Renkli Bir Tarihe Sahip Midilli Adası Hakkında Bilgiler

Yunan adalarından biri olan meşhur Midilli Adası, eşsiz doğal güzellikleri ve tarihi yapıları ile pek çok turistin ilgi odağı haline gelen adaların başında yer almaktadır. Ormanlık oluşu sebebiyle Zümrüt Ada benzetmesi de yapılan Midilli Adası her yıl binlerce turiste kapılarını açmaktadır. Midilli’nin meşhur meydanı olan Sappho Meydanı’ndan başlanarak adanın çeşitli yerleri keşfedilmektedir. 

Helenistik dönemden kalan Mytilene Antik Tiyatrosu özellikle mimari yapısı ve ihtişamı ile pek çok ziyaretçiye ev sahipliği yapmaktadır. Midilli Adası’nın Agios Therapon Kilisesi, Gataluzi Kalesi gibi tarihi yapıları ile ilgili bilgilere bakıldığı zaman adanın köklü bir geçmişe sahip olduğu görülmektedir. Huzurun timsali olarak da nitelendirilen Midilli Adası, her yıl binlerce turiste kapılarını açmakta ve adanın güzellikleri ile buluşturmaktadır.

Tarihi geçmişinin yanında geleneksel mutfağı ile de ön plana çıkan Midilli Adası, özellikle deniz mahsulleri ile gelen ziyaretçilere adeta bir ziyafet şöleni yaşatmaktadır. Midilli Adası’nda Akdeniz mutfağına dair her şeyin ufak dokunuşlarla özgün bir hale geldiği görülmektedir. Özellikle kabak çiçeği dolması, mantar köftesi ve karidesli makarna Midilli’de ayrı bir lezzet olarak sunulmaktadır. Tarihi yapısı, doğal güzellikleri ve geleneksel mutfağı ile Midilli Adası, Yunanistan’ın görülmeye değer yerleri arasında ilk sıralarda bulunmaktadır.

Midilli Adası'nın Tarihi

Midilli Adası, ilk etapta denizin hemen dışında küçük bir ada ile sınırlı iken zamanla kuzey ve güney kısımları ile bir liman oluştu. Homeros’un yazılarında yer alan bilgilere göre Midilli Adası MÖ 1054 yılından itibaren organize olmuş bir şehirdir. Midilli’nin ilk limanı ise antik çağlarda 700 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğinde bir kanalla birleşmiştir. 1462 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı hakimiyeti altına alınan Midilli bir sancak olarak yönetilmiştir. Birinci Balkan Savaşı’na kadar Osmanlı hakimiyetinde kalan Midilli Londra Antlaşması ile 1913 yılında Yunanistan’a bırakılmıştır. 1912 yılında yapılan mübadele ile adadaki Türk nüfusu ile Anadolu’daki Rum nüfusu yer değiştirmiştir. Midilli dönem dönem önemli isimlere de ev sahipliği yapmıştır. Midilli Adası’nın ünlü isimleri ise şair Sappho ve Alcaeus ile antik Yunanistan’ın yedi bilgesinden biri olan Pittacus’tur. Ayrıca Türk tarihinde önemli bir yere sahip olan Barbaros Hayrettin Paşa’da Midilli doğumludur. Sanat tarihi açısından da önemli bir yere sahip olan Midilli Adası’nda 100’e yakın Osmanlı eseri yer almaktadır.

Midilli Adası Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Midilli Adası’nın en belirgin özellikleri arasında hiç kuşkusuz rengarenk evlerle süslenmiş sokakları ve mavinin muhteşem tonlarına ev sahipliği yapan plajlarıdır. Başta Tarti olmak üzere Plomari, Vatera, Scala Eresou, Sigri, Petra, Gera ve Tsonia plajları özellikle deniz tatili yapmak isteyen ziyaretçiler için tavsiye edilmektedir. 

Midilli Adası denildiğinde Midilli Eski Çarşı, Molivos Kalesi, Morya Su Kemeri ve Midilli Antik Tiyatrosu ilk akla gelenler arasında yer almaktadır. 

Ayrıca Midilli Adası geleneksel mutfak lezzetleri ile de adından sıklıkla bahsettirmektedir. Midilli Adası deniz mahsulleri ve meşhur uzosu ile nam salmaktadır. Ayrıca çanak ve çömlekçiliğin de oldukça yaygınlık kazandığı Midilli Adası’nda çanak çömlek, ahşap ve seramik yapımı eşyalar hediyelik almak isteyen turistlerin ilk tercihi olmaktadır.

Midilli Adası'na Gideceklere Tavsiyeler

19.yüzyılda inşa edilen ve bugün de önemli bir kültür merkezi olarak kullanılan St. Ferapont Kilisesi görülmesi gereken yerler arasında bulunmaktadır. Kilisenin içinde ayrıca Bizans Müzesi yer almaktadır. Müzede Bizans döneminden kalma silahlar ve tarihi eserler görülmeye değerdir. Midilli’nin önemli dini yapıtlarından biri olan Aziz Athanasios Katedrali de görülmesi tavsiye edilen önemli bir yapıdır. 17.yüzyılda inşa edilen Katedralde dini eserler korunmaktadır. Midilli Adası’na gelen her ziyaretçi en güzel caddelerden biri olan tarihi Kioski Caddesi boyunca yürüyüş yapmalıdır. Etkileyici bir kubbeye sahip Agios Therapon Kilisesi, Gataluzi Kalesi, Mytilini Antik Tiyatrosu ve Eleftheriadis Teriade Modern Sanatlar Müzesi görmeye değer tarihi yapılardır. Midilli’nin merkez caddesi olan Ermou Caddesi’nde pek çok hediyelik eşya dükkanı bulunmaktadır. Midilli’ye özgü hediyelik eşya satın almak isteyen turistler için tavsiye edilmektedir. Midilli Eski Çarşı, Molivos kasabası, Gera Plajı, Morya Su Kemeri ve Eressos Plajı Midilli’ye gelip görülmeden dönülmemesi gereken yerler arasında bulunmaktadır. Midilli’ye gelen turistlere Midilli’nin geleneksel lezzetlerini tatmadan ayrılmamaları tavsiye edilmektedir. Özellikle kabak çiçeği dolması, karidesli makarna ve mantar köfte mutlaka tadılması gereken lezzetlerdir.

Midilli Adası'na Giderken Alınması Gerekenler

Midilli Adası’nı keşfe çıkarken ziyaretçilerin yanlarında bulundurması gereken en önemli eşya kuşkusuz yürüyüş ayakkabılarıdır. Midilli Adası’nda araba yerine daha çok yürüyerek gezilmesi tavsiye edildiğinden rahat bir yürüyüş ayakkabısı ziyaretçilerin gezisini daha kolay bir hale getirmektedir. Ayrıca günlük kullanıma uygun temel ihtiyaçların sığdırılabileceği küçük bir sırt çantası da giderken yanına alınması gereken eşyalar arasındadır. 

Midilli gezisi esnasında biten telefon şarjı ile gezinin bölünmemesi adına power bank taşınması da tavsiye edilmektedir. Midilli sokaklarında gezerken hafif açlık hissine karşılık bisküvi ya da sandviç tarzı gıdalar, bunların yanında su bulundurulması da önerilmektedir. Midilli’de yer alan kilise ya da katedral ziyaretleri için şal veya başörtüsü de alınmalıdır.

Midilli Adası'nın Hakkında İlginç Bilgiler

Hakkında bilinmeyenlerin merak edildiği Midilli Adası’nda öğle uykusu saatleri mevcuttur. Midilli’de 14.00 ile 17.00 saatleri arasında pek çok dükkan kapalı bulunmaktadır. Adada alışveriş yapmak isteyen ziyaretçiler özellikle öğle uyku vaktini göz önünde bulundurmalıdır. Ayrıca her Eylül ayında Midilli’de Lezbiyenler Festivali düzenlenmektedir. Eressos doğumlu Yunan şair Sappho’nun lezbiyenlik kavramlarının temellerini burada attığına inanılmaktadır. Bu sebeple de Sappho’nun doğum yeri olan Eressos’ta her sene dünyanın dört bir yanından ziyaretçiler toplanarak çeşitli etkinlikler düzenlemektedir. Festivale başlangıçta Yunanlı yetkililer tepki göstermiştir.