. Osmanlı'da yeniçeri kültürünün yok edilmesinin amaçlandığı zaman diliminde gerçekleşen bu olayda; geceleri vampir olarak şehre dadandığı öne sürülen bazı ölü yeniçerilerin, mezarlarından çıkarılarak göğüslerine kazık çakıldığı ve daha sonra da cesetlerinin yakıldığı ifade edilmektedir. 

İddialara göre; II. Mahmud'un 1826 yılında yeniçeri ocaklarını kaldırmasından sonra gerçekleşen bu olaydaki asıl amaç, halkı yeniçerilerden iyice nefret ettirmek ve yeniçerilere ait var olan kültürü yok etmektir. Çünkü korku filmlerini andıran bu olay neticesinde halk, yeniçerilerden iyice nefret etmeye başlamış ve yeniçeri mezarları ve mezar taşları yerlerinden sökülerek kültürel miras yok edilmeye başlanmıştır.

Sevdiklerinizle Paylaşın

Bulgaristan Vizesi

Bulgaristan; yeşil, gri ve siyah pasaportlardan vize talep etmemektedir. Bordo pasaport sahibi Türk vatandaşları ise seyahatten en geç 15 gün öncesinde vize için başvuruda bulunmalıdır. Bulgaristan konsolosluklarında, vize başvurusu için randevu zorunluluğu mevcut değildir.