Malta Hakkında

Malta Hakkında

Malta Hakkında

5 dk'lık okuma
100 kişi okudu

Malta, ürkütücü su altı mağaralarından çarpıcı tapınaklarına kadar Orta Çağ mimarisinden gelen efsanevi bir mirasa sahiptir. Ülkenin tarihi sokakları, kiliseleri, pazarları ve müzeleri oldukça dikkat çekicidir. Bu mekanlar, ülkenin kasaba ve köylerinin etrafında bulunmaktadır. Dünyanın en eski binalarından bazıları da bu yerleşim alanlarının güzel sokaklarında yer almaktadır. Büyüleyici balıkçı köylerine sahip bu ada ülkesi, Sicilya’nın güneyinde Akdeniz’in masmavi sularıyla çevrilidir. Tunus’a yakın olması sebebiyle belirgin bir Kuzey Afrika kültürünün varlığı da bilinmektedir. Hatta Malta dilinin Arapça ve İtalya karıştırılarak türetilmiş olması, ülke ile ilgili bilgilerin en dikkat çekici olanıdır.

Sıcak yaz güneşinin ışıklarıyla mükemmelleşen palmiye ağaçlarıyla çevrili manzarası, pitoresk tepe kasabaları, huzurlu limanları, renkli eski balıkçı köyleri, doğal cazibe merkezleri; kısacası Malta hakkında her şey ziyaretçileri kendisine hayran bırakmaktadır. UNESCO’nun koruma altına aldığı birçok tarihi yapısı ve doğal yaşam alanı bulunan Malta Adası’nda turistlere, tarih yolculuktan masmavi sulara uzanan geniş kapsamlı etkinlikler sunulmaktadır. Tarihle dolu Akdeniz ve Arap kültürünün eşsiz karışımıyla kutsanmış olan Malta'da; Blue Lagoon'da yüzmekten Mdina'da alışveriş yapmaya, Mosta Rotunda'da tarihin tadını çıkarmaktan Valetta’da kültürel etkinliklere katılmaya çok sayıda seçenek bulunmaktadır.

Malta'nın Tarihi

MÖ 5200 yıllarında Sicilya’dan Malta’ya gelerek toprağı işlemeye başlayan çiftçiler, MÖ 800’lü yıllarda Fenikelilerin adaya yaptığı sefere dek adanın gelişimine katkıda bulunmuşlardır. Fenikeliler buldukları bu adaya, barınak anlamına gelen Malet adını vermiştir. Fenikeliler, Romalıların fethine kadar Malta’da yaklaşık 250 yıl hüküm sürmüştür. Romalıların ardından 870 yılında Malta’yı fetheden Araplar, kültürleri ve dilleriyle adalıları etkilemiş ve ülkenin sanat tarihi açısından ilk adımları atılmıştır.

Daha sonra Normanlar, Fransızlar, Aragonlular, Kastilyalılar ve İspanyollar tarafından ele geçirilen Malta, İspanyol bir kral tarafından 13.yüzyılda St. John Şövalyeleri'ne teslim edilmiştir. Haçlı Seferlerinin yılmaz neferleri olan şövalyeler yüzyıllar boyu Hristiyanlık adına savaşmıştır. Bu şövalyeler, 16 ve 17.yüzyılda bugünkü Malta’nın kuruluşuna dair çeşitli imar faaliyetlerini yürütmüştür. Ancak 18.yüzyıla gelindiğinde hakimiyetleri Napolyon Bonapart tarafından sonlandırılmıştır. Fransa ve İngiltere arasında çekişmelere sebep olan ada, 1814’te Paris Antlaşması ile İngiliz kolonisi olarak tanınmıştır.

1940’lı yıllarda başlayan İtalya-İngiltere savaşına dek çalkantılarla devam eden İngiliz hakimiyeti, 1964 yılında Maltalıların bağımsızlığını kazanmasıyla son bulmuştur. 1974 yılında Malta kendi cumhuriyetini kurmuştur. Bugün ülkenin gelişmiş sanayi, elektronik ve ilaç endüstrisi olmasına rağmen en büyük gelir kaynağı turizmdir.

Malta Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Hem karada hem deniz altında görülebilecek mükemmel lokasyonlar sunan Malta toprakları, kültürel zenginliği ile simgeleşen çok sayıda yapı, sokak ve ibadethaneye sahiptir. Pek çok tarihi yapının bulunduğu Valetta, ülkenin başkenti olmasının yanı sıra tarihe damgasını vuran St. John Şövalyeleri’nin 1530 yılında kurduğu bir Orta Çağ şehridir. Şehrin kalbi; Fransa, İspanya ve İtalya gibi çeşitli ülkelerden gelen farklı şövalye tarikatları tarafından inşa edilen Saint John Katedrali’dir. Bu katedralin yakınlarında bir zamanlar Malta Şövalyelerinin ikametgahı olan muazzam Büyük Üstadlar Sarayı bulunmaktadır. Bu saray, şövalyelerin askeri zaferlerinin hikayesini anlatan muhteşem tabloların yanı sıra büyük bir cephaneliğe de sahiptir.

Orta Çağ etkilerinin görülebileceği bir başka yer olan UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Orta Çağ kasabası Mdina, Malta’nın en belirgin özelliklerini yansıtan çeşitli eserlere ev sahipliği yapmaktadır.

Görkemli bir Barok yapı olan St. Paul Katedrali, Neo-klasik Palazzo Vilhena, Ulusal Doğa Tarihi Müzesi ve Falson Tarihi Ev Müzesi; Mdina’nın en bilinen mekanları olmasının yanı sıra Malta denildiğinde akla gelen ilk yapılardır. Ayrıca Rabat'taki Aziz Dominic Manastırı, Gozo Adası'ndaki Ggantija Tapınakları ve Ramla Koyu, ziyaretçiler tarafından en çok merak edilen yerlerden bazılarıdır. Olağanüstü mekanları sebebiyle Malta her yıl milyonlarca turist tarafından ziyaret edilmektedir. Bunun en önemli sebebi de ziyaretçilerine unutulmaz bir tatil yaşatmasıdır.

Malta'ya Gideceklere Tavsiyeler

Sessiz Şehir olarak da bilinen Malta'nın eski başkenti Mdina’yı ziyaret etmek turistlerin ülkeye gittiklerinde yaptıkları ilk şeylerden biridir. Yüksek duvarlarının arkasında yaklaşık 4.000 yıl öncesine dayanan bir şehir yatmaktadır. Orta Çağ’da Mdina, birçok soylu aileye ev sahipliği yaptığı için Noble City olarak da adlandırılmıştır. Günümüzde şehrin birçok sakini, bu ailelerin torunlarıdır ve evler nesilden nesile aktarılmaktadır. Yürüyerek keşfedilmesi gereken bu kadim şehir, eski tip sokak lambalarıyla aydınlatılmakta ve ziyaretçilere Orta Çağ’da zamanın durduğu izlenimini yaşatmaktadır.

Yeni başkent Valetta ise dünyayı büyüleyen bir peyzaja sahip olan Barraka Bahçelerine ve 500 yıldır Malta’yı saldırılara karşı koruyan, belki de dünyada halen faaliyette olan en eski selamlama bataryasına ev sahipliği yapmaktadır. Her gün öğlen saatlerinde atılan toplar, muhteşem manzarayı daha etkileyici hale getirmektedir. Ziyaretçilerin, dünyanın başka hiçbir yerinde yaşayamayacakları bu deneyim için 11.45’te Yukarı Barraka Bahçeleri’nde bulunmaları önerilmektedir.

Kültür sürekliliğinin tek yansıması, selamlama bataryaları değildir. Malta’da el işleri gibi yerlilerin yapmakta olduğu çeşitli eserler, Avrupa-Afrika tarzının devamlılığını gözler önüne sermektedir. Küçük el sanatları köyü olan Ta' Qali, çanak çömlekten yerel değerli taşlara varan geniş hediyelik eşya yelpazesiyle turistlere evlerine götürebilecekleri sayısız geleneksel ürün sunmaktadır.

Malta'ya Giderken Alınması Gerekenler

  • Malta’nın zengin bir tarihe ev sahipliği yapan sokakları, Orta Çağ dokularının silinmemiş izlerini taşıyan caddeleri ve muhteşem yerel pazarları yürüyerek keşfedilebilecek sayısız güzellikle dolup taşmaktadır. Bu sebeple mevsim fark etmeksizin Malta’da spor ayakkabıyla dolaşmak, ayak sağlığı açısından oldukça önemlidir. Sonbahar ve kış günlerinde serin esintilerin ziyaretçileri etkilemesine olanak tanımayan spor ayakkabılar, yaz aylarında ise minik tırmanışlar veya kır yürüyüşleri için ideal bir seçim olmaktadır.
  • Kapalı spor ayakkabıların yanı sıra parmak arası terliğe ek olarak Malta sahilleri için gereken mayo, havlu, güneş kremi gibi malzemelerin de turistlerin yanında olması gerekmektedir.
  • Akdeniz’in masmavi sularının keyfini çıkarmak isteyen ziyaretçiler, aynı zamanda bu muhteşem suların altındaki canlı zenginliğini gözlemlemek için deniz gözlüğü ve şnorkellerini de yanlarında getirmelidir.
  • Adalardan oluşan ve etrafı koyu sularla çevrili Malta, nem oranı en yüksek ülkelerden birisidir. Bu durum, yaz aylarında dahi olsa akşamları üşüten bir serinliğin hakim olduğu anlamına gelmektedir. Malta ziyaretçileri akşamları giymek üzere hafif bir ceket ya da şal gibi eşyaları da yanlarında bulundurmalıdır.

Malta Hakkında İlginç Bilgiler

Kültür ve doğanın iç içe geçtiği ülkeler listesinde ilk sıralarda yer alan Malta hakkında bilinmeyenler; yerlilerinden doğasına, tarihinden kültürüne farklı alanlarda olabilmektedir. 2017 sayımlarında yaklaşık 430.000 nüfusa sahip olduğu öğrenilen Malta’da, şehir ve köylerde pek çok insan birbirini tanımaktadır. Başlıca gelir kaynağının turizm olması, Malta yerlilerinin sıcak kanlı yapısı, turistlerin her sorununu çözmek için canla başla uğraşan insanları ortaya çıkarmaktadır. Bu durum, aynı zamanda uzun sohbetlerin her yerde yapılabileceği anlamına gelmektedir.

Yerlilerin bu alışkanlıkları, çok sayıda resmi tatil, adanın havası, kuruluşu, deniz kenarında konumlanışı gibi pek çok farklı etmene bağlıdır. İnsanlara huzur veren muhteşem doğası sebebiyle film yapım şirketlerinin odağı haline gelen Malta’da; Asterix ve Oburix’ten Agora’ya, Da Vinci’nin Şifresi’nden Truva’ya çok sayıda film çekilmiştir.

Küçük yapısına binlerce farklı aktiviteyi sığdıran Malta, doğası ve tarihi dokusuyla tüm dünyanın ilgisini çekmeyi başararak UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne çok sayıda mekanla adını yazdırmıştır. Valletta, Megalitik Tapınakları ve Hal Saflieni Hypogeum; bu listenin üst sıralarında yer alan ve insanlığın kültürel mirasını taşıyan mekanlardır.

Malta, İngilizce dil eğitimi konusunda dünya devi ülkelerle yarışmaktadır. Günümüzde yüzlerce dil okuluna sahip olan Malta, uygun fiyatlarının yanı sıra öğrencilere sunduğu imkanlarla da tanınmaktadır.

Sevdiklerinizle Paylaşın

Malta Vizesi

Malta’ya turistik gezi yapacak olan hususi, hizmet ve diplomatik pasaport sahipleri vizeden muaf olmaktadır. Fakat umumi pasaport sahibi vatandaşlar Schengen vizesi almak durumundadır.