Balkanların En Özel Ülkesi Bulgaristan Hakkında Bilgiler

Bulgaristan Hakkında

Bulgaristan Hakkında

77 dk'lık okuma
790 kişi okudu

Balkanların dillere destan ülkesi Bulgaristan; doğal güzellikleri, zengin tarihi ve kültürel çeşitliliği ile ön plana çıkmaktadır. Doğu’da Karadeniz, güneyde Türkiye, güneybatıda Kuzey Makedonya ve batıda Sırbistan ile komşu olan ülke, tarih boyunca önemli bir jeopolitik konuma sahip olmuştur. Bulgaristan’daki ilk insan faaliyetleri yaklaşık olarak 150.000 yıl geriye uzanmakta, bu durum da ülkenin köklü bir tarihi mirasa ev sahipliği yapmasına sebep olmaktadır. Nitekim yüzyıllar önce Hint-Avrupa kökenli Trakyalıların bölgede yaşam sürdüğü bilinmektedir. İlerleyen süreçte ise Roma, Bizans ve Osmanlı gibi büyük imparatorluklar, Bulgaristan topraklarında hüküm sürmüştür. Bu durumun doğal bir sonucu olarak Bulgaristan bugün hala çok kültürlü bir toplum yapısına sahiptir. Binlerce yıllık hareketli bir tarihin yansımalarını ise ülkenin antik eserlerinde ve mimari unsurlarında görebilmek mümkündür. Başkenti Sofya olan ülke, görenleri büyüleyen tarihi anıtlara ev sahipliği yapmaktadır.

Bulgaristan hakkında her şey bunlarla sınırlı değildir; bir yanda göklere yükselen dağlar ve berrak nehirler, diğer yanda masmavi deniz ve parıldayan kumsallar, ülkenin pitoresk manzaralarla çevrili bir doğa cenneti olmasını sağlamaktadır. Bulgaristan’ın başkent Sofya’dan sonra gelen en popüler kentleri ise Filibe, Varna, Burgaz, Şumnu ve Silistre’dir. Bu şehirlerin birçoğu Türk ziyaretçilere tanıdık gelecektir. Nitekim ünlü Türk şair ve yazar Namık Kemal’in en bilindik eserlerinden olan Vatan yahut Silistre, Bulgaristan’da bulunan Silistre şehrinde geçmektedir. Türk ve Bulgar halklarının yüzyıllardır komşuluk ilişkileri içerisinde olmaları, iki milletin tarihi ve kültürel ortaklıklarını da beraberinde getirmektedir. Bulgaristan ile ilgili bilgiler arasında, ülkedeki birçok tarihi ve doğal alanın UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Alanı ilan edilmiş olması yer almaktadır. Kazanlık Türbesi, Trakya Mezarları ve Rila Manastırı, Bulgaristan’da koruma altına alınmış tarihi mekanlar arasındadır.

Bulgaristan'ın Tarihi

Bulgaristan’ın tarihi binlerce yıl geriye uzanmaktadır. İlk olarak MÖ 400 yılından itibaren bölgede Trakyalılar adı verilen bir kabilenin yaşadığı bilinmektedir. Trakyalıların yarı göçebe bir halk olduğu ve iyi derecede at kullandıkları bilinmektedir. MS 100 yılına gelindiğinde ise Bulgaristan toprakları Roma İmparatorluğu tarafından fethedilmiştir. Günümüzdeki Filibe şehrinin kuruluşu, bu dönemde Romalılar tarafından yapılmıştır. Dördüncü yüzyılın ortalarında Roma İmparatorluğu ikiye bölündükten sonra Bizans İmparatorluğu olarak bilinen Doğu Roma, Bulgaristan topraklarında hüküm sürmüştür. Ancak Bizans’ın zayıflamasıyla birlikte Bulgaristan’a yoğun bir Slav göçü yaşanmış ve ardından Orta Asya’dan gelen Hun kitleleri de Bulgaristan topraklarına yerleşmiştir. Tuna Nehri’ni geçerek burayı yurt tutan Hunlar, Bulgaristan devletini kurarak Slavlar ile iç içe bir yaşam sürmüştür.

800’lü yıllarda Bulgar hükümdarı ve tebaası Hıristiyanlık dinini benimsemiş ve ilerleyen yüzyıllarda ise devlet beklenmedik bir gerileme yaşayarak yeniden Bizans İmparatorluğu’nun hakimiyeti altına girmiştir. 10. yüzyılda Bulgaristan topraklarında Bogomiller adı verilen dini bir mezhep yaygınlaşmış ve Hıristiyan unsurlarla karışarak bölgede ilginç bir manevi atmosfer yaratmıştır. Bogomillerin Bulgaristan üzerindeki hakimiyeti ise 14. yüzyılda Türklerin baskın bir güç olarak Balkan topraklarına yaklaşmasıyla ortadan kalkmıştır. 1393’te bir zamanlar başkent olan Tırnova’yı ele geçiren Osmanlı İmparatorluğu, sonraki 500 yıl boyunca Bulgaristan topraklarındaki varlığını sürdürmüştür. Bu süreçte Müslüman unsurlarla iç içe bir yaşam süren Bulgar halkı, iki dinli ve iki kültürlü bir yapıya bürünmüştür. İki köklü geleneğin sentez hale gelişi ve Bulgaristan ile Anadolu arasındaki sürekli göç hareketleri, Bulgaristan’ı Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlar’daki en önemli kapılarından biri haline getirmiştir. Ancak 1789 yılında başlayan Fransız İhtilali’nin ortaya çıkardığı milliyetçi ortam Bulgar halkını başkaldırıya yöneltmiş ve Bulgaristan yerlileri milli ve bağımsız devletlerini kurmak adına uzun süreli bir mücadeleye girişmişlerdir.

19-20. yüzyıllar boyunca Türkler ve Bulgarlar arasında devam eden sürekli savaş ortamı, 1908 yılında Bulgaristan’ın bağımsızlığını ilan etmesiyle son bulmuştur. Doğu’da yükselen bir güç olarak ortaya çıkan SSCB ise çok geçmeden Bulgaristan topraklarındaki etkisini göstermiş ve 1946 yılında ülke Bulgaristan Halk Cumhuriyeti ismini alarak sosyalist rejime geçiş yapmıştır. Bulgaristan, SSCB’nin yıkılmasıyla birlikte 1990 yılından itibaren demokratik bir cumhuriyet haline gelmiştir. Bulgaristan’ın köklü ve zengin tarihi, ülkenin tüm şehirlerinde özellikle mimari alandaki sanat tarihi eserlerine yansımıştır.

Bulgaristan Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Balkanların sakin ve huzurlu ülkesi Bulgaristan, doğanın ve tarihin iç içe geçtiği masalsı bir atmosfere sahiptir. Bulgaristan’ın en belirgin özellikleri arasında ülkenin sahip olduğu büyüleyici bir senteze sahip olan toplum yapısı ve mistik ortamlar yer almaktadır. Çok kültürlü yapısıyla hoşgörülü bir yaşama olanak tanıyan Bulgaristan, Karadeniz kıyılarında yer alan parlak sahilleri, dört iklimi yaşayan büyüleyici doğası ve zengin geçmişinin izlerini günümüze dek taşıyan tarihi yapılarıyla ön plana çıkmaktadır. Filibe kentindeki antik tiyatro, binlerce yıllık tarihi bir mirası koruyan tarihi mekanlar arasında en cezbedicisidir. Antik dönemin tiyatro gösterilerine ve gladyatör savaşlarına sahne olmuş olan alan, günümüzde özellikle yaz aylarında ziyaret edildiğinde enfes kesici opera ve sahne performanslarını seyretme olanağı sunmaktadır. Ortaçağ dünyasının mimari tarzını gözler önüne seren Tsarevets Kalesi, Bulgaristan’ın Tırnova kentinde bulunan bir başka büyüleyici yapıdır. Boyana Kilisesi, Alexander Nevsky Katedrali, Ivan Vazov Ulusal Tiyatrosu ve Saint Nedelja Kilisesi, başkent Sofya’da bulunan destansı yapılardan yalnızca birkaçıdır.

Bulgaristan, tarihi zenginliğiyle olduğu kadar doğal güzellikleriyle de ziyaretçilerini büyülemektedir. Yerli halk tarafından “Tanrı’nın Gözleri” olarak adlandırılan Prohodna Mağarası, doğanın mucizevi manzaralarından birine sahiptir. Aynı şekilde Belogradçik Kayaları da Bulgaristan denildiğinde ilk akla gelen doğal oluşumlar arasındadır. Belogradçik’in bir diğer şaşırtıcı yanı ise kayaların içerisinde bulunan ve büyüleyici bir manzara sunan kale yapılanmasıdır. Doğanın Bulgaristan’da ortaya çıkan bir diğer mucizevi oluşumu olan Krushuna Şelalesi gerçek olamayacak kadar büyüleyici bir görünüme sahiptir.

Bulgaristan’ın en önemli kültürel, dini ve mimari alanlarından biri olan Rila Manastırı, günümüzde UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Alanı ilan edilmiş en büyük Bulgar manastırı olma özelliğine sahiptir.

Bulgaristan, canlı şehirleri, zengin tarihi ve doğal güzellikleriyle olduğu kadar kültürel ve yöresel yapısıyla da merak uyandırıcıdır. Nüfusunun %90’ının Hıristiyan olduğu bilinen ülkede %9’luk bir kesim ise Müslümandır. Bu durum Bulgaristan’ın çok renkli bir yapıya sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Bulgaristan'a Gideceklere Tavsiyeler

Bulgaristan, ziyaretçilerinde unutulmaz izler bırakacak olan birçok büyüleyici mekanla bezenmiştir. Ülkede ziyaret edilebilecek en güzel yerlerden birisi ise kuşkusuz başkent Sofya’dır. Sofya’nın canlı meydanlarında ve renkli sokaklarında bir yürüyüşe çıkmak şehrin ruhunu tatmak için kaçırılmayacak bir fırsattır. Bununla birlikte Sofya’da bulunan tarihi yapılar ve müzeleri gezmek de Bulgaristan ziyaretinin olmazsa olmazlarındandır. Bir yandan 2000 yıllık köklü bir tarihe ev sahipliği yapan Sofya, diğer yandan modern müzelere, sanat galerilerine ve gece yaşamına ev sahipliği yapmaktadır. Ziyaretçilerine diledikleri her tatil olanağını sunan Bulgaristan’ın Karadeniz’e bakan şehri Varna, keşfedilmeyi bekleyen binlerce güzelliğe sahip bir tatil beldesidir. Canlı plajlarıyla meşhur olan şehir, ziyaretçilerine doyasıya eğlenebilecekleri hareketli barlar ve canlı müzik mekanları sunmaktadır.

Tarih ve kültür meraklıları için ise Bulgaristan’ın en çekici şehir kuşkusuz Filibe olacaktır. Kaleleri, amfi tiyatroları, kiliseleri, Arnavut kaldırımlı taş sokakları ve eski model evleriyle Filibe, unutulmaz bir kültür tatili fırsatı sunmaktadır. Bununla birlikte Karadeniz kıyılarında sevimli bir tatil beldesi olan Nesebar da Bulgaristan ziyaretçilerinin mutlaka gitmeleri gereken yerler arasında bulunmaktadır. Ülkenin yöresel yaşamını tanıma fırsatı sunan Nesebar, küçük hediyelik dükkanları ve esnaf lokantalarıyla da büyüleyici bir yerdir. Bulgaristan’ın tüm yönlerini tanımak isteyen turistlere ülkenin şehir bölgeleri kadar kırsal alanlarına da zaman ayırmaları önerilmektedir. Böylece ziyaretçiler Bulgaristan’ı tarihi, kültürel, doğal ve modern yönleriyle keşfetme imkanına sahip olacaklardır.

Bulgaristan'a Giderken Alınması Gerekenler

  • Bulgaristan’a giden turistlerin yanlarında bulundurmaları gereken birtakım önemli eşyalar vardır. Bunlardan ilki kesinlikle nakit paradır. Şehir merkezlerindeki birçok işletmede kredi kartı kullanımı geçerli olsa da kırsal alanlarda ve küçük kasabalarda pos cihazlarına rastlamak oldukça zor olacaktır. Aynı zamanda birçok müze ve sanat galerisi bileti de nakit para karşılığında satılmaktadır.
  • Bulgaristan’da kültürel bir tatilin olmazsa olmazları arasında kesinlikle konforlu ve sağlam bir yürüyüş ayakkabısı bulunmaktadır. Birçok tarihi mekân ve kasaba, tamamen Arnavut kaldırımlarıyla döşenmiştir. Bu durumda uzun sürecek yürüyüş ve gezintilerde zorlanmamak için en az bir çift yürüyüş ayakkabısı bulundurulması oldukça önemlidir.
  • Ülkeyi kış mevsiminde ziyaret edecek turistlerin de benzer şekilde dayanıklı ve kauçuk tabanlı bir bot bulundurmaları faydalı olacaktır.
  • Dini mekanları ziyaret ederken ise mütevazı ve uzun kollu giysilerle birlikte kadın turistler için birer şal alınması da unutulmamalıdır.
  • Bulgaristan’da dört mevsim de görülmektedir ancak hava koşulları oldukça değişkendir. Güneşli ve sıcak bir sabahın ardından yağmurlu ve serin bir akşam yaşanması Bulgaristan yerlileri için şaşırtıcı değildir. Bu nedenle ziyaretçilerin her türlü hava koşuluna karşı hazırlıklı olması ve kıyafet tercihlerini bu doğrultuda yapması önemlidir.
  • Bulgaristan’da kullanılan priz türü çoğu Avrupa ülkesiyle aynıdır. İki uçlu 220V prizlerin kullanıldığı ülkede uyumlu şarj adaptörleri bulundurulması gerekmektedir.
  • Bulgaristan’a gidecek olan turistler yanlarına taşınabilir cam bir su şişesi de almalıdır. Özellikle kırsal alanlarda bulunan çeşmelerdeki su, içmek için temiz ve güvenlidir. Hatta şehir merkezlerinde ücretsiz maden suyu doldurulabilecek çeşmeler de bulunmaktadır.
  • Ülkeyi yaz aylarında ziyaret edecek turistlere ise mutlaka plaj ürünleri bulundurmaları önerilmektedir.

Bulgaristan Hakkında İlginç Bilgiler

Balkanların gözde ülkesi Bulgaristan hakkında bilinmeyenler oldukça fazladır. Bulgaristan, kurulduğu günden bugüne adını hiç değiştirmeyen en eski Avrupa ülkesidir. Aynı zamanda başkent Sofya, 7000 yıllık tarihiyle Avrupa’nın en eski ikinci şehri konumundadır. Bulgaristan, topraklarında keşfedilen arkeolojik eserleriyle ünlüdür. En değerli arkeolojik buluntulara sahip ülkeler listesinde üçüncü sırada yer almaktadır. Aynı zamanda Bulgaristan’da Taş Devri’nden beri sürekli olarak şarap üretimi yapıldığı da bilinmektedir. Bulgaristan topraklarında yaşayan ilk halk olarak bilinen Trakyalılara ait 15.000 mezar kalıntısı bulunmaktadır. Oldukça zengin bir tarihi ve arkeolojik mirasa ev sahipliği yapan Bulgaristan’da kırktan fazla dağın varlığı söz konusudur. Bu nedenle ülkenin yaklaşık üçte biri ormanlarla çevrilidir.

Gür ormanları ve elverişli iklimiyle ön plana çıkan Bulgaristan, Avrupa’nın en fazla doğal mineral kaynağına sahip olan ülkesidir. Doğu’da Türkiye ile sınırdaş olan Bulgaristan, tarihi boyunca Türklerle iç içe yaşamıştır. Günümüzde 700.000’den fazla Bulgar kökenli insanın Türkiye’de yaşadığı bilinmektedir.

Sevdiklerinizle Paylaşın

Bulgaristan Vizesi

Bulgaristan; yeşil, gri ve siyah pasaportlardan vize talep etmemektedir. Bordo pasaport sahibi Türk vatandaşları ise seyahatten en geç 15 gün öncesinde vize için başvuruda bulunmalıdır. Bulgaristan konsolosluklarında, vize başvurusu için randevu zorunluluğu mevcut değildir.