En İlgi Çekici Şehir Merkezine Sahip İşkodra Hakkında Bilgiler

İşkodra Hakkında

İşkodra Hakkında

59 dk'lık okuma
976 kişi okudu

İşkodra, Arnavutluk’un en önemli şehirlerinden biri olmasının yanı sıra farklı kültür ve dinlerin uyum merkezi olarak da adlandırılmaktadır. Yüksek dağlarla çevrili geniş bir ovanın kenarında yer alan şehrin güneyinde, Kiri Nehri bulunmaktadır. Tuna Nehri ve Ege Denizi’nden gelen ticaret yollarının kesişim noktasında olması sebebiyle çok önemli bir lokasyondur. İşkodra’nın doğal güzellikleri hakkında her şey turistleri cezbetmektedir. Doğuda kanyonlardan akan Drin Nehri, batıda Adriyatik Denizi ve kuzeydoğuda ise Arnavut Alpleri; İşkodra’ya giden ziyaretçilere unutulmaz manzaralar sunmaktadır.

İşkodra ile ilgili bilgiler turistlerin çok fazla dikkatini çekmektedir. Bunun en önemli sebebi de İşkodra’nın Arnavutluk’un en tarihi şehri olmasıdır. Scutari Gölü, Balkanların en büyük gölü olmasının yanı sıra Karadağ ile Arnavutluk arasında sınır konumundadır. Gölün kıyısında eski kaleleri ve manastırları ile dikkat çeken çok sayıda küçük kasaba bulunmaktadır. Ülkede ‘’Bisiklet ve Yağmur Şehri’’ olarak adlandırılan İşkodra; tarihi mekanları ve doğal güzellikleri sebebiyle turistlerin gözde tatil rotalarındandır.

İşkodra’nın Tarihi

İşkodra’nın kuruluşu MÖ 4. yüzyılda gerçekleşmiştir. MÖ 168’de Romalılar tarafından işgal edilen şehir, 1040 yılında ise Sırpların egemenliği altına girmiştir. 1396’da Venedikliler ve son olarak da 1479 yılında Osmanlıların himayesine giren İşkodra, 14. yüzyılda feodal bir prenslik olarak Arnavut kontrolüne geri dönmüştür. İşkodra’nın tarihindeki her uygarlık; Drin ve Bojana Nehirlerinin birleştiği sarp tepede bulunan bölgeyi yerleşim alanı olarak kullanmıştır.

Kültürel miras bakımından oldukça zengin olan İşkodra’da sanat tarihi açısından çok önemli eserler yer almaktadır. Özellikle Rozafa Kalesi, görkemli mimarisiyle büyüleyicidir. 1916-18 yılları arasında Avusturyalılar tarafından işgal edilen İşkodra, 1921’de Arnavutluk ile yeniden birleşene kadar Müttefik Güçler tarafından yönetilmiştir. Arnavutluk’un Katolik merkezi olan şehirde papalık koleji, katedral, Cizvit manastırları ve kütüphaneleri yer almaktadır.

İşkodra Denildiğinde İlk Akla Gelenler

İşkodra denildiğinde ilk akla gelenlerden biri olan Rozafa Kalesi, şehrin başlıca turistik cazibe merkezidir. Şehrin batı kısmında kayalık bir tepede yer alan kale, özellikle gün batımında güneşte yanıyormuş gibi görüntü oluşturarak muhteşem bir manzara sunmaktadır. Venedik ve Osmanlı mimarisinin olağanüstü izlerini taşıyan kalenin içinde geleneksel kıyafetlerin sergilendiği bir müze ve yerel yemeklerin sunulduğu bir restoran bulunmaktadır. Şehrin güneybatısında İşkodra Gölü’nün güney ucunda yer alan kale, İliryalılar tarafından inşa edilmiştir. Venedikliler ve Osmanlılar tarafından ise yıllar sonra restorasyon çalışmaları yapılmıştır.

1867 yılında inşa edilen Aziz Stephen Katedrali, İşkodra denildiğinde akla gelen, görkemli yapılardan bir tanesidir. Bu katedralin en belirgin özelliklerinden bir tanesi, din özgürlüğünü vurgulamasıdır. Müslümanların ve Ortodoksların çoğunluk olduğu bir toplumda, Katolik ibadethanesi olarak inşa edilmiş olması turistlerin en çok dikkatini çeken yönüdür. İşkodra’da sembol haline gelen diğer bir yapı ise Ebu Bekir Cami’dir. Adını 17.ve 18. yüzyıllarda yaşayan Osmanlı devlet adamı Ebu Bekir Paşa’dan alan bu eşsiz cami, şehrin ana simgelerinden bir tanesidir. Aynı zamanda uzun minareleri sebebiyle İşkodra’da yön bulmak amacıyla da kullanılmaktadır.

İşkodra'ya Gideceklere Tavsiyeler

İşkodra ziyaretçilerine Arnavut tarihinin en büyük ve en nadir fotoğraf koleksiyonuyla ünlü Marubi Ulusal Fotoğraf Müzesi’ne gitmeleri önerilmektedir. Ayrıca şehrin eski merkezi olan Pedonalja yani Kole Idromeno Caddesi’nde mutlaka bir tur atılmalıdır. Şehre bakan sarp tepede muhteşem bir konumda yer alan Tarih Müzesi, otantik taş surlarıyla inanılmaz görüntüye sahiptir. Kültürel açıdan çok önemli eserler barındıran müze, tek başına dahi şehir ve ülke tarihine ışık tutabilecek potansiyeldedir. Bizans’tan Osmanlı İmparatorluğu’na kadar ilgi çekici çok sayıda eseri barındırdığı için bu eşsiz müzenin mutlaka ziyaret edilmesi tavsiye edilmektedir.

İşkodra Gölü, şehirde doğal güzellikleri barındıran eşsiz lokasyonların başında gelmektedir. Sakin ve huzurlu bir gün geçirmek isteyenlerin favorilerinden biri olan bu göle girilebildiği gibi çevresinde piknik de yapılabilmektedir. Balkanların en büyük gölü olma özelliğine sahip olan bu lokasyonda kamp alanları, yürüyüş ve bisiklet parkurları da yer almaktadır. Ayrıca şehrin güneydoğusunda Drin Nehri’nin döküldüğü noktada bulunan Vau-Dejes Gölü’nün ortasında bulunan Shurdhah Adası, muhteşem bitki örtüsüyle dikkat çekmektedir. Antik bir şehir olan Sarda’nın kalıntılarının yer aldığı bu adanın İşkodya’ya giden turistler tarafından ziyaret edilmesi önerilmektedir.

İşkodra’ya Giderken Alınması Gerekenler

İşkodra’ya gidecek turistler doğal ortamların tadını çıkarmak için yanlarında mutlaka rahat kıyafetler ve ayakkabı bulundurmalıdır. Özellikle Arnavutluk’un en heyecan verici manzarasına sahip olan Lanetli Dağlara tırmanmak isteyenlerin çakıllı yollarda konforlu bir gezi geçirmeleri adına rahat spor ayakkabıları taşımaları oldukça önemlidir. Bunun yanı sıra kolay taşınabilir bir sırt çantası da ziyaretçilerin dağ tırmanışlarını daha keyifli hale getirecektir.

Doldurulabilir bir su şişesi de turistlerin yanlarında taşımaları gereken eşyalardandır. Özellikle doğa yürüyüşleri esnasında market gibi yerlerin bulunmaması sebebiyle ziyaretçilerin su ve hafif atıştırmalıkları sırt çantasında taşımaları önemlidir. Ayrıca kişisel bakım ürünlerinin de unutulmaması gereklidir. Güneş kremi, diş macunu gibi malzemeler mutlaka çantada bulundurulmalıdır. Bunların yanı sıra ağrı kesici ya da böcek ısırmalarına karşı krem gibi medikal ürünler de turistlerin yanlarından ayırmamaları gereken eşyalardır.

İşkodra Hakkında İlginç Bilgiler

İşkodra, hakkında bilinmeyenler ile dikkat çeken bir şehirdir. Ünlü Rozafa Kalesi için dilden dile dolaşan efsane, şehirde oldukça popülerdir. Kaleye ismini veren Rozafa, bu muhteşem yapıyı inşa eden üç kardeşin en küçüğünün eşinin adıdır. Bu üç kardeş gündüzleri kalenin duvarları yapmakta ancak duvar, geceleri yıkılmaktadır. Günlerce devam eden olayın ardından kardeşler bir bilgeye danışma kararı almıştır. Bilge, çağlar boyunca ayakta kalacak güçlü bir kale yapmak için eşlerden birinin duvarın içine gömülmesi gerektiğini söylemiştir. Kardeşler bir anlaşma yaparak ertesi gün öğle yemeğini getiren kişiyi kurban edeceklerine karar vermiştir. Ancak ağabeyler sözlerinden dönmüş ve en küçük kardeşin karısı Rozafa kurban olmuştur. Efsaneye göre kadın, oğlunun beşiğini sallamak için bir elinin ve ayağının, emzirmek için ise göğüslerinin dışarıda kalmasını rica etmiştir. Efsaneye konu olan Rozafa Kalesi içerisinde yer alan müzede sergilenen eserler hakkında bilgiler görme engelli bireyler için Braille alfabesi ile verilmektedir. Son olarak, Arnavutluk’ta İşkodra’ya ‘’Bisiklet ve Yağmur Şehri’’ denilmektedir. Dünyanın bisiklet sürmek için en uygun şehirlerinden biri olan İşkodra, yıl boyunca yağan yağmurlarıyla da ünlüdür.

Sevdiklerinizle Paylaşın