Yunanistan’ın Gizli Hazinelerinden Dedeağaç Hakkında Bilgiler

Dedeağaç Hakkında

Dedeağaç Hakkında

31 dk'lık okuma
422 kişi okudu

Yunanistan'ın gizli hazinelerinden biri olan Dedeağaç hakkında her şey ziyaretçilerini büyülemeyi başarmaktadır. Dedeağaç, Yunanistan'ın Evros ilinin merkezi olan çekici bir liman kentidir. Günümüzde Yunanistan'ın en yeni ve en önemli ticaret noktalarından biri olan bu şehir, 1860 yılında Osmanlı Devleti tarafından Dedeağaç adıyla kurulmuştur. Bu modern sahil kenti sahip olduğu doğal güzellikler, antik zamanlara kadar uzanan tarihi kalıntıları, sahilleri ve eğlenceli sosyal hayatıyla ön plana çıkmaktadır.

Alexandroupoli olarak da bilinen Dedeağaç, Yunanistan'ın diğer şehirleri göz önüne alındığında görece daha küçük bir bölge olsa da içerisinde barındırdığı güzellikler ve kültürünü olduğu gibi yansıtan dünyasıyla kesinlikle görülmeye değer bir lokasyon olarak dikkatleri üzerine toplamaktadır. Doğal güzellikleri ve hâlâ yaşattığı kültürünün yanı sıra eğlenceli mekanlarıyla da dikkatleri çeken şehir, ziyaretçilerine taptaze deniz ürünleri ve birbirinden çeşitli Grek lezzetlerini oldukça uygun fiyatlara sunmasıyla keyifli gezilere oldukça cömert bir karşılama yapmaktadır.

Dedeağaç; tüm bu özellikleriyle birlikte günümüzde, pek çok turist tarafından ziyaret edilmekte ve Antik Trakya topraklarının kendine has atmosferini sonuna kadar yansıtan dünyasıyla unutulmaz gezilere ev sahipliği yapmaktadır.

Dedeağaç'ın Tarihi

Dedeağaç; bilinen bir diğer adıyla Alexandroupoli, Batı Trakya'da bulunan ve Yunanistan'da Evros ilinin merkezi olan bir liman kentidir. Günümüzde Yunanistan'ın önemli bir kenti olan Dedeağaç'ın MÖ 7. yüzyılda ekonomik açıdan ana geçim kaynağı Semadirek Şehir Devleti olmuştur. Roma dönemine ait seyahatnamelerden çıkarılan sonuçlara göre ise bölge, Roma döneminde Semadirek'in tanrılarına adanmış bölgesi olarak görülmüştür. O zamanlarda Sali şehri ile özdeşleşmiş olan bölgenin kuruluşu ise Osmanlı Devleti tarafından gerçekleştirilmiştir.

1860 yılında Türkler tarafından Dedeağaç adıyla kurulan Trakya ve Doğu Makedonya'nın en büyük şehri olan bu çekici liman kenti, kuruluşundan kısa süre sonra bir balıkçı köyüne dönüşmüştür. Bölgeye Türkiye - Selanik demiryolu hattının da gelmesiyle beraber kent, daha çok insan tarafından fark edilmeye başlamış ve zenginleşmiştir. 

Osmanlı Devleti'nin bölgedeki hakimiyetinden sonra Bulgarlar tarafından işgal edilen Dedeağaç'ın kurtuluş tarihi ise 14 Mayıs 1920'dir.

Günümüzde coğrafi olarak baskın bir konuma sahip olan Dedeağaç, önemli bir ticaret merkezi olmasıyla hızla büyüyen bir ekonomiye sahiptir. Bunun yanı sıra birbirinden eşsiz güzellikleri ve kültürü ile dikkat çeken Dedeağaç'ın gelişimine, sanat tarihi açısından önemli isimler tarafından da katkı sağlanmaktadır. Yüksek yaşam kalitesi, canlı ve sürekli gelişen yaşamı ile günümüzde pek çok turist tarafından ziyaret edilen kent, kendine has dünyası ile tüm ziyaretçilerini büyülemeyi başarmaktadır.

Dedeağaç Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Antik Trakya topraklarında yer alan ve günümüzde Yunanistan'ın oldukça önemli bir liman kenti olmasıyla dikkat çeken Dedeağaç, kültürü ve sahip olduğu doğal güzellikleri ile günümüzde binlerce turisti kendisine çeken bir lokasyon olmaktadır. 

İçerisinde hem yerel halk hem de turistler için yapılacak pek çok aktiviteyi barındıran bu özgün kentin en belirgin özellikleri arasında büyüleyici doğal güzellikleri, kendine has kültürünü ön plana çıkaran mekânları, plajları, tarihi yapıları ve taptaze deniz ürünleriyle ön plana çıkan eğlenceli tavernaları yer almaktadır.

Yunanistan'ın bu modern sahil kasabasındaki en meşhur tarihi yapılardan biri ise şehirde yer alan ve Dedeağaç'ın simgesi haline gelmiş olan deniz feneridir. Bulunduğu konum dolayısıyla dikkatleri çeken 27 metre yüksekliğindeki bu fener, bir sahil şeridinin ortasında yer almakta ve şehirde görülmesi gerekilen en ikonik yapı olmaktadır. Ayrıca bu yapı, şehrin oldukça canlı bir noktasında bulunmaktadır. Etrafta yer alan çeşitli kafe ve restoranlar ile ziyaretçiler hem bu ikonik yapıyı görme şansı yakalamakta hem de şehrin kalbinin attığı noktada Dedeağaç'ın günlük yaşantısına şahitlik edebilmektedir. Deniz fenerine beş dakikalık yürüme mesafesinde bulunan Etnoloji Müzesi ise kentte görülmesi gerekilen bir diğer mekan olmaktadır.

Dedeağaç; Avrupa'nın en önemli milli parklarından Evros Deltası, büyüleyici atmosferiyle Dadia Ormanı, mağaraları ve sayısız plajı ile dikkat çekmektedir. Doğal güzelliklerinin yanı sıra eğlenceli bir atmosfere sahip olan kentte, özellikle yemekleri ve Yunan kültürünün izlerini taşıması ile tavernalar Dedeağaç denilince ilk akla gelenler arasında yer almaktadır. Tüm bu eşsiz özellikleri ile kent, ziyaretçilerine unutulmaz bir tatil deneyiminin kapılarını aralamaktadır.

Dedeağaç'a Gideceklere Tavsiyeler

Yunanistan'ın gizli hazinelerinden Dedeağaç, kurulduğu günden bu yana hızla ilerleyen bir gelişim içerisindedir. Günümüzde modern ve kendine has bir sahil kasabası olarak dikkatleri çeken lokasyon, her geçen gün daha fazla turist tarafından ziyaret edilmektedir. Yunanistan'ın diğer şehirlerine göre daha küçük olan ve oldukça da güvenli olan kent, keyifli yürüyüşler için oldukça uygundur. Kentte bulunan sahiller ve birbirinden güzel parklar eşliğinde yapılan uzun yürüyüşlerle bu antik Trakya topraklarını keşfe çıkmak, şehrin büyüsüne kapılmanın en güzel yollarından biri olmaktadır. 

Özellikle yaz aylarında pek çok turisti ağırlayan bu kentle özdeşleşmiş en meşhur yapı ise kentte bulunan Deniz Feneridir. Bunun yanı sıra bu yapı, etrafında bulunan çeşitli kafe, restoran ve bar gibi sosyal alanlar barındırmasıyla da pek çok kişinin uğrak noktası olmaktadır. Şehri ziyaret edecek olan kişilerin, Dedeağaç ile özdeşleşmiş olan bu yapıyı muhakkak ziyaret etmeleri önerilmektedir. Böylece ziyaretçiler hem şehrin simgeleşmiş yapısını görebilir hem de etraftaki mekanlarda keyifli zaman geçirebilirler.

Dedeağaç, renkli eğlence dünyasıyla da dikkat çeken bir lokasyondur. Birbirinden güzel mekanlarda müşteriler lezzetli Yunan yemeklerini oldukça uygun fiyatlara tüketebilmektedir. Kentte en dikkat çeken eğlence mekanları ise çoğunlukla tavernalardır. Dedeağaç'ı ziyarete gideceklere bölgenin taptaze deniz mahsullerinden ve çeşit çeşit mezelerinden tatmak için bu tavernalardan birinde güzel bir akşam eğlencesine gitmeden dönmemeleri özellikle tavsiye edilmektedir.

Dedeağaç'a Giderken Alınması Gerekenler

Dedeağaç özellikle yaz aylarında pek çok turist tarafından ziyaret edilmektedir. Kenti bu aylarda ziyaret edip denizin tadını çıkarmak isteyen ziyaretçilerin yanlarında muhakkak mayo ve bikinilerini götürmeleri tavsiye edilmektedir. 

Bunun yanı sıra kent, bu aylarda oldukça yüksek sıcaklıklara ulaştığı için ziyaretçilerin şapka ve gözlük gibi kendilerini sıcaktan koruyacak eşyalarını yanlarına almaları da şiddetle tavsiye edilmektedir.

Dedeağaç küçük ve oldukça güvenli bir kenttir. Birbirinden güzel sahilleri ile dikkat çeken şehir, uzun ve keyifli yürüyüşler için birebirdir. Antik Trakya'nın bu büyüleyici atmosferini uzun yürüyüşlerle keşfe dalmak isteyen ziyaretçilerin yanlarına rahat yürüyüş ayakkabılarını almaları da şehirde yapacakları geziye büyük konfor sağlayacaktır.

Dedeağaç Hakkında İlginç Bilgiler

Kurulduğu günden itibaren hızla gelişen Dedeağaç, coğrafi konumu ve önemli bir ticaret merkezi olmasıyla dikkat çekmektedir. Zamanla sanat ve edebiyat dünyasındaki isimlerin de katkısıyla sanat camiası ve entelektüel dünyada da tanınmaya başlayan şehir, günümüzde pek çok turist tarafından ziyaret edilmektedir. Buna rağmen Yunanistan'ın gizli hazinelerinden biri olan Dedeağaç hakkında bilinmeyen pek çok şey vardır. 

Yunanistan'ın Evros ilinin merkezi olan Dedeağaç, 72.959 kişilik nüfusa sahip bir liman kentidir. Kuruluşu göz önüne alındığında Yunanistan'ın en yeni şehri olan kent, aslında Neolitik dönemden kalma bir yerleşim yeridir. Yapılan çalışmalar ile birlikte ortaya çıkmıştır ki MÖ 4500-3000 tarihlerinde dahi bölgede insan yerleşiminin izleri görülmektedir. 

Bu köklü geçmişinin yanında kent, Bizans Dönemi'nde Konstantinopolis'e yakın olması sebebiyle askeri tesisler tarafından korunmuştur. Ancak geçen zamanla birlikte bu antik Trakya toprakları terk edilmiş, yabani ağaçlar ve ormanlarla kaplanmıştır. Daha sonra Osmanlı Devleti tarafından Dedeağaç adıyla kurulmuştur. Bu ismin ise vaktinin çoğunu bir ağacın gölgesinde geçiren ve öldüğünde ise o ağacın yanına gömülmüş olan Türk bir bilgeden geldiği söylenmektedir.

Sevdiklerinizle Paylaşın

Yunanistan Vizesi

Yunanistan’a seyahat etmeyi planlayanların, Schengen vizesine başvuruda bulunmaları gerekmektedir. Schengen vizesine sahip olanlar, Yunanistan’a 180 gün içerisinde en fazla 90 gün olmak kaydıyla seyahat edebilmektedir.